"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1826 E., 2023/2423 K.
DAVA TARİHİ : 21.09.2021
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 04.04.2023
SAYISI : 2021/495 E., 2023/152 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının daha önce Kırşehir Petlas Lastik Sanayi ve Ticaret AŞ'de (Petlas Lastik AŞ) çalıştığını, özelleştirme gereğince işten ayrıldığını, daha sonra 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun (4046 sayılı
Kanun) gereğince davalı Kuruma işçi olarak alındığını, davacının ilk işe giriş tarihinde kamuda geçen hizmetinin yıllık izin hesabında göz önünde bulundurulduğunu, fakat yevmiye, işyerindeki kıdem ve kademe gibi pozisyon hesabında özelleştirme öncesi kamudaki hizmetinin dikkate alınmadığını, eski kıdem ve kadrosu dikkate alınmadan ücret ve yevmiyesinin eksik ödendiğini, davacının 20.12.2017 tarihinde davalı Kuruma dilekçe vererek hizmet süresinin hesaplanmasını istediğini, toplu iş sözleşmesinde böyle bir madde bulunmadığı gerekçesiyle talebin olumsuz karşılandığını, işyerinde yürürlükte bulunan 17. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin geçici 3 üncü maddesinde devirle gelen işçilerin işe giriş tarihi hususunda sadece bu fıkranın uygulanması bakımından devreden kamu işverenindeki kıdemin esas alınacağının düzenlendiğini, buna göre yevmiyesinin hesaplanması gerektiğini ileri sürerek davacının geriye yönelik ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının açıktan atama ile Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü aracılığı ile atandığını, 17. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin geçici 3 üncü maddesinde belirtilen devir kavramının, işçinin bir kurumdaki hak ve alacakları ödenmeksizin başka bir kuruma aktarılması ve eski işyerinden ayrılarak akabinde yeni işyerinde işe başlaması olarak anlaşılması gerektiğini, davacının dava dışı Petlas Lastik AŞ'nin özelleştirilmesi sonucunda kıdem tazminatı ödenerek iş sözleşmesinin sonlandırıldığını, İşkur aracılığı ile açıktan atamasının yapıldığını, bu kişilerin kamu kurumuna ilk defa atanan işçi statüsünde kabul edildiklerini, bu nedenle 17. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin geçici 3 üncü maddesinden yararlanmasının mümkün olmadığını, davacının yevmiyesinin ilk defa işçi olarak göreve başlayan diğer tüm işçiler gibi atandığı pozisyon grubuna göre o tarihte yürürlükte olan 9. Dönem Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre belirlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 4046 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinde belirtilen nakle tâbi personel statüsünde olmadığı, 18.05.1983 tarih ve 83/6750 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Daimi Kadrolarına İlk Defa İşçi Olarak Alınacaklar Hakkında Uygulanacak Sınav Yönetmeliği’ne Geçici 2 nci Maddenin Eklenmesine İlişkin Değişiklik Yönetmeliği'nin 02.07.2002 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile kararlaştırıldığı ve bu Yönetmelik'in 18.07.2002 tarih ve 24819 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, Yönetmelik'e eklenen geçici 2 nci maddenin “4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca, özelleştirme kapsamına alınan (iştirakler hariç) kuruluşların sürekli işçi kadrolarında özelleştirmenin yapıldığı tarihte çalışmakta olanlardan, bu kuruluşların süreli veya süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle hizmet akitleri sona erenler ile özelleştirme sonunda, yeni işverenin iflası veya sair nedenlerle üretimin durdurulması veya hizmet akitlerinin haklı neden olmaksızın feshedilmesi nedeniyle işsiz kalan işçiler ve hizmet akitleri haklı nedenden dolayı kendileri tarafından feshedilen işçilerden, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri gereğince hizmet ve prim ödeme sürelerine göre emeklilik veya yaşlılık aylığına hak kazanamayanların, her hangi bir işte hizmet akdine dayalı olarak çalışmamaları ve 02.09.1971 tarih ve 1479 sayılı Kanun uyarınca sigortalı olmamaları şartıyla, ilgililerin talepleri üzerine, en çok 1800 kişiyi aşmamak üzere, genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler ile kamu kurum ve kuruluşlarının işçi kadrolarına 31.08.2002 tarihine kadar yapılacak atamalarda, Yönetmeliğin ek 1 ve ek 3’üncü maddeleri hükümleri uygulanmaz” şeklindeki hükmü uyarınca 22.08.2002 tarihinde davalı ... Müdürlüğünde açıktan atama ile çalışmaya başladığı, dolayısıyla burada nakil değil, Yönetmelik hükmünden yararlanarak yeniden işe başlama durumunun söz konusu olduğu, davacı nakle tabi personel olmadığı için hakkında nakil prosedürünün işletilmediği, Yönetmelik'in geçici 2 nci maddesinin personelin nakli veya devrini değil, ilk defa işe alınmasını düzenlediği, davacının anılan hüküm uyarınca davalı Kurum tarafından ilk defa işe alınanlara ilişkin usulle işe alındığı, mevcut delillere göre iş sözlemesi tazminatları ödenmek suretiyle sona eren ve özel sektörde muhtelif işyerlerinde çalışıp sonra işe başlatılan davacının naklen veya devren gelen işçi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, ilk defa açıktan atanan davacının dava konusu ücret alacağını talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 04.04.2023 tarihli ek kararında istinaf edilen kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili asıl ve ek karara karşı istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince bir yandan kararın kesin olduğu belirtilirken, diğer yandan ret vekâlet ücretinin 9.200,00 TL olarak hükmedildiğini, ek kararın hatalı olduğunu, direkt İşkur tarafından ilk defa açıktan bir atanma durumu olmadığını, davacının Kırşehir Petlas Lastik AŞ'den özelleştirme gereği işten ayrıldığını, 4046 sayılı Kanun uyarınca özelleştirmenin yapıldığı tarihte çalışmakta olanlara tekrardan kamu kurum ve kuruluşlarında işe başlama hakkı verildiğini, davacının ilk defa işe başlamış bir işçi olmadığını, davacının ilk işe giriş tarihinde kamuda geçen hizmetinin yıllık izin hesabında göz önünde bulundurulduğunu, fakat yevmiye, iş yerindeki kıdem ve kademe gibi pozisyon hesabında özelleştirme öncesi kamudaki hizmetinin dikkate alınmadığını, davalı Kurum ile ilgili sendika arasında imzalanan 17. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin geçici 3 üncü maddesi hükmünün haklılıklarını gösterdiğini, sunulan fark ödeme bordrolarının sözleşmenin imzalanması ile yürürlüğe girmesi arasında geçen süreden kaynaklı rutin olarak düzenlenen bordrolar olduğunu, talep konusu ücret alacağı ile ilgisi olmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava tarihi itibarıyla hâlen çalıştığı, karar kesin nitelikte olmadığından İlk Derece Mahkemesinin 04.04.2023 tarihli ek kararının kaldırılması gerektiği, davacının davalı iş yerinde çalışmaya başlamadan önce Kırşehir Petlas Lastik AŞ’de 10.07.1992-07.05.1997 tarihleri arasında çalıştığı, bu işyerinin özelleştirme nedeniyle kapatıldığı, sonrasında davalı Kurumda kadrolu işçi olarak 22.08.2002 tarihinde işe başladığı, sendika üyeliğinin başlangıcından itibaren ücretinin 9. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin geçici 3 üncü maddesi esas alınarak belirlendiği, davacının iş sözleşmesinin özelleştirme nedeniyle feshedildiği, davalı Kurumda işe başladığı tarihte yürürlükte bulunan 4046 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinde özelleştirme programına alınan, özelleştirilen, faaliyeti durdurulan, küçültülen, kapatılan veya tasfiye edilen kuruluşlarda çalışanlardan diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilecek personelin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na (657 sayılı Kanun) tâbi personel ile sözleşmeli personel (kapsam dışı personel dâhil) olarak sınırlandırıldığı, belirtilen personel arasında sayılan kapsam dışı personelin, iş sözleşmesine tâbi olmakla birlikte toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında bırakılmış personeli ifade ettiği, somut olayda, davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte nakle tâbi personel olmadığı konusunda tereddüt bulunmadığı, bu nedenle davacı hakkında nakil prosedürü işletilmediği, davacının davalı Kurum tarafından ilk defa işe alınanlara ilişkin usulle işe alındığı, başka bir anlatımla davacının açıktan atama ile yeni bir iş sözleşmesi ile işe başlatıldığı, mevcut delillere göre davacının naklen veya devren gelen işçi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, davalı işverence kanun, yönetmelik ve protokol hükümlerine uygun olarak davacının işe giriş ücreti belirlendiğinden İlk Derece Mahkemesince davanın reddedilmesinin isabetli bulunduğu ne var ki, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin belirlenmesinde talep dâhilinde reddedilen alacak miktarı gözetilmediğinden kararın bu yönden kaldırılması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davada istenen toplam değere göre vekâlet ücreti belirlenmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hükmedilen vekâlet ücretinin düşük olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının nakle tâbi işçilerden olup olmadığı, talep konusu ücret alacağının bulunup bulunmadığı, ret vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4046 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi.
.4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun ) 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.