Logo

9. Hukuk Dairesi2023/13869 E. 2023/18954 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, zamanaşımı, ücret miktarı, iş sözleşmesinin fesih şekli ve dava konusu alacakların ispatı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Ücretin miktarının uyuşmazlık konusu olmasının belirsiz alacak davası açmak için tek başına yeterli olmadığı, ancak kıdem ve ihbar tazminatlarının hesabında unsuru olan sosyal hakların miktarının işveren tarafından sunulacak belgelere göre belirlenecek olması, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin tanık beyanlarına dayanması ve bu nedenle takdiri indirim yapılabilecek olması sebebiyle bu alacak kalemlerinin belirsiz alacak davasına konu edilebileceği, yıllık izin ücreti ve asgari geçim indiriminin ise belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği, ancak daha önceki kararlarda bu husus dava şartı yokluğu olarak değerlendirilmediğinden ve Daire içtihatları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2121 E., 2023/871 K.

DAVA TARİHİ : 16.12.2016

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi

SAYISI : 2016/798 E., 2019/163 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı Şirketin Türkmenistan'da çeşitli inşaat projelerinde 22.01.2012-05.07.2013 tarihleri arasında demirci/kalfa olarak çalıştığını, son ücretinin aylık net 2.250,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, davacının fazla çalışmalarının, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışmalarının karşılığı ücretin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma, hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddia edilen ücret alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, davacının istifa ederek isteğiyle ayrıldığını, bordrosunda gözüken ücret ile çalıştığını, davalı Şirkette çalışma saatlerinin yaz dönemi 08.00-18.00, kış dönemi 08.00-17.00 arası olduğunu, 1 saat 30 dakika yemek molası olduğunu, pazar günleri ile resmî tatillerde çalışma yapılmadığını, haftalık çalışma süresinin 45 saati aşmadığını, fazla çalışma olması durumunda ücretlerinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı neden bulunmaksızın sonlandırıldığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ücretin davalı tanığı R.B'nin beyanı ve hak ediş ödeme listesi birlikte değerlendirildiğinde 2.000,00 USD olduğu, tanık anlatımları ile davalı işyerinde davacının haftalık 45 saatlik yasal çalışma süresinden daha fazla çalışma yaptığının, millî bayramlarda ve ortalama ayda iki pazar günü çalıştığının ispatlandığı; ancak çalışmaların karşılığının ödendiğinin işverence ispatlanamadığı, yıllık izin ücretinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacının ücretinin bordrosundaki ücret olduğunu, davacının yasal çalışma saatleri içerisinde çalıştığını, tek tanık beyanıyla karar verilemeyeceğini, Türkiye'de bulunduğu sürenin yıllık izin olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin sürpriz karar yasağı yönündeki görüşleri, davanın açılış tarihi ve ücretin eki niteliğindeki sosyal haklar konusunda taraflar arasındaki ihtilaf da dikkate alındığında, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararı bulunduğu, davacı iddiası ve davalı savunmasının, dosyaya sunulan bireysel sözleşmenin, bordroların ve imzalı/imzasız oluşunun, banka hesap hareketlerinin, sunulan diğer işveren ödeme belgelerinin, taraf tanık beyanlarının değerlendirildiği, davacının yaptığı iş, görev tanımı, yurt dışı şantiye işyeri çalışma koşulları, emsal dosyada kabul edilen temel ücret ve giydirilmiş ücret dikkate alındığında, davacının kabul edilen ücretinin dosya kapsamı ve oluşa uygun bulunduğu, dosya kapsamında istifa dilekçesi bulunmayıp davası bulunmadığını beyan eden davacı tanığı tarafından iş sözleşmesinin işverence iş bitimi nedeniyle feshedildiğine yönelik beyanı dikkate alındığında; davacının tazminat talep hakkı bulunduğu yönündeki kabulünde isabetsizlik görülmediği, emsal dosya da dikkate alındığında, davacının kabul edilen fazla çalışma süresi ve hesaplanan ücretinin dosya kapsamı ve oluşa uygun bulunduğu, davacının kabul edilen ücret ve yıllık izin ücret alacağında hata olmadığı, davalı vekili tek davacı tanığı beyanına göre karar verilmesinin haksız olduğunu ileri sürmekte ise de davalıya karşı davası bulunmayan tanığın davacının çalışma koşullarını bilebilecek konumda olduğu, kaldı ki hükme dayanak bilirkişi raporunda davalı tanıklarının beyanı ve davalı belgelerinin de değerlendirildiği, istinaf incelemesi ve temyiz denetimi yapılan emsal dosya da dikkate alınarak Mahkemenin kabulünde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar olup olmadığı ile zamanaşımı, aylık ücretin miktarı, davacının iş sözleşmesinin tazminat gerekt,irecek şekilde sonlanıp sonlanmadığı ile dava konusu alacakların ispatı ve hesaplanması noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 25, 32, 41, 44, 46, 47, 63 ve 68 inci maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

4. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı.

5. Dairemizin belirsiz alacak davalarında sürpriz karar yasağına ilişkin 14.09.2020 tarihli ve 2016/26476 Esas, 2020/7547 Karar sayılı; 31.05.2022 tarihli ve 2022/5909 Esas, 2022/6892 Karar sayılı; 09.02.2022 tarihli ve 2022/829 Esas, 2022/1542 Karar sayılı ilâmları.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılabilmesi için davanın açıldığı tarih itibarıyla uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilemez. Ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların (ayni olarak sağlanan yemek yardımı gibi) miktarı, işveren tarafından sunulacak belgelere göre belirlenecek ise kıdem ve ihbar tazminatı belirsiz alacak davasına konu edilebilir. Bölge Adliye Mahkemesi kararında, ücretin miktarının uyuşmazlık konusu olması nedeniyle belirsiz alacak davası açılmasında usule aykırılık bulunmadığı belirtilmiş ise de ücretin miktarında uyuşmazlık bulunması alacakların belirsiz alacak davasına konu olabileceği sonucunu doğurmayacaktır. Ne var ki hesabın unsuru olan olan sosyal hakların miktarı, işveren tarafından sunulacak belgelere göre belirlendiğinden kıdem ve ihbar tazminatları belirsiz alacak davasına konu edilebilir.

3. Diğer alacak kalemleri olan fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının yazılı belgelere ve işyeri kayıtlarına dayanmayıp tanık anlatımlarına dayanması hâlinde, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak takdir edilecek uygun oranda indirim yapılması gerekliliği kabul edilmektedir. Bu hâlde, tanık anlatımlarına dayanılarak hesaplanan alacak miktarından hâkimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, anılan alacaklar da belirsiz kabul edilmelidir.

4. Bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesince ücretin miktarının uyuşmazlık konusu olması nedeniyle davanın belirsiz alacak davası açılmasında usule aykırılık bulunmadığı yönündeki gerekçesi hatalı ise de somut davaya konu alacak kalemleri açıklanan sebeplerle belirsiz alacak davasına konu olabileceğinden, (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtilen kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti yönünden bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.

5. Ancak yıllık izin ücreti ve asgari geçim indirimi alacakları belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğinden, bu talepler yönünden davanın usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek kabulüne karar verilmesi isabetsiz ise de dava konusu alacaklar bakımından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden, Dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen husus kararın İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında belirtilen Daire kararları da gözetilerek bozma nedeni yapılmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.