"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1976 E., 2023/801 K.
KARAR : Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. ... Mahkemesi
SAYISI : 2015/232 E., 2020/6 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktarın, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 31.10.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulanan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirkette 08.02.2007-31.01.2014 tarihleri arasında ... Bürosunun yöneticisi olarak çalıştığını, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı kayıtlarında davacının davalı Şirketin kuruluşundan bu yana ... Ofisinin yöneticisi olduğunun belli olduğunu, davalı Şirkette satılan her 100.000 litre akaryakıt karşılığında 75,00 euro olmak üzere aylık periyotlarda işin sonucundan pay alma usulü ile çalıştığını, davacının ücretinin sürekli eksik ödendiğini, davalı işverenin ciroya göre ... taraflı olarak tespit ettiği son aylık ücretin 1.950,00 euro olduğunu, ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, 2013 Ekim ayı ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile davalı Şirket cirosu üzerinden ödenmesi gereken ücretten eksik ödenen kısmın ve 2013 Ekim ayı ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirkette fiilî bir çalışmasının bulunmadığını, davacının Almanya menşeli şirketinin bulunduğunu ve ...'de de kendi şirketi adına çalıştığını, davalının ...'de irtibat bürosu olan bir Avusturya şirketi olduğunu, davalı Şirket yetkilisinin davacının çocukluk arkadaşı olduğunu, davacıya vekâletname verildiğini, davacının davalı yanında çalışmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde 08.02.2007-31.01.2014 tarihleri arasında çalıştığı, davalı tarafın, davalı Şirket yetkilisi ile davacının arasında arkadaşlık ilişkisi olduğunu, davacının emeklilik süresi için sigortasının gösterildiğini beyan ettiği, ancak sahte sigortalı konusunun bir suç olduğu, bu hususun davalı tarafça bilinebileceği ve yapılmayacağı, dolayısıyla bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ... sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğini ispat yükünün davalı işverene ait olduğu, davalı işverenin bunu ispatlayamadığı, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının satış üzerinden ücret alacağı talep ettiği ancak davacıya bu alacak kaleminin ödendiği, dolayısıyla ödenmeyen bir satış üzerinden ücret alacağı bulunmadığı, talep edilen aya ilişkin ücret alacağının ödendiğini gösterir ücret bordrosu veya banka kaydı ibraz edilemediği, bu nedenle ücret alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının aylık ücretinin, aylık ciro üzerinden hesaplanarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu nedenle davacının ücretinin hesap edilebilmesi için davalı Şirketin ticari kayıt ve belgelerinin incelenmesi gerektiğini ancak davalı tarafından dosyaya ilgili kayıt ve belgelerin sunulmadığını, yargılamanın daha fazla uzamaması adına davalı Şirket yetkilisi tarafından davacının ücretinin 3.250,00 euro olduğunu bildiren 12.08.2010 tarihli yazı doğrultusunda davadaki talepleri bakımından hesaplama yapılmasının talep edildiğini, hesaplamanın davacının litre başına 0.075 cent yani 100.000 litre akaryakıt karşılığında 75,00 euro aldığı göz önünde tutularak yapılması gerektiğini ancak davalı tarafın satış yapıldığını gösteren kayıtları dosyaya sunmamış olduğundan davacının aylık ücretinin 3.250,00 euro olduğunun kabul edilmesinin zaruri olduğunu, taraflarınca sunulan listenin sanki davalı Firmanın ay bazındaki toplam cirosunun tamamını gösteriyor gibi kabul edildiğini ve hesaplamaya esas alındığını, söz konusu listenin, davalı Firmanın toplam cirosunu göstermediğini, bir kısım cirosuna ilişkin bilgileri içermekte olduğunu, 2014 yılı Ekim ayı ücreti için talep ettikleri 2.000,00 euro olduğunu, Mahkeme tarafından ilgili tutarın satış üzerinden ücret alacağı talebi olarak değerlendirildiğini ve neticede gerekçede bu taleplerinin reddine karar verildiğinin açıklandığını, dava dilekçesinde dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için eksik ödenen ücret alacağı için talep ettikleri 250,00 euronun ise hatalı olarak sadece Ekim ayı ücret alacağı talebi olarak kabul edildiğini ve bu tutarın da 12.715,69 TL'lik kısmının kabulüne karar verildiğini, kabul edilen tutar olan 12.715,69 TL'nin ne şekilde belirlendiği gerekçede açıklanmadığı gibi ne hükme esas alınan raporda bu şekilde bir hesaplama yapıldığını ne de dosyaya mübrez diğer raporlarda ilgili tutara yer verildiğini, Mahkeme tarafından ilgili tutarın nasıl tespit edildiğinin anlaşılamadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalı Şirketin mazot satışı yapmayışı karşısında davacının hesaplamaya esas alınan aylık ücretinin ciro primi eklenmek suretiyle belirlenmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda davacının sadece davalı Şirketteki ücreti üzerinden yani brüt 1.200,00 TL ücret üzerinden işçilik alacakları hesaplanması gerekirken yapılan hesaplamada davacının ücret alacağına komisyonların da eklenerek hesaplama yapıldığını, kararın ücret tespiti bakımından da hatalı olduğunu, davacı tarafın birbiriyle çelişen bu taleplere ilişkin dilekçelerinde detaylı şekilde savunmasının genişletilmesine muvafakat etmediklerini ve hesaplama sırasında dikkate alınmasını beyan ettiği 3.250,00 euro ücretin, davacının müvekkiline gönderdiği e-postada açıkça geriye dönük çalışmalarına karşılık talep edilen 29.000,00 TL tazminat ile de çelişmekte olduğunu, davacı tarafın 07.04.2009 tarihi itibarıyla müvekkili Şirkette sigortalandığını, davacının Alesta Fashion adlı kendi Şirketinde 17.12.2008 tarihine kadar sigortalı olduğunun görüldüğünü, tüm bu kayıtlara rağmen tazminat hesabında 08.02.2007 tarihinin işe giriş tarihi olarak kabul edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının tazminata hak kazandığı düşünülse dahi bu hesabın davacının kendi Şirketinde sigortalı olduğu 08.02.2007 tarihinden değil en azından müvekkili Şirkette sigortalı olduğu 07.04.2009 tarihi itibarıyla hesaplanması gerektiğini, kararda Ekim ayı ücret alacağı olarak 12.715,69 TL'nin ödenmesi yönünde karar verildiğini, bahsi geçen dayanak raporda da 2.017,50 euro üzerinden Ekim ayı ücretinin hesaplandığını, bu ücret miktarının Şirketle uzaktan yakından alakası olmayan mazot satışından kaynaklı primler de eklenerek tespit edildiğini, aylık ücretin brüt 1.200,00 TL olması karşısında Mahkemenin Ekim ayı ücret alacağına ilişkin kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin 29.12.2013 tarihli e-postada Mart 2014 tarihinde ... sözleşmesine son verileceğininn bildirildiğini ve akabinde bu süreye uymadan 04.01.2014 tarihli ikinci e-posta ile Şubat ayı itibarıyla ... sözleşmesinin sonlanacağı bildirilerek 31.01.2014 tarihinde sonlandırıldığının belirtildiğini, bu beyana rağmen davacı hakkında 8 hafta üzerinden ihbar tazminatı hesaplanmış olup 04.01.2014 tarihli fesih ihbarından, sözleşmenin sonlandığı 31.01.2014 tarihine kadar olan 27 günlük önelin tazminattan düşülmediğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 08.02.2007 tarihinde davalı Şirket yetkilisi tarafından davacının davalı Firmanın ... Bürosu yöneticisi tayin edildiğini belirten yetki belgesi verildiği, bu durumda taraflar arasındaki ... sözleşmesinin işbu belgede belirtilen 08.02.2007 tarihinde kurulduğunun kabulü gerektiği, davacının iddiasına göre ücretinin hesap edilebilmesi için davalı Şirketin defter, kayıt ve belgelerinin incelenmesi gerekmekte olup Mahkemenin talebine rağmen davalı tarafça dosyaya bu yönde herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, davacının kıdemi, yaptığı işin niteliği ve işverence imzalanan 12.08.2010 tarihli belgeye göre davacının en son ücretinin aylık net 3.250,00 euro olduğu, 28.03.2019 tarihli bilirkişi ek raporunun 2. seçeneğinde ihbar tazminatının net 22.517,36 TL olarak hesaplandığı, işbu rakamın hüküm altına alınması gerekirken Mahkeme tarafından hatalı olarak 1. seçenek hesaplamaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, davalı taraf her ne kadar davacıya kullandırılan 27 günlük önelin tazminattan düşülmediğini ileri sürerek itirazda bulunmuş ise de davacıya hizmet süresine göre 8 hafta ihbar öneli verilmesi gerekmekte olup ihbar önelinin kısmi kullandırılmasının söz konusu olamayacağı, bu durumda ihbar öneli 8 hafta olarak kullandırılmadığından, herhangi bir mahsup işlemi yapılmamasının yerinde olduğu, dosyada davacının talep etmiş olduğu ücret alacağının ödendiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, bu durumda davacının 2013 yılı Ekim ayı ücreti karşılığı net 3.250,00 euro ücrete hak kazandığı, davacının iddiasına göre ciro üzerinden pay alma usulu ile alması gereken ücretinin ve varsa buna ilişkin geçmiş dönem fark ücret alacaklarının hesap edilebilmesi için davalı Şirketin defter, kayıt ve belgelerinin incelenmesi gerekmektiği, Mahkemenin talebine rağmen davalı tarafça dosyaya bu yönde herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, davacı tarafça iddianın ispatına yönelik sunulan 2012-2013-2014 yıllarına ait bir kısım akaryakıt satış bilgilerini içeren evrakta ise işveren onayı/imzası bulunmadığı, belgelerin hesaplamaya elverişli olmadığı, ayrıca 28.03.2019 tarihli raporda (1. seçenekte) bu belgelere göre davacının fark ücret alacağının bulunmadığının tespit edildiği, bu durumda ciro üzerinden talep edilen fark ücret alacağının usulünce ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının ücretinin tespiti ile fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 220 nci maddesi hükümleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.