"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2020/60 E., 2023/136 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda,
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili işçinin davalı Şirkette çalışırken farklı zamanlarda kendisine üç defa boş senet imzalatıldığı ve bu senetleri istediğinde kendisine verilmediğini, müvekkiline vade farkı alınması gereken eczanelerin vade farkı toplam miktarına ait olmak üzere vade tarihi olarak 17.10.2006 tarihi atılmış 54.280,00 TL meblağlı ve 28.000,00 TL meblağlı senet için ihbarname gönderildiğini, daha sonra 04.12.2006 tarihinde işten çıkış belgesi verildiğini, bu sebeplerle davalı Şirket tarafından vade farkının tahsili amacıyla müvekkili borçlu olmadığı hâlde borçlu gösterilerek iki adet senedin tahsili cihetine gidildiğinden ve bir adet boş kalan senedin doldurulma ihtimali olduğundan davacının davalı Şirkete borcu bulunmadığının tespiti ile Şirkette bulunan senetlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının işyerinde çalıştığı süre içerisinde kendisinden boş senet imzalamasının talep edilmediğini, davacının satış görevlisi olarak çalışırken sekiz ayrı eczaneden toplam 54.280,00 TL tahsil ettiğini, ayrıca ... Eczanesinden de 28.046,00 TL tahsil ettiğini, tahsil ettiği bu bedeli müvekkili Şirkete teslim etmeyip zimmetine geçirdiğini, bu olaylar üzerine tutanak tutulduğunu ve davacının da borcunu ödemeyi kabul ederek tutanakları ve hazırlanan bonoyu imzaladığını, bu olayların ortaya çıkması üzerine davacının ... sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, ayrıca davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.04.2013 tarihli ve 2013/104 Esas, 2013/272 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 20.11.2014 tarihli ve 2013/21929 Esas, 2014/32825 Karar sayılı kararıyla; somut olayda doğru sonuca varılabilmesi için davalı Şirketin kayıt ve defterleri ile adı geçen eczanelerin kayıt ve belgeleri de celbedilerek alanında uzman bilirkişilerden oluşan bir bilirkişi heyeti tarafından söz konusu kayıtlar üzerinde inceleme yapılıp davacının Şirkete borçlu olup olmadığı ve varsa borç miktarı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Şirketin Edremit şubesinde satış görevlisi olarak çalışırken şirketin ... yaptığı eczanelerde tahsilat yaptığı, ceza yargılaması sonunda 2006 yılının 11. ve 12. aylarında toplam 54.280,00 TL tutarındaki parayı Şirket adına tahsil ettiği, ancak bu paraları Şirket hesabına yatırmadığının anlaşılması üzerine mahkumiyetine karar verildiği ve kararın Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği, 09.11.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda da tespit edildiği üzere davalı Şirketin sekiz adet eczaneden toplam 53.445,00 TL alacaklı olduğu, 02.12.2006 tarihli davacının imzasının olduğu ve tanıklar huzurunda tutulan tutanakta toplam 54.280,00 TL'yi ve bunun karşılığında bono düzenlemeyi kabul ettiği, davacı hakkında yine tanıklar huzurunda tutulan 15.01.2007 tarihli tutanakta da ... Eczanesinden tahsil edilen 28.046,00 TL'nin davalı Şirketin hesabına geçirilmediğinin tespit edildiği, davacının borcu ödemeyi taahhüt ettiği, eczanelerden tahsil ettiği bedelleri davalı Şirkete ödemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı işveren tarafından müvekkilinden alınan senetlerin henüz işe başlamadan zorla alındığını, dolayısıyla işbu senetlerin dosya kapsamında incelemeye konu edilmeden doğrudan müvekkilinin borcu olduğu sonucuna varılmasının yerinde olmadığını, ceza yargılaması sonucunda verilen kararın hukuk hâkimini bağlamayacağını, müvekkilinin davalıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalı işverene karşı borçlu olup olmadığı ve davacıdan boş senet alınıp alınmadığı, buna bağlı olarak senetlerin iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.
3. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 74 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.