Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14250 E. 2023/19091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 668 sayılı KHK ile kapatılan şirkette çalışan işçinin, işçilik alacakları için açtığı davada dava şartının olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 675 sayılı KHK’nın 16. maddesi uyarınca, KHK ile kapatılan şirketlere karşı açılan davalarda ilgili idari makama başvuru zorunluluğu ve bunun akabinde idari yargıda dava açılabileceği hükmü gözetilerek, işçinin doğrudan adli yargıda dava açmasının dava şartı yokluğundan dolayı davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz başvurusu reddedilmiş ve yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/920 E., 2023/744 K.

DAVA TARİHİ : 28.10.2022

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/706 E., 2023/245 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (668 sayılı KHK) ile kapatılan Sürat Basım Yayın Rek. ve Eğitim Araç. San. Tic. AŞ'de (Sürat Basım Şirketi) 11.12.2003 tarihinden 20.07.2016 tarihine kadar çalıştığını, işveren Şirkete Sulh Ceza Hâkimliği kararı kayyum atandığını ve Şirketin de 668 sayılı KHK ile kapatılmasının akabinde hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldığını, ancak işçilik alacaklarının ödenmediğini, Sürat Basım Şirketinin Maliye Hazinesine devredilmesi dolayısıyla davanın davalı ... Derfterdarlığı ve İstanbul Valiliğine karşı açıldığını beyanla kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (675 sayılı KHK) ve 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (670 sayılı KHK) gereğince davacı tarafından yapılan idari başvuru sonucu beklenilmeden dava açıldığını, 670 sayılı KHK'nın 5 inci maddesi hükmü doğrultusunda 675 sayılı KHK'nın 16 ncı maddesi ile olağanüstü hâl kapsamında kapatılan kurumlar veya bunların kapatılması nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığı aleyhine dava açılamayacağı yönünde düzenleme getirildiğini, talep konusu işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, esas yönünden de taleplerin haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 675 sayılı KHK'nın 16 ncı maddesinde, 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17.08.2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15.08.2016 tarihli ve 670 sayılı KHK'nın 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle ret kararı verileceğinin, 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17.08.2016 tarihi dâhil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı KHK'nın 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması sebebiyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verileceğinin düzenlendiği; dosya içeriğine göre davacı işçinin çalıştığı dava dışı Sürat Basım Şirketinin 668 sayılı KHK uyarınca kapatıldığı, 29.10.2016 tarihinde yayımlanan 675 sayılı KHK'nın 16 ncı maddesi gereğince, kanun hükmünde kararname hükümleri ile kapatılan gerçek ve tüzel kişiler aleyhine açılmış bulunan davalar hakkında dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verileceğinin düzenlendiği, konuya ilişkin emsal içtihatların da bu yönde olduğu belirtilerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hukuka ve anayasal güvencelere aykırı olduğunu, müvekkilin hak arama hürriyetini ortadan kaldırdığını, Mahkemeye erişim hakkının engellediğini, karar ile müvekkilinin hakkı olan işçilik alacaklarının mahkemeler nezdinde talep edilebilmesinin imkânsız kılındığını, gerek anayasal düzenlemeler gerek uluslararası hukuk düzenlemelerinin, hak arama hürriyetinin engellenmesine karşı hükümler içerdiğini, Anayasa'nın 36 ncı maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının bu yönde olduğunu, benzer bir olayda 675 sayılı KHK'nın 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında dava şartı yokluğundan ret kararı verilen ve bu karara karşı yapılan bireysel başvuruda Anayasa Mahkemesince verilen 2017/34828 Başvuru numaralı kararda, başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermişse de bu kararın sebebinin anılan olaydaki başvurucunun idareye başvuru şartını yerine getirmemiş olmasından kaynaklandığını, huzurdaki somut olayı ilgilendiren kısmının ise mahkemeye erişim hakkına müdahale edildiğinin tespiti ve bu müdahalenin hukukiliği için gerekli unsurların belirlendiğini, eldeki davada mahkemeye erişim hakkına müdahale aynı değerlendirmeler doğrultusunda sabit olup Anayasa Mahkemesinin, bu müdahalenin meşruluğu için koyduğu ölçütlerin somut olayda vuku bulmadığını ve bu nedenlerle de mahkemeye erişim hakkı ile hak arama hürriyetinin ihlal edildiğinin açık olduğunu, 675 sayılı KHK hükümlerine göre dava şartı yokluğundan ret kararının somut uyuşmazlıkta verilebilecek bir karar olmadığını, zira süresi içerisinde İstanbul Defterdarlığına dava konusu alacak istemiyle başvuru yapıldığını, yıllar süren bekleyişin sonunda başvurunun neticeten zımnen reddedilmiş olması ve alacağın zamanaşımına uğraması tehdidi karşısında dava yoluyla da alacak talebinde bulunma hakkı olduğunu, müvekkilin 10 yılı aşkın süredir çalıştığı dava dışı Şirketten olan işçilik alacaklarının tahsilini talep etmesinin ve bu alacaklar için mahkemeye başvurmasının engellenmesinin dayandığı hiçbir haklı sebep, meşru amaç bulunmadığını, talep konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına kavuşmasının yalnızca adli makamlar nezdinde olabileceğini, 2016 yılında davalı İdareye işçilik alacaklarının ödenmesi için başvuru yapmasına rağmen 6 yılı aşkın sürenin sonunda hala bu talepleri karşılanmadığı gibi müvekkilinden beklemeye devam etmesinin istenilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 675 sayılı KHK'nın "Dava ve takip usulü" başlıklı 16 ncı maddesinde yer alan düzenleme gereği ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceğini, idari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabileciği, idari yargının verdiği kararın kesin olup, uyuşmazlığı adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılayacağı"nın hüküm altına alındığı, somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin Sürat Basım Şirketine ait işyerinde çalıştığı, bu Şirketin 668 sayılı KHK uyarınca uyarınca kapatıldığının anlaşıldığı, konuya ilişkin emsal içtihatlar çerçevesinde yapılan değerlendirmede ve Ticaret Sicili kayıtlarına göre de Sürat Basım Şirketinin Ticaret Sicilden resen terkin edildiğinin görüldüğü, davacı işçi tarafından açılan davanın 675 sayılı KHK’nın 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesindeki sebeplerle ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken diğer nedenlerle kararın temyizen incelenerek bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Şirketin 668 sayılı KHK kapsamında kapatılması nedeniyle işçilik alacaklarına yönelik eldeki davada, dava şartının mevcut olup olmadığı, davanın usulden reddine ilişkin karar gerekçesinin yerinde olup olmadığı noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı ayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 675 sayılı KHK'nın "Dava ve takip usulü" kenar başlıklı 16 ncı maddesi şöyledir:

"(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması sebebiyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.

(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafça temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.