"İçtihat Metni"
I. BAŞVURU
Başvurucu vekili dilekçesinde; işe iade talepli olarak açtıkları davada ... 6. ... Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiğini, kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, arabuluculuk son tutanağının 03.05.2021 tarihinde imzalandığı ve işe iade davasının 18.05.2021 tarihinde açıldığı, arabuluculuk son tutanağı 03.05.2021 tarihinde imzalandığına göre davanın iki haftalık yasal süre geçtikten sonra 18.05.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine kesin olarak karar verildiğini; ancak karşı taraf vekilinin arabuluculuk görüşmelerine telekonferans ile katıldığını ve son tutanağı 12.05.2021 tarihinde elektronik imza ile imzaladığını, dolayısıyla imzaların tamamlandığı tarih olan 12.05.2021 tarihinde son tutanağın düzenlendiğinin kabul edilmesi gerektiğini, tüm imzalar tamamlanmadan tutanağın düzenlenmiş olduğundan söz edilmeyeceğini; ..., ..., ..., ... ve ... Bölge Adliye Mahkemesi kararları ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin anılan kararı arasında görüş farklılığı ortaya çıktığını, ..., ..., ..., ... ve ... Bölge Adliye Mahkemelerince telekonferans yöntemi ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinde, iki haftalık hak düşürücü sürenin son imzanın atıldığı tarihten itibaren başlayacağının kabul edildiğini ileri sürerek ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 01.12.2022 tarihli ve 2022/1834 Esas, 2022/1867 Karar sayılı kararı ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 10.07.2019 tarihli ve 2019/104 Esas, 2019/894
Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 tarihli ve 2019/425 Esas, 2019/1919 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 10.09.2019 tarihli ve 2019/2485 Esas, 2019/1674 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17.10.2019 tarihli ve 2019/2541 Esas, 2019/2294 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 01.10.2019 tarihli ve 2019/2389 Esas, 2019/2073 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 08.10.2019 tarihli ve 2019/2556 Esas, 2019/2435 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 30.01.2020 tarihli ve 2019/3209 Esas, 2020/290 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli ve 2018/2346 Esas, 2018/1826 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 tarihli ve 2019/611 Esas, 2020/435 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 12.02.2020 tarihli ve 2020/408 Esas, 2020/147 Karar sayılı kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 03.05.2023 tarihli ve 2023/2 Esas, 2023/2 Karar sayılı kararı ile; Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunda yapılan değerlendirmeler sonucu, uyuşmazlık talebine yönelik istinaf kararlarının incelemesinde, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 01.12.2022 tarihli ve 2022/1834 Esas, 2022/1867 Karar sayılı kararı ile kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, davanın arabuluculuk son tutanağının imzaladığı tarihten itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık nedeniyle kaldırılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine kesin olarak karar verildiği; ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 10.07.2019 tarihli ve 2019/104 Esas, 2019/894 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 tarihli ve 2019/425 Esas, 2019/1919 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 10.09.2019 tarihli ve 2019/2485 Esas, 2019/1674 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17.10.2019 tarihli ve 2019/2541 Esas, 2019/2294 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 01.10.2019 tarihli ve 2019/2389 Esas, 2019/2073 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 08.10.2019 tarihli ve 2019/2556 Esas, 2019/2435 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 30.01.2020 tarihli ve 2019/3209 Esas, 2020/290 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli ve 2018/2346 Esas, 2018/1826 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 tarihli ve 2019/611 Esas, 2020/435 Karar; ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 12.02.2020 tarihli ve 2020/408 Esas, 2020/147 Karar sayılı kararlarında ise telekonferans yöntemi ile arabuluculuk görüşmelerine katılınması hâlinde dava açma süresinin imzaların tamamlanma tarihinden itibaren başlayacağı kabul edilerek işin esasına girildiği; bu hâliyle Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin kararları arasında uyuşmazlık bulunduğu, gerekçesiyle 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) üncü bendi uyarınca uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine; telekonferans yöntemi ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinde, son oturumun yapıldığı tarih itibari ile davacı vekilinin anlaşmama durumunu öğrendiği sabit olup tutanağın taraflarca sonradan imza edilmesinin sonuca etkili olmadığı, dava açma süresinin görüşmenin yapıldığı tarihten başlayacağı, imzaların tamamlanmasının aranmaması gerektiği, kaldı ki imzaların tamamlanmasının aranması hâlinde bunun uygulamada karışıklığa yol açacağı hususunun Başkanlar Kurulunun görüşü olarak bildirilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 01.12.2022 Tarihli ve 2022/1834 Esas, 2022/1867 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli açılan davada ... 6. ... Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde, arabuluculuk son tutanağının 03.05.2021 tarihinde imzalandığı ve işe iade davasının 18.05.2021 tarihinde açıldığı, arabuluculuk son tutanağı 03.05.2021 tarihinde imzalandığına göre davanın iki haftalık yasal süre (17.05.2021 tarihi mesai saati bitimine kadar) geçtikten sonra 18.05.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık sebebi ile kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine kesin olarak karar verilmiştir.
B. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 10.07.2019 Tarihli ve 2019/104 Esas, 2019/894
Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada Aliağa ... Mahkemesince, arabuluculuk son tutanağının 23.03.2018 tarihinde düzenlendiği, davanın ise 19.04.2018 tarihinde iki haftalık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalı vekilinin arabuluculuk görüşmelerine telekonferans yöntemi ile katıldığı, son tutanağın kargo aracılığıyla davalı vekiline gönderildiği, davalı vekilince 09.04.2018 günü imzalanarak tekrar kargoya verilmek suretiyle arabulucuya gönderildiği ve 10.04.2018 günü arabulucu tarafından teslim alındıktan sonra 11.04.2018 günü tüm imzaları içeren son tutanağın davacı vekiline teslim edildiği; tüm imzaların 09.04.2018 tarihinde tamamlandığı ve imzası tamamlanan son tutanağın davacı vekiline 11.04.2018 tarihi itibarıyla teslim edildiği dikkate alındığında 19.04.2018 tarihinde açılan işe iade davasının yasal iki haftalık süre içinde açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Daire kararına uygun şekilde yeniden bir karar tesis edilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
C. ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 Tarihli ve 2019/425 Esas, 2019/1919 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada ... 16. ... Mahkemesince, taraflar arasında 16.08.2018 tarihinde uyuşmazlığa ilişkin son tutanağın düzenlendiği, işe iade talepli eldeki davanın ise 04.09.2018 tarihinde iki haftalık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davacı tarafça dava dilekçesi ekinde ibraz edilen son arabuluculuk görüşmelerine telekonferansla katıldığının anlaşıldığı, davacı tarafça istinaf dilekçesi ekinde ibraz edilen arabuluculuk tutanağı suretinde dava dilekçesi ekinde sunulan tutanaktan farklı olarak "Başvurucunun telefonla katılımı nedeniyle imzası bilahare tamamlanacaktır." ibaresinin bulunduğu, arabuluculuk tutanağının tamamlanmış sayılacağı, taraf imzalarının tamamlandığı ve taraflara tutanak suretlerinin verildiği tarih tespit edilmek suretiyle davanın yasal iki haftalık süre içerisinde açılıp açılmadığının araştırılması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
D. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 10.09.2019 Tarihli ve 2019/2485 Esas, 2019/1674 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada Avanos Asliye Hukuk (...) Mahkemesince, 09.01.2019 tarihinde arabuluculuk görüşmelerini sonlandıran davacının dava açmak için 23.01.2019 tarihi son gün olmakla davanın açıldığı 25.01.2019 tarihi itibarıyla iki haftalık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; arabuluculuk görüşmesinin telekonferans yoluyla yapıldığı, arabulucu tarafından 09.01.2019 tarihinde anlaşamama tutanağının düzenlendiği, ancak işveren vekilinin görüşmeye telekonferans yoluyla katılması nedeniyle imzanın sonraki tarihte tamamlandığı, tutanakta imza tarihi yazılı olmadığından söz konusu tutanağın arabulucuya gönderildiği tarih olan 17.01.2018 tarihine kadar atılmış olduğu, imzalarının tamamlanmasıyla beraber anlaşamama tutanağının arabulucu tarafından davacıya 22.01.2019 tarihinde gönderildiği ve davanın ise 25.01.2019 tarihinde açıldığı, toplantının düzenlenme tarihinin de çelişkili olduğu; zira davalı vekili iddia olunan avukatın imza tarihinin son tutanak düzenleme tarihinden sonra olduğu, dolayısıyla anlaşamama tutanağının usulüne uygun olmadığı, hak düşürücü sürelerin tereddüt olması durumunda aleyhine süre konulan kişi lehine yorumlanması gerektiği dikkate alındığında tutanağın düzenleme tarihinin davalı vekili olduğunu iddia eden avukatın imza tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği ve buna göre de davanın süresinde açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
E. ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17.10.2019 Tarihli ve 2019/2541 Esas, 2019/2294 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada Avanos Asliye Hukuk (...) Mahkemesince, 09.01.2019 tarihinde arabuluculuk görüşmelerini sonlandıran davacının dava açmak için 23.01.2019 tarihi son gün olmakla davanın açıldığı 25.01.2019 tarihi itibarıyla iki haftalık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; arabulucu tarafından 09.01.2019 tarihde son görüşme tutanağı tutulduğu, davacı vekilince, davalı taraf tutanağı imzalamamakla tutanak örneğinin kendisine verilmediğinin, davalı tarafça imza eksiği tamamlandıktıktan sonra arabulucu tarafından 17.01.2019 tarihinde evrakın kargo ile kendilerine gönderildiğinin ve evrakın 22.01.2019 tarihinde kendilerine ulaşması akabinde işe iade davasını yasal süre içerisinde açtıklarının ileri sürüldüğü, dosya içerisinde yer alan ve arabulucu tarafından tutulan 18.01.2019 tarihli tutanak içeriğinin de davacı taraf iddiasını doğruladığı, tüm tespitler karşısında davacı tarafın dilekçesine eklemek zorunda olduğu 09.01.2019 tarihinde tarafların imzalarını taşıyan, usulünce düzenlenmiş ve uzlaşmaya varılamadığına dair bir tutanağın varlığından bahsedilemeyeceği, anlaşmazlığa dair arabulucu tarafından 18.01.2019 tarihinde tutulan tutanak içeriği ve davanın açıldığı tarih dikkate alındığında davanın yasal süre içerisinde açıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
F. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 01.10.2019 Tarihli ve 2019/2389 Esas, 2019/2073 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada Avanos Asliye Hukuk (...) Mahkemesince, 09.01.2019 tarihinde arabuluculuk görüşmelerini sonlandıran davacının dava açmak için 23.01.2019 tarihi son gün olmakla davanın açıldığı 25.01.2019 tarihi itibariyle iki haftalık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davacı tarafından 03.01.2019 tarihinde arabulucuya başvurulduğu, 09.01.2019 tarihinde toplantı yapıldığı, davalı vekilinin imzasının eksik olması nedeniyle eksik olan imzayı tamamlatmak amacıyla arabulucu tarafından taraflarına tutanak teslimi yapılmadığı, arabulucu tarafından davalı vekiline evrak gönderilerek davalı vekili tarafından 17.01.2019 tarihinde imzalandığı, arabulucu tarafından 18.01.2019 tarihli tutanak ile arabuluculuk sürecinin sonlandırıldığı, davacı vekilinin beyanına göre evrakın taraflara kargo vasıtası ile gönderildiği, bu tutanaktan 22.01.2019 tarihi itibarıyla haberleri olduğu, her ne kadar 18.01.2019 tarihli tutanağın taraflara ne zaman tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ mazbatası dosyada mevcut değil ise de dava açılış tarihi nazara alındığında davanın iki haftalık yasal süresi içerisinde açıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
G. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 08.10.2019 Tarihli ve 2019/2556 Esas, 2019/2435 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada Avanos Asliye Hukuk (...) Mahkemesince, 09.01.2019 tarihinde arabuluculuk görüşmelerini sonlandıran davacının dava açmak için 23.01.2019 tarihi son gün olmakla davanın açıldığı 25.01.2019 tarihi itibarıyla iki haftalık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; arabuluculuk görüşmesinin 08.01.2019 tarihinde davalı vekilinin telekonferans yoluyla katılımı ile yapıldığı ve anlaşamama ile sonuçlandığı, arabuluculuk tutanağının arabulucu tarafından kargo ile davalı vekilinin adresine gönderildiği, davalı vekilinin 17.01.2019 tarihinde imza atarak evrakı arabulucuya geri gönderdiği, arabulucu tarafından imzaların tamamlanması ile davacı vekiline son tutanağın 18.01.2019 tarihinde gönderildiği ve davacı vekilinin eline 22.01.2019 tarihinde geçtiği, davacı vekilinin, sürecin tamamlandığını son tutanağın imzalarının tamamlanıp kendisine gönderilmesi ile öğrendiğini beyan ettiği; bu nedenle davanın yasal iki haftalık süresi içinde 25.01.2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
H. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 30.01.2020 Tarihli ve 2019/3209 Esas, 2020/290 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada Bitlis Asliye Hukuk (...) Mahkemesince, davacının 03.12.2018 tarihli başvurusu üzerine başlayan arabuluculuk sürecinin 21.12.2018 tarihinde anlaşmaya varılamaması nedeniyle sona erdiği ve son tutanağın da bu tarihte düzenlendiği, davacı tarafından işe iade talepli davanın 19.03.2019 tarihinde açıldığı, arabuluculuk tutanağının düzenlenmesinden sonra iki haftalık hak düşürücü süre geçirildikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; arabuluculuk görüşmesinin telekonferans yoluyla yapıldığı, arabulucu tarafından 21.12.2018 tarihinde anlaşamama tutanağının düzenlendiği, ancak işveren vekilinin imzasının telekonferans yoluyla katılması nedeniyle sonraki tarihte tamamlanıp arabulucuya gönderildiği, tutanakta imza tarihi yazılı olmadığından söz konusu tutanağın arabulucu tarafından davacıya 11.03.2019 tarihinde gönderildiği ve davanın 19.03.2019 tarihinde açıldığı, hak düşürücü sürelerin tereddüt olması durumunda aleyhine bu süre konulan kişi lehine yorumlanması gerektiği dikkate alındığında tutanağın düzenleme tarihinin davalı temsilcilerinin imza tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, imza tarihinin ise yer almaması nedeniyle arabulucuya son tutanağın ulaşıp davacıya tebliğ tarihi olduğu ve buna göre de davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
I. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 Tarihli ve 2018/2346 Esas, 2018/1826 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada Adıyaman ... Mahkemesince, arabuluculuk anlaşamama tutanağı 07.03.2018 tarihinde düzenlenmesine rağmen, davanın iki haftalık süreden sonra 23.03.2018 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; arabulucu tarafından 07.03.2018 tarihinde anlaşamama tutanağının düzenlendiği, ancak işveren vekili olduğunu iddia eden avukatın imzasının 12.03.2018 tarihinde atılmış olduğu, davanın ise 23.03.2018 tarihinde açıldığı, hak düşürücü sürelerin tereddüt olması durumunda aleyhine süre konulan kişi lehine yorumlanması gerektiği dikkate alındığında tutanağın düzenleme tarihinin davalı vekili olduğunu iddia eden avukatın imza tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği ve davanın iki haftalık yasal süresinde açıldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine kesin olarak karar verilmiştir.
J. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 Tarihli ve 2019/611 Esas, 2020/435 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada ... 3. ... Mahkemesince, arabuluculuk son tutanak tarihinin 27.11.2018 olduğu, buna göre iki haftalık hak düşürücü süre içerisinde davanın en geç 11.12.2018 tarihinde açılması gerekirken davanın, hak düşürücü süreden sonra 13.12.2018 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; yargılama sırasında aslı sunulan ve davacı vekiliyle davalı vekili ve arabulucunun imzasını taşıyan 27.11.2018 tarihli anlaşamama tutanağının mevcut olduğu, yine davacı vekili tarafından istinaf dilekçesine eklenen arabuluculuk 2. oturum tutanağı 27.11.2018 tarihli olup içeriğinden müzakerenin 03.12.2018 saat 14.30'a ertelendiğinin anlaşıldığı, bu tutanakta davacı vekili ve arabulucunun imzasının bulunduğu, iki tutanağın birbiriyle açıkça çeliştiğinin görüldüğü, arabulucu tarafından yargılama sırasında verilen 02.01.2019 tarihli dilekçede son tutanak tarihinin 03.12.2018 olduğunun, 27.11.2018 tarihli tutanağın sehven yazıldığının bildirildiği, arabulucunun hatası ve yasal sorumluluğunu gerektirebilecek bir durumun tarafların yasal haklarına kavuşmalarını engellememesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk işlemine ilişkin tüm evrakın toplanması, tarafların dinlenmesi ve anlaşmazlıkla sonuçlanan arabuluculuk son tutanağının hangi tarihte tanzim edildiğini tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine kesin olarak karar verilmiştir.
K. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 12.02.2020 Tarihli ve 2020/408 Esas, 2020/147 Karar Sayılı Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilince açılan işe iade talepli davada ... 2. ... Mahkemesince, arabuluculuk son tutanağının imzalanma tarihinin 03.09.2018 olduğu, davanın yasal hak düşürücü süre olan iki hafta geçtikten sonra 24.09.2018 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verildiği; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; arabuluculuk son tutanağının birinci sayfasında 03.09.2018 tarihinde yapılan son görüşmeye davalı şirket vekilinin ...'da bulunması nedeniyle telekonferans nedeniyle katıldığının belirtildiği, ...'de yapılan arabuluculuk görüşmesine ...'dan telekonferans ile katılan vekilin tutanağı aynı gün imzalamasının mümkün olmadığı, arabuluculuk tutanağındaki taraf imzalarının tamamlanma tarihinin son oturumun yapıldığı 03.09.2018 tarihi olamayacağının, bu tarihten daha sonraki bir tarih olacağının açık olduğu, görüşmelere telekonferans yöntemiyle katılan davalı vekilinin tutanağı imzaladığı tarih ve tutanağın arabulucuya ulaştığı tarih konusunda dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı; bu durumda davacı vekilinin imzaları tamamlanmış arabuluculuk son tutanağının kendilerine 13.09.2018 tarihinde iletildiğine yönelik iddiasının dosya kapsamına göre kabul edilebilir bir iddia olduğu, İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk faaliyetinin sonlanmasından sonra imza sürecinin hangi tarih itibarıyla tamamlandığı ve imzaları tamamlanmış son tutanağın taraflara hangi tarih itibarıyla teslim edildiği araştırılarak sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre giderilip giderilemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.
B. İlgili Hukuk
1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
2. 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) üncü bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası ise şöyledir:
“(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
C. Değerlendirme
1. Uyuşmazlığın esasına yönelik değerlendirmeden önce, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine dayanan taleplerle ilgili olarak dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verdiği sırada, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda veya ne şekilde giderilmesi gerektiğine yönelik görüş bildirip bildiremeyeceği ele alınmalıdır. İlgili hükümde, uyuşmazlığın giderilmesinin gerekçeli olarak istenmesi üzerine bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun kendi aralarında toplanacakları ve kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini isteyecekleri düzenlenmiştir. Kanun'daki "kendi görüşleri" ifadesinden anlaşılması gereken husus, başkanlar kurulunun bölge adliye mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı yönündeki görüşüdür. Uyuşmazlığın giderilmesinin gerekip gerekmediği veya hangi daire kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği yönündeki karar, Yargıtay ilgili hukuk dairesince verilir. Keza ilgili daire uyuşmazlığı mutlaka uyuşmazlık konusu daire kararları çerçevesinde ele alıp gidermek zorunda değildir. Gerektiği takdirde uyuşmazlığın, bölge adliye mahkemesi kararlarında belirtilen gerekçelerden farklı gerekçe ile de giderebilir. Başkanlar kurulunun uyuşmazlığın hangi bölge adliye mahkemesinin kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği konusunda bir görüş ortaya koyması, ilgili yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi yargısal bir faaliyette bulunulması anlamına geleceğinden yerinde de değildir. Somut olayda ... Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunca daire kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda giderilmesi gerektiğinin belirtilmesi isabetsiz olup eleştirilmiştir.
2. 5235 sayılı Kanun ile bu Kanun'da sayılan kişi ve kurumlara tanınan uyuşmazlığın giderilmesini talep etme hakkı, mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik ... geliştirilmesine imkân vermez. Uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp böyle bir talebin varlığı hâlinde Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması da mümkün değildir.
3. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenecektir.
4. Bu açıklamalar ışığında belirtmek gerekir ki uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulabilmesi için bölge adliye mahkemesi kararlarının uyuşmazlığı nihai bir kararla sona erdiren kesin hükümle sonuçlanmış olması gerekmektedir. Bununla birlikte başvurucunun talebine konu kararlar incelendiğinde, uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu dosyalardan bir kısmında, toplanması gereken deliller toplanmadan ve hiç değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi nedeniyle, bir kısmında da dava süresinde açılmış olmasına rağmen hak düşürücü süre sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı ve henüz yargılamaların derdest olduğu anlaşılmaktadır. Kesin hükümle sonuçlanmış dosyalar ile henüz derdest olan dosyalar arasında uyuşmazlığın giderilmesi imkânı bulunmamaktadır.
5. Başvurucunun dilekçesinde belirtmiş olduğu Bölge Adliye Mahkemesi Daireleri kararları arasında 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
6. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
V. KARAR
1. ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 03.05.2023 tarihli ve 2023/2 Karar sayılı kararına istinaden iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
2. Dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.