"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Kömür İşletmeleri (...) Genel Müdürlüğüne bağlı linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren ... Teknik Elektrik Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin (... Teknik Şirketi) çalışanı olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisi gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, davacının işyerinde imzalanan toplu ... sözleşmesinin tarafı olan Maden ... Sendikasına üye olduğunu ileri sürerek ilave tediye alacağı ile birlikte yoksun kalınan fark ücret alacağından kaynaklı bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin işi anahtar teslim ... olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve Kurumun tarafı olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. İhbar olunan ... Teknik Şirketi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, müvekkilinin İdare tarafından açılan ihaleleri kazanarak kömür üretim işi yaptığını, davalı ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin ihale usulü ile hizmet alımı işi olduğunu ve muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olduğunu, davacının Sendika ile müvekkili arasında imzalanmış olan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını ve herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının Maden-... Sendikasına üye olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun sabit olduğu, davalı Kuruma yazılan müzekkere cevabında davacının Sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediğinin; Maden ... Sendikasına yazılan müzekkere cevabında ise işçinin Sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmesi usulünün uygulanmadığının belirtildiği, buna göre davacının Sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacının toplu ... sözleşmesinden doğan alacak taleplerinin reddine; ancak davacı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği ilave tediye alacağına hak kazandığından dava konusu ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; toplu ... sözleşmesi imza tarihinde işyerinde örgütlü Maden ... Sendikasına üye olan müvekkilinin toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacaklarının reddinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanmak için imza tarihinde işyerinde örgütlü sendikaya üye olmanın yeterli olduğunu, yüksek yargı kararlarının hatalı yorumlandığını, üyeliğin işverene bildirimi yükümlülüğünün imza tarihinde Sendika üyesi olmayan, sonradan üye olan işçiler için olduğunu, aynı işyerinde çalışan işçilerin toplu ... sözleşmesi farkları da dâhil tüm haklarına kavuştuklarını, müvekkilinin ücretinden sendikal aidat kesildiğini, vekâlet ücreti, harçlar, arabuluculuk ücreti ve yargılama giderlerinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; Kurumun ihale makamı olduğunu, muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, Kurum personeli olmayan davacıya ilave tediye ödenmemesi gerektiğini, aksi takdirde ilave tediyenin asgari ücret üzerinden çalışılan süreye göre belirlenmesi gerektiğini, brüt ücret üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıç ve türlerinin hatalı olduğunu, alacakların net olarak belirlenmesi gerektiğini, ıslah dilekçesindeki miktar ile bilirkişi raporundaki miktarların hatalı olduğunu, yargılama gideri, arabuluculuk ücreti ve vekâlet ücretinin de doğru belirlenmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; emsal dava dosyalarında alınan bilirkişi raporlarına göre davalı Kurumun hizmetin yürütülmesine ilişkin teknolojik imkân, araç, gereç ve ekipman itibarıyla ihbar olunan Şirketten daha üstün durumda olduğu, asıl işin alt işverene verilebilmesinin en önemli şartının verilen işin, işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olması şeklinde belirlenebileceği, ancak davalı ve ihbar olunan Şirket arasındaki ilişki muvazaalı olduğundan davacının başlangıçtan itibaren ... Genel Müdürlüğü işçisi olarak kabulünün doğru olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesinin ilave tediye alacağının kabulüne dair kararının isabetli bulunduğu, davacının toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmasına yönelik talebi yönünden ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.....2021 tarihli ve 2021/6396 Esas, 2021/10706 Karar sayılı ilâmının da Dairenin kararını teyit edecek nitelikte olduğu, dosya kapsamına göre davacının Sendika üyeliğinin Kuruma bildirilmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle toplu ... sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, zamanaşımına uğrayan alacak olmadığı, hükmedilen alacak kaleminde faizin niteliği ve faiz başlangıç tarihlerinde, yargılama gideri ve vekâlet ücretinde hatalı bir uygulama olmadığı ancak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine karşın arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre belirlenmesi gerekirken tamamından davalının sorumlu tutulmasının hatalı olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı ve davalı vekilleri; istinaf dilekçelerinde ileri sürdükleri sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuşlardır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ile muvazaanın varlığı hâlinde gerçek işveren tarafından bağıtlanan toplu ... sözleşmesinden yararlanma koşulları, talep konusu alacakların hesabına esas alınacak ücret ile hesaplama yöntemi, dava türü, zamanaşımı, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.
3. 6100 sayılı Kanun'un 107, 109 ve 326 ncı maddeleri, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesi ile 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 11.07.2020 tarihli ve 31182 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2752 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın (Cumhurbaşkanlığı Kararı) 1 inci maddesi.
4. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve 2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı ilâmları.
5. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar sayılı ilâmı.
6. 03.09.2022 tarihli ve 31942 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 09.12.2020 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 15.12.2020 tarihinde somut dava açılmıştır. Hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda, dava konusu alacaklara ilişkin hesaplama 14.12.2020 tarihine kadar yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel hâle gelen alacak talepleri yönünden, davanın arabuluculuk dava şartının yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. İlave tediye alacağının ödeme zamanı 6772 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir. Cumhurbaşkanlığı Kararı'nda ilave tediyenin son yarısının ödeme zamanı 14.12.2020 tarihi olarak belirlenmiş olduğundan, arabuluculuk son tutanak tarihi olan 09.12.2020 tarihi itibarıyla hesaplanan Aralık 2020 dönemi ilave tediye alacağı yönünden de muacceliyet gerçekleşmediği gözetilmelidir.
4. Davacıya ait ücret bordrolarının incelenmesinde, davacıya ödenen yevmiyeler ile bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan yevmiyelerin farklı olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda; 2018 yılı Ağustos ayına kadar günlük yevmiye 114,01 TL olmasına karşın 135,46 TL olarak, 2018 yılı Ağustos ayında günlük yevmiye 142,23 TL olmasına karşın 135,46 TL olarak dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu bu açıdan denetime elverişli olmayıp belirtilen hususun açıklığa kavuşturulması için hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.