"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1921 E., 2022/1928 K.
DAVA TARİHİ : 18.01.2022
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi
SAYISI : 2022/129 E., 2022/583 K.
Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali ile alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 05.09.2015 tarihinde davalıya ait işyerinde temizlik personeli ve depo görevlisi olarak çalışmaya başladığını, ... sözleşmesinin 05.10.2021 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, davalının asgari ücretle çalışan müvekkilinin bilgisizliğinden faydalanarak arabuluculuk sırasında müvekkilinin tüm alacaklarından feragat etmesini sağladığı, arabuluculuk tutanağının gabin nedeniyle iptalinin gerektiğini, müvekkilinin haftanın 7 gün 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, müvekkiline çalıştığı süre boyunca hiç yıllık izin kullandırılmadığını, buna dair ödeme yapılmadığını, müvekkilinin evli ve 5 çocuklu olduğunu belirterek açıklanan nedenlerle öncelikle 05.10.2021 tarihli ve 2021/245710 sayılı arabuluculuk tutanağının iptali ile fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, yol, yemek alacağı ile belirsiz alacak davası olarak fazla çalışma ücreti ve ... bayram ve genel tatil ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının arabuluculuk tutanağını kendi rızası ile imzaladığını, davacının dinî bayram ve resmî tatil izinleri ile tüm yıllık izinlerinin kullandırıldığını, asgari geçim indirimi alacağının eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının iddia ettiği gibi arabuluculuk son tutanağının iptalini gerektirecek gabin, aşırı yararlanma ve hata durumunun, yani anlaşma iradesinin fesada uğratıldığının dosya kapsamındaki delillerle ispatlanamadığı, sadece davacının daha fazla alacak talep edebileceği varsayımı ile gerçekleşen anlaşmada belirlenen miktar ile istenebilecek tazminatın tutarı arasında orantısızlık bulunduğuna ilişkin kabulün ... başına arabuluculuk son tutanağının iptal edilmesi için yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, arabulucunun davalı Şirket yetkilisi tarafından belirlendiğini, arabulucu ve Şirket yetkilisinin arkadaş olduklarını, her ne kadar Şirket avukatlığını yapmadığını beyan etseler de sürekli görüşme hâlinde olduklarını, müvekkilinin arabulucuya gittiğini bilmediğini, müvekkiline Şirketin avukatına gideceği ve tazminat alacağının bildirildiğini, tutanağın tecrübesizliğinden ve bilgisizliğinden yararlanılarak imzalandığını, arabulucunun tarafsızlığını şüpheye düşüreceği hususunun Mahkemece kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, arabulucunun görüşmelerin temel şartı olan açılış ve kapanış konuşmaları yapmadığını, bilgilendirmede bulunmadığını, 6 yıllık çalışması olan müvekkiline birikmiş ücretiyle birlikte sadece 5.000,00 TL ödenmesinin taraflardan biri yönünden gabine yol açtığı noktasında bilgilendirme görevini yürütürken tarafların zararına sebebiyet verecek tavır ve davranışlardan kaçınmadığını, 5.000,00 TL ücret verilmesinde arabulucunun tarafın olası bir hak kaybına uğramaması adına görüşmelere ara verilmesi gerektiğini ve özel görüşme yapması gerektiğini, başvurunun yapıldığı gün tüm işlemler bitirilerek müvekkilinin sorgulama hakkının elinden alındığını, arabulucu anlaşma tutanağına ibraname niteliği kazandırılmak istendiğini, müvekkiline arabulucuyla görüşme yapmaksızın gıyabında hazırlanan anlaşma tutanağının aceleyle imzalatıldığını, 6 yıl çalışan müvekkilinin hak ettiği ücret ve tazminatının 5.000,00 TL'den yüksek olduğunu, davacının işten çıkışının üzerinden 1 ay geçmemesine rağmen ibraname imzalandığını, anlaşma tutanağının makbuz niteliğinde olup müvekkilinin gabine uğradığı iddiasının dinlenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, ödenen paranın gabin olgusunun açık göstergesi olduğunu, müvekkilinin dava açmak için yanına geldiğinde dahi arabulucuya gittiğini bilmediğini, avukatın yanına gittiğini düşündüğünü, müvekkilinin deneyimsizliğinden yararlanılarak imzalanan tutanağın kesin hükümsüz olduğunu beyanla Mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının irade fesadına yönelik iddialarıyla ilgili ispata yönelik somut tanık anlatımları olmadığı gibi başkaca delil de sunulmadığı, arabulucunun tarafsız olmadığı iddiasının ispatlanamadığı, sadece davacının daha fazla alacak talep edebileceği varsayımı ile gerçekleşen anlaşmada belirlenen miktar ile istenebilecek tazminatın tutarı arasında orantısızlık bulunduğuna ilişkin kabulün ... başına arabuluculuk son tutanağının iptal edilmesi için yeterli olmadığına dair Mahkeme gerekçesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçerli olup olmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2.7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şu şekildedir:
" (1) Kanuna, ... veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir."
3. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18 inci maddesinin beşinci fıkrası şöyledir:
"(5) (Ek: 12/10/2017-7036/24 md.) Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz."
4. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun 28 inci maddesi ile 30 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.