Logo

9. Hukuk Dairesi2023/135 E. 2023/3178 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçi alacakları davasında arabuluculuk son tutanağının usulüne uygun olup olmadığı ve dava şartı olan arabuluculuğun gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Arabuluculuk son tutanağında uyuşmazlık konusunun genel olarak “işçi işveren uyuşmazlığı” şeklinde belirtilmesinin, hangi alacak kalemleri için anlaşmazlık olduğunun net olarak anlaşılabilmesine imkan vermemesi ve 6325 sayılı Kanun ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'ne uygun olmaması gözetilerek, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/763 E., 2022/1406 K.

Avukat ...

DAVA TARİHİ : ....02.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davanın usulden reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Emirdağ 1. Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

SAYISI : 2019/23 E., 2019/347 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 22.07.2013-28.12.2016 ve 28.07.2017-01.10.2018 tarihleri arasında veteriner hekim olarak davalı işyerinde çalıştığını, sigortasının veterinerler odasının belirlediği ücret üzerinden yatırılması gerekirken normal asgari ücret üzerinden ödendiğini, haklı sebep olmadan ... sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin yirmi gün önceden haber verilerek feshedildiğini, kıdem tazminatının ödendiğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Şirkette sorumlu veteriner hekim olarak 22.07.2013-28.12.2016 ve 28.07.2017-01.10.2018 tarihleri arsında iki dönem çalıştığı, 22.07.2013-28.12.2016 tarihleri arasında davacının kendi isteği ile işten çıktığı, nitekim arabuluculuk ilk oturum tutnağında, dava dilekçesinde ve ekinde sunulan belgelerde anılan döneme ilişkin davacının ara vermesinden bahsedildiği, dava dilekçesinde de anılan dönem için haksız şekilde işten çıkarıldığı iddiasında bulunulmadığı, 28.12.2016 tarihli işten çıkış kodunun da 03(istifa) olarak gösterildiği, bu itibarla 22.07.2013-28.12.2016 tarihleri arasındaki dönem için kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin yerinde olmadığı, keza her iki dönem de de fazla çalışma yapıldığının davacı yanca ispat edilemediği, arabuluculuk aşamasında müzakere edilmeyen ... bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti taleplerinin her iki dönem için de usulden reddi gerektiği, 28.07.2017-01.10.2018 tarihleri arasındaki çalışma dönemi yönünden ise davalı Şirket temsilcisinin 21.03.2019 tarihindeki celsede "şirkete zarar verdiği için çalışmak istemedik" şeklinde beyanda bulunduğu, ancak ne gibi bir zarar verdiğinin ispat edilemediği, bu itibarla davalı yanca yapılan feshin haksız fesih olduğu, davacının anılan dönem için kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının her ne kadar ücreti asgari ücret üzerinden gösterilmiş ise de davacı ile 2017 yılında işe girerken imzalanan sözleşmede net 3.750,00 TL olarak ücretin kararlaştırıldığı, anılan miktarın Veterinerler Odasının 2017 yılı fiyat listesi ile uyuştuğu, bu nedenle fesih tarihi (01.10.2018) itibarıyla davacının net 4.200,00 TL ile çalıştığının kabulü gerektiği, 28.07.2017-01.10.2018 tarihleri arasındaki çalışma dönemi için resen yapılan hesaplamada net kıdem tazminatının 6.351,96 TL olarak, ihbar tazminatının ise net 4.619,10 TL olarak hesap edildiği, bununla birlikte davalı yanca 7.896,88 TL çıkış tazminatı ve 1.603,12 TL Eylül ayı ücreti olmak üzere toplam 9.500,00 TL ödeme yapıldığı, hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatından ödenen çıkış tazminatı mahsup edildiğinde davacının bakiye kıdem tazminatı alacağının olmadığı, bakiye ihbar tazminatının ise 3.074,18 TL olduğu, arabuluculuk ilk oturum tutanağının incelenmesinde; davacı yanca sadece ikinci dönem çalışması üzerinden yıllık izin ücreti hesabı yapılarak 2.132,00 TL yıllık izin ücreti talep edildiği, diğer dönem içn yıllık izin ücreti alacağının olmadığı sonucuna varıldığı, davalı yanca yıllık izinlerin kullandırıldığının yıllık izin defteri veya eş değer belge ile ispat edilemediği, davacının 28.07.2017-01.10.2018 tarihleri arasındaki dönem için net 1.960,00 TL yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının 22.07.2013-28.12.2016 ve 28.07.2017-01.10.2018 tarihleri arasında veteriner hekim olarak davalı işyerinde çalıştığını, sigortasının Veterinerler Odasının belirlediği ücret üzerinden yatırılması gerekirken normal asgari ücret üzerinden ödendiğini, haklı sebep olmadan ... sözleşmesinin feshedildiğini, fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, arabulucuya başvurulduğu ve anlaşma sağlanamadığını, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlar giderilmeden karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda 08.11.2018 tarihli başvuru formunda ve 13.12.2018 tarihli son oturum tutanağında uyuşmazlık konusunun "işçi işveren uyuşmazlığı" olarak belirtildiğini, İlk Derece Mahkemesince arabulucu görüşmesinin ilk oturum tutanağı içeriğine göre kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti ve davacının son dönem çalışmasına ilişkin yıllık izin ücreti talepleri yönünden olduğunun ve dava dilekçesindeki yıllık izin ücreti talebinin de son dönem çalışmasına ilişkin olduğunun kabul edildiği, hafta tatili ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden ise arabuluculuk dava şartının sağlanmadığının açıklandığı; ancak son tutanak tarihinin başvuru formu uygulamasının başladığı 02.....2018 tarihinden sonrasına ilişkin olduğu, son tutanakta uyuşmazlık konusunun “işçi işveren uyuşmazlığı” olarak belirtildiği, hangi alacak veya tazminat kalemleri konusunda anlaşma sağlandığı veya sağlanamadığını açıkça belirtmeyen son tutanağa göre dava şartının gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacakları yönünden de arabulucu dava şartının sağlanmadığı, buna göre dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu alacaklar yönünden işin esasına girilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) 5 inci maddesi gereğince, uyuşmazlıkla ilgili hukuk davası açıldığında; taraflarca yapılan arabuluculuk davetinin, uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüş ve tekliflerin delil olarak ileri sürülemeyeceği, yasak bilgi ve belgelerin açıklanmasının istenemeyeceği ve hükme esas alınamayacağı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle arabulucu dava şartı sağlanmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar etmekle beraber, davalının dahi ileri sürmediği hususlara Bölge Adliye Mahkemesince resen girilerek davanın usulden reddi kararının hatalı olduğunu, arabulucu başvuru tutanağında ve ilk oturum tutanağında taleplerin açıkça belirtildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, arabuluculuk son tutanağının 6325 sayılı Kanun'a ve bu Kanun’a dayanılarak çıkartılan 02.....2018 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'ne uygun olup olmadığı, bu bağlamda dava konusu talepler yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6325 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası, Yönetmelik'in 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

....03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.