"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1371 E., 2023/1980 K.
DAVA TARİHİ : 01.09.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 67. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/8 E., 2022/543 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının öncesinde ihale alan şirketler nezdinde olmak üzere, davalı işyerinde bakım personeli olarak çalıştığını, çalışmasının dava tarihi itibarıyla sürdüğünü, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davacının Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası üyesi olduğunu, davacının ücretine 01.01.2019 tarihinden sonra da asgari ücretin % fazlası üzerine toplu iş sözleşmesindeki %4 oranında zammın yapılması gerektiğini, 2018 yılı Aralık ayındaki ücretin işveren tarafından tek yanlı düşürüldüğünü, davacı da dâhil çalışan personelin evlerine gitmeksizin başta birer hafta sonra 15 gün aralıksız, daha sonra 10'ar günlük nöbetler suretiyle 24 saat usulü çalışıldığını, karşılığı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek 01.01.2019 tarihinden itibaren ödenmeyen ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacakları ile 02.04.2018 tarihinden itibaren hesaplanacak fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile gece zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ilgili düzenlemeler uyarınca eksiksiz ödendiğini, davacının ücret farkı ile buna bağlı ilave tediye, ikramiye alacağı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile gece çalışması ücreti alacaklarının bulunmadığını, işveren Kurum tarafından yayımlanan genelgeler ile Covid-19 salgını nedeniyle işyerinde bakım hizmetinden yararlanan kişiler için tedbirler alındığını, bu kapsamda davacının 02.04.2020 tarihinde 7 günlük sabit vardiya usulüne, sonrasında 14 günlük sabit vardiya usulüne tâbi çalıştığını, 24 saat süreyle çalışma usulünün uygulanmadığını, işçilerin rızası olmaksızın çalışma koşullarında değişiklik yapılmadığını, çalışma usul ve düzeninin mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 02.04.2018 tarihinde yeni iş sözleşmesi imzalayarak daimi işçi statüsü elde etmesi ile hak ve yükümlüklerinin bu yeni sözleşme hükümlerine göre belirlendiği, mevcut iş sözleşmesinde asgari ücretin yüzdelik fazlasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından davacının fark ücret alacağının ve buna bağlı olarak ilave tediye ve ikramiye alacağının doğmadığı, dosya kapsamındaki belge ve bilgiler ile puantaj kayıtlarının incelenmesi sonucu karşılığı ödenmeyen ücret alacaklarının ise kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının çalışma yaptığı Kurumun niteliği gereği pandemi öncesi ve sonrası dönemde yasal çalışma sınırlarının aşıldığını, ödeme varsa ilgili aydan mahsup edilebileceğini, toplu mahsubunun hatalı olduğunu, toplu mahsup doğru kabul edilecekse bile bu durumda yapılan ödemenin dava tarihinden sonra gerçekleştirildiğini, toplu iş sözleşmesi hükmü gereği hafta tatili çalışması karşılığı 2 yevmiye ve ulusal bayram ve genel tatil çalışması karşılığı ise 3 yevmiye hesaplanması gerektiğini, davacının kadroya geçiş öncesi aldığı ücretin sonrasında düşürüldüğünü, işçinin buna muvafakatinin olmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sürekli işçi kadrosuna geçiş aşamasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinde asgari ücretin belli oranda yüzde fazlası şeklinde ücret ödeneceğine dair hüküm bulunmadığından ve davalı tarafça hesaplanan alacakların tam olarak ödendiği tespit edildiğinden fark ücret ve buna bağlı alacak taleplerinin reddinin yerinde olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre hesaplamalar açısından yapılan yevmiye ve zamlı ücret hesabının istinaf edenin sıfatına göre uygun olduğu, işverenlikçe fiilî çalışma ve ilgili bu döneme ilişkin muacceliyet sonrasında gerçekleştirilen toplu tahakkuk ve ödemelerin tamamının ilgili alacak kalemlerinden mahsup edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, bunların yanında davalı işverence yapılan toplu ödemelerin dava tarihinden önce gerçekleştirildiği, bu yöne ilişkin davacı istinaf isteğinin de yerinde olmadığı, davacının karşılığı ödenmeyen ücret alacaklarının tamamen işyeri kayıtları ve çalışma çizelgelerine göre belirlendiği, bilirkişi raporunda yazılı olan miktar üzerinden, ücret bordrosu ile ödendiği tespit edilen alacakların mahsubu ile bakiye alacak miktarlarının kabulüne karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ile hüküm altına alınan alacakların hesaplanması hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 22 ve 62 nci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 32, 41 ila 47 nci, 63 ve 69 uncu maddeleri.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.