Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14505 E. 2023/19303 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının gerçek işverenin asıl işlerinde çalıştırılıp çalıştırılmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalılar arasındaki ilişkinin geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, davacının alt işverenin yardımcı işlerinde çalıştığı, Bankanın asıl işlerinde çalışmadığı ve davalıların muvazaalı davranışının bulunmadığı değerlendirilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3263 E., 2023/935 K.

DAVA TARİHİ : 20.08.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/627 E., 2021/243 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı ... Türk Anonim Şirketinin (Banka) işveren olduğu şubelerde ve yine aynı Bankanın %87'sine sahip olduğu davalı Vakıf Pazarlama Sanayi ve Ticaret AŞ (Şirket) kadrosunda muvazaalı olarak çalıştırıldığını, davalı Şirketin kuruluş amacının ucuz işçi temini olduğunu, davacının davalı Bankanın asıl işlerinde çalıştırıldığını, şube personeli ile aynı işleri yaptığını, kendisine sisteme giriş yetkisi verildiğini, kredi kartı satışı, hesap açma, kredi satışı, kart teslimi ve müşteri ilişkileri işlerinde yıllar boyunca Banka personelinden daha düşük ücretle çalıştırıldığını, Banka personeli ile aynı işi yapmasına rağmen onlara verilen 3 ayda bir ikramiye, 6 ayda bir performans primi, yılda 3 aylık ücret tutarında temettü alacağı ile sağlık hizmetlerinden ve satış primlerinden faydalanamadığını, lise mezunu olması nedeniyle 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'den (696 sayılı KHK) yararlandırılmadığını, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti ile bundan kaynaklanan fark ücret, ikramiye, yol parası, yemek parası, bireysel emeklilik alacağı, mesken tazminatı, kreş yardımı ve eşit işlem borcuna aykırılık tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Banka vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, muvazaa iddiasına ilişkin kriterler tek tek değerlendirildiğinde davalılar arasındaki asıl alt işveren ilişkisinde muvazaa bulunmadığının açıkça görüleceğini, davacının Bankanın asıl işlerinde çalışmadığını, davacının Banka ile diğer davalı Şirket arasında yapılan destek hizmet alımı sözleşmesi kapsamında çalıştığını, müvekkili Bankanın 696 sayılı KHK kapsamında sayılı kurum ve kuruluşlardan olmadığını, müvekkili Banka bünyesinde istahdam edilen tüm personelin en az lisans mezunu olduğunu ve sınavla işe alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerine karşı zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Şirkette destek hizmet alımı işi kapsamında yardımcı işlerde görevli olarak çalıştığını, davacının muvazaalı işleme dayalı şekilde istihdam edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanıklarından S.M.S.E'nin davacının müdürün işlerini yaptığını, emir ve talimatları Bankadan aldığını, davacının müşterilerin sözleşmelerini topladığını ve bunlar yanında farklı işler de yaptığını, diğer davacı tanığı T.Ü'nün de davacı ile birlikte çalıştıkları dönemde kart başvurusu onay kısmında çalıştıklarını, davacının en son Şişli Şube müdürünün şoförlüğünü yaptığını beyan ettikleri; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 08.12.2010 tarihli ve 2010/8024 Esas ve 2010/32060 Karar sayılı emsal ilâmında şoförlük, iletişim, santral hizmetleri gibi işlerin yardımcı işler olduğu değerlendirilmesine yer verildiği ve somut olayda da davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmayan geçerli bir asıl ve alt işveren ilişkisi olduğu gerekçesiyle muvazaa tespiti talebinin ve buna dayanılarak talep edilen alacakların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dosyaya sunulan iş sözleşmesinde davacıya kasa emanet edildiğinin yazılı olduğunu, alt işveren Şirket işçisine kasa emanet edilemeyeceğini, davacının kredi kartı satışı, kredi kartlarının yönlendirilmesi, teslimi gibi Bankanın asıl işlerini yaptığını, işyerinde emir ve talimatları Bankanın yöneticilerinden aldığını, muvazaa tespiti için davalı işyerinde bilirkişiler eşliğinde keşif yaptırılması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2010/8024 Esas, 2010/32060 Karar sayılı ilâmı, Bankaların destek hizmeti almalarına ve bu hizmeti verecek kuruluşların yetkilendirilmesine ilişkin yönetmelik hükümleri, davalılar arasındaki destek hizmet alım sözleşmesi ve davacının bu kapsamda çalıştırılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olmadığı, geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu yönündeki Mahkeme kabulünün dosya kapsamına usul ve kanuna uygun gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili vekili; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.