Logo

9. Hukuk Dairesi2023/13540 E. 2023/12135 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacının çalıştığı otoyol inşaatında asıl işveren olup olmadığı ve işçilik alacaklarından sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, otoyol projesinin yap-işlet-devret modeli çerçevesinde görevli şirket olması ve yapım işlerini başka şirketlere ihale etmesi nedeniyle asıl işveren olmadığı, dolayısıyla işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2165 E., 2022/3791 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 59. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/625 E., 2022/229 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verildiği ve davalı aleyhine hüküm altına alınan bir miktar bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalan temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirket nezdinde, ...-... Otoyol inşaatında demirci ustası olarak, 27.01.2020-30.03.2020 tarihleri arasında çalıştığını, çalışması kesintisiz olmasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) eksik gün üzerinden gerçeğe aykırı bildirim yapıldığını, davalı Şirketin asıl işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, davacının fazla çalışma yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını, dinî bayramda sadece iki gün izin kullanabildiğini ve kalan tatil günlerinin tamamında çalışmak zorunda olduğunu, ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, husumet ve dava şartları yönünden de itirazları olduğunu, davacının müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, davanın davacının işvereni olan Şirkete ihbar edilmesini talep ettiğini, bu Şirketten edinilen bilgiye göre davacının hafta tatillerini kullandığını, ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılırsa karşılığının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; grup şirketleri veya holdingler bünyesindeki çalışmalar açısından, çalışma hayatında işçinin sigorta kayıtlarında yer alan işverenin dışında grubun başka Şirketlerine hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında birbiri ile bağlantısı olan bu Şirketler tarafından sürekli giriş çıkışlarının yapıldığı, bu gibi durumlar için sadece Şirketler arasında organik bağdan söz edilerek işçilik alacaklarının aralarında bağlantı bulunan bu işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilmesi veya birden fazla Şirkette geçen çalışmaları için sadece birinin sorumluluğunun yeterli görülmesinin de mümkün olmayacağı, kaldı ki aynı gruba ait olan Şirketlerin aralarında organik bağ bulunmasının da olağan olduğu, işçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz Şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesinin mümkün olmayacağı, ancak bu gibi durumlarda işçilik alacaklarının hesabı noktasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için işverenler arasında işyeri devri, ... sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesinin gerektiği, ayrıca, tüzel kişiler arasında sadece organik bağ bulunduğu gerekçesi, çalışma döneminin tamamına ilişkin alacaklardan işçinin çalışmış olduğu her bir tüzel kişinin müteselsilen sorumlu olması sonucunu doğurmayacağı, zira sadece organik bağın varlığı tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli olmadığı, davacının dava dışı ... Mühendislik Mimarlık İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti. (... Mühendislik Şirketi) nezdinde çalıştığı, ... Mühendislik Şirketi ile ile yine dava dışı ... Makina İnş. Nak. Mad. Tur. Doğal Enerji Kay. Üretim San. Tic. AŞ (... Makina Şirketi) arasında alt işverenlik sözleşmesi yapıldığı, ... Makina Şirketi ile dava dışı ... İnşaat Tic. ve San. AŞ ( ... İnşaat Şirketi) arasında ise ...-... Otoyol İnşaat işinin bir kısım imalat işinin yapılması için sözleşme imzalandığı, davacının davalı ... Otoyol Yatırım ve İşletme AŞ (... Otoyol Şirketi) nezdinde hiç çalışmasının bulunmadığı, ... Otoyol Şirketinin otoyol işletmek üzere kurulduğu, davalı Şirketin ... Şirketler Grubu içinde bir Şirket olmasının ve aralarında organik bağ olmasının davacının alacaklarından da sorumlu olacağı anlamına gelmediğini ve davalı işveren ile dava dışı ... İnşaat Şirketi arasında işyeri devri, ... sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi varlığının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın husumetten reddinin hatalı olduğunu, dosyadaki delillerin yeterince incelenmediğini, sigortalı hizmet cetvelinden de görüleceği üzere uyuşmazlık konusu dönemde müvekkilinin işvereni olan ... Mühendislik Şirketinin aracı Şirket olduğunun kayıtlarla sabit olduğunu, dosyada mübrez SGK işveren bilgi ve belgelerinde açık ve net bir şekilde görüleceği üzere davalı Şirketin 1264632 sicil nolu işveren olduğunu, Mahkemece dosyaya sunulan delil ve belgeler incelenmeden karar verildiğini, kaldı ki davalının anahtar teslim usulü ... vermesinin mümkün olmadığını, zira davalı Şirketin otoyol yapımı, bakımı, onarımı ve işletmesi için kurulmuş olup otoyol yapım işinin asıl işi niteliğinde olduğunu, davalının kendi alanı olan bu işi tamamen başka bir Şirket aracılığı ile de yapmayıp kurucu ortakları olan Şirketlere yaptırdığını, ortada anahtar teslim usulü sözleşme de mevcut olmayıp asıl işveren durumunda olan davalı Şirketin otoyol inşaatı yapım işini kendi bünyesindeki Şirketler eliyle yürütmesinin söz konusu olduğunu, anahtar teslim usulü ihale sözleşmelerinde esas olanın, tamamen farklı, bağımsız ve bağlantısız bir Şirket aracılığıyla işin yapılması olduğunu, bu usule göre işi veren Şirketin yapılacak ... ile bir ilgisinin olmaması yani Şirketin alanında olmaması gerektiğini, oysaki somut olayda otoyol yapımı işinin hem davalı Şirketin ... alanı olduğunu hem de davalı Şirket bu işin yapımını bünyesindeki Şirketler aracılığı ile yaptırdığını, bir Şirketin kendi kendisi ile anahtar teslim usulü sözleşme yapmasının hukuken mümkün olmadığını, kabule göre ise vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çalıştığı yapım işi olan ...-... Otoyolu Projesinin geliştiricisi ve sahibinin Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) olduğu, bir kamu kuruluşu olan dava dışı KGM'nin, yol ağının inşaat, onarım ve bakımı ile ilgili standartları belirleyerek ilgili ... teknik şartnameleri güncelleyebileceği gibi proje kapsamında, tasarım ve inşaat işlerinin kontrolü, taş ocağı tahsisleri (devlet arazilerinde) ve kamulaştırmayla ilgili yasal prosedürlerin uygulanmasından da sorumlu olduğu, yap işlet devret sözleşmesi kapsamında projenin görevli şirketinin davalı ... Otoyol Şirketi olduğu, ticaret sicili kayıtlarına göre ortakları ... İnşaat Şirketi ile ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (... İnşaat Şirketi) olan davalının Şirketin sadece ...-... Otoyolu Projesi’nin uygulanması için kurulmuş olan özel maksatlı bir kuruluş olduğu, belirtilen projenin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı altında faaliyet gösteren bir devlet kuruluşu olan dava dışı KGM tarafından planlanan ve geliştirilen önemli bir ... ulaşım projesi olduğunu ve 2017 yılı Nisan ayında KGM tarafından başlatılan yap işlet devret ihalesi sonucunda projenin inşaat ve işletme imtiyazı için görevli Şirket olarak davalı Şirketin seçildiği, bu kapsamda sözleşmenin 18.08.2017 tarihinde KGM ile Proje Şirketi arasında imzalanmış olduğu, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun (3996 sayılı Kanun) gereği genel olarak hazine yatırım garantisi, talep garantisi ve hasılat paylaşımının bu tip projelerde uygulandığı, davalı Şirketin ise dava dışı şirketlerle (... İnşaat Şirketi ile ... Makina Şirketi) yapım işleri sözleşmesi yapmak suretiyle dava dışı belirtilen Şirketleri yapım işleri şirketleri olarak belirlendiğini, bu Şirketlerin ise yapım işinin belirli kısımlarını diğer yüklenicilere (... İnşaat Şirketi, ... Mühendislik Şirketine) verdiği, davacının dava dışı ... Şirketinde 27.01.2020-30.03.2020 tarihleri arasında çalıştığı, İdarenin projenin yapımı için görevlendirdiği davalı Şirkete verdiği ... ve ödemeler kapsamında işi yaptırdığı, işi yaptıran görevli Şirketin belirli süre tesisi işleterek, bakım ve onarımını yapıp süre sonunda ise kamuya devredecek konumda olduğu, dava dışı İdare gibi davalı Şirketin de asıl işveren konumunda olmadığı sonucuna varılarak Mahkemece verilen kararda esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesine aykırı olarak nispi vekâlet ücreti yerine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun gerekçedeki sebeple sınırlı olarak kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvurusundaki sebeplere benzer sebepleri tekrar etmiş ve Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında eksik bilgi bulunduğunu, müvekkilinin hizmet cetvelinde görüleceği üzere dava konusu dönemdeki çalışmasının 1264632 sicil nolu işyerinin davalı Şirket olduğunu, doğrudan davalı beyanına dayalı bu kayıtların Mahkemece dikkate alınmayarak hiç değerlendirilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, dosyadaki delillerin yeterince irdelenmediğini, davalı Şirketin asıl işinin otoyol yapımı olduğunu, bir şirketin asıl işi kapsamında olan bir işi anahtar teslim usulü ile veremeyeceğini, zira anahtar teslim usulünün en temel özelliklerinden birisinin; işi olmayan, uzmanlığı bulunmayan bir konuda ... verilmesi gerekliliği olduğunu, asıl işlerinden ve uzmanlık alanlarından biri otoyol yapımı olan ve kamudan otoyol yapımı için ihale alan bir Şirketin hangi hukuki gerekçe ile anahtar teslim usulü ... verebileceğinin Mahkemece somut biçimde açıklanamadığını ve bu husustaki itirazlarının karşılanmadığını, inşaat yapım işi asıl işlerinden birisi olan, bu sıfatla kamudan ihale alan bir Şirketin kendisini oluşturan, ... İnşaat Şirketi ile ... İnşaat Şirketlerine anahtar teslim usulü ile ... verdiğini kabul etmenin hukuk mantığına uygun düşmeyeceğini, davalı Şirketin SGK'ya asıl işveren olduğuna dair bildirimde bulunduğunu, Mahkemece kurum kayıtları gereği gibi değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ve resen gözetilecek sair nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği ve bu bağlamda davalı Şirketin asıl işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 inci maddesinin yedinci fıkrası.

3. 3996 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ve ilgili diğer hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.