"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/464 E., 2023/857 K.
DAVA TARİHİ : 13.12.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 50. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/739 E., 2022/225 K.
Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Bakırköy 35. İş Mahkemesinin 2021/1221 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan ve huzurdaki davada davacı konumunda olan müvekkilinin, davalı konumunda olduğu ve aleyhine işçilik alacaklarına yönelik olarak ikame edilen davada, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi gereğince dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu, müvekkili Şirketin ilk oturuma davet tebligatının bila tebliğ iade edildiğini, müvekkilinin adresinin 12.02.2020 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi'nden de görüleceği üzere değiştirilerek tescil ve ilan edildiğini, arabulucuların her türlü iletişim vasıtasını kullanarak daveti gerçekleştirmesi gerekirken iadeli taahhütlü postanın bila tebliğ iade olması sonrasında iletişim noktasında başkaca hiçbir yol izlenmediğini, müvekkilinin ilk oturumdan haberdar olmaması sebebiyle katılım sağlayamadığını, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesinin on birinci fıkrası gereğince mazeretsiz olarak ilk oturuma katılmayan tarafın haklı çıksa dahi yargılama giderlerinden sorumlu olması tehlikesi ile karşılaşacağını; ayrıca müvekkiline arabuluculuk aşaması ile ilgili geçerli bir bilgilendirme yapılmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 nci maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek arabuluculuk tutanağının hükümsüzlüğünün tespiti ile iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; arabuluculuk görüşmeleri adına, davet mektubunun gönderimi için herhangi bir usul şartı bulunmadığını, arabulucu tarafından iadeli taahhütlü posta gönderilmiş olup alınan yanıtta davalı Şirketin bu meskenden taşındığının belirtildiğini; ayrıca telefonla iletişim de sağlanamadığını ve bu durumların tutanakta arabulucu tarafından açıkça belirtilmiş olduğunu, müvekkilinin arabuluculuk anlaşamama son tutanağı doğrultusunda ikame ettiği Bakırköy 35. İş Mahkemesinin 2021/1221 Esas sayılı dosyasının davalıları olan 4 Şirket arasındaki organik bağın bilindiğini, davacının tamamen kötüniyetli olduğunu, davacı yanın tek amacının işçilik alacakları konulu davanın dava şartı olarak başvurulan arabuluculuk prosedürünün iptalini isteyerek sonuca gitmekte olan haklı davalarını sürüncemede bırakmak ve katlanacakları olumsuz sonuçları bertaraf etmek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arabulucu tarafından yapılacak davetin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine tâbi olmadığını, arabulucunun kural olarak büro tarafından kendisine verilen iletişim bilgilerini esas alacağını, taraflara ulaşmak ve tarafları toplantıya davet etmenin arabulucunun sorumluluğunda olduğunu, işçiye yükletilebilecek bir kusurun varlığından söz edilemeyeceğini; zira işçinin de dava açmadan önce kanun hükmüne uygun olarak arabulucuya başvurduğunu ve sürecin sonlanmasını beklemek suretiyle yükümlülüğünü yerine getirdiğini, arabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk sürecini sonlandırması ihtimalinde arabulucuya başvurulmuş olma dava şartının gerçekleşmediğinin söylenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkili Şirketin gerçek adresine usulüne uygun çıkarılan herhangi bir tebligatın mevcut olmadığı sabit olup usulüne uygun şekilde arabuluculuk başvurusu olmadığından bahisle arabuluculuk dava şartının gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceğini, davalının kusuru ile davacı müvekkili Şirketin eski adresinin arabulucu ile paylaşılmasının hukuki sonuçlarının davacı müvekkiline yükletilmesinin hukuk ve hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, arabuluculuk sürecinden hiçbir şekilde haberdar olamayan ve hukuki dinlenilme hakkı ağır bir şekilde zedelenen müvekkili Şirketin mağduriyetinin yanında işçi lehine yorum ilkesi ile arabuluculuk tutanaklarının geçerli olduğu sonucuna varılmasının hakkaniyet ile bağdaşmadığını, davalı işçinin müvekkili Şirketin bünyesinde uzunca süre çalıştığını ve müvekkili Şirketin yıllardır aynı adreste mukim olduğu sabit olup bir çalışanın senelerdir çalıştığı işyerinin nerede mukim olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bakırköy 35. İş Mahkemesinin 2021/1221 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan ve huzurda bulunan davanın davacısı konumundaki Şirketin davalı işveren konumunda olduğu işçilik alacaklarına yönelik olarak ikame edilen dava bulunduğu, söz konusu davada davalı tarafından 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesindeki hüküm gereği zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu, eldeki davada da zorunlu arabuluculuk tutanağının iptalinin talep edildiği somut uyuşmazlıkta 2020/16021 dosya başvuru numaralı ve 2020/242887 arabuluculuk büro numaralı arabuluculuk görüşmesine ait arabuluculuk tutanaklarının iptali talep edilmekte ise de Bakırköy 35. İş Mahkemesinin 2021/1221 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan alacak davasında arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ön sorun olarak değerlendirileceği; bu itibarla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvurusunda; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş ve her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince davacı Şirketin davayı açmakta hukuki yararı olmadığı ileri sürülse dahi somut olayda müvekkili Şirketin hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini bu nedenle esaslı bir hataya düşüldüğünü, müvekkili Şirketin doğru adresine çıkarılmış usulüne uygun bir tebligat bulunmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava şartı arabuluculuk kapsamında düzenlenen dava konusu anlaşmama tutanağının iptaline yönelik dava açılmasında davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (h) alt bendi, 163 üncü ve 164 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.