Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14560 E. 2023/12537 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işveren, davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli çoğunluğa sahip olmadığı iddiasıyla Bakanlıkça verilen yetki tespitine itiraz etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Sendikanın yetki şartlarını taşıyıp taşımadığının başvuru tarihindeki Bakanlık kayıtlarına göre belirleneceği, davacı tarafından yetki tespitine somut delillerle itiraz edilmediği ve davalı sendikanın işletme düzeyinde gerekli çoğunluğu sağladığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/608 E., 2023/794 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/202 E., 2022/268 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili firmada 233 kişi çalıştığını, sendikaya üye sayısının 96 olduğunu, müvekkili firmada çalışan sendikalı sayısının %41 civarında olduğunu, sendikanın toplu ... sözleşmesi yapma hakkı elde edebilmesi için %50'den fazla üyeye sahip olması gerektiğini, bu nedenle Bakanlığın davalı Sendika için belirtmiş olduğu gerekli çoğunluğa sahip olduğu tespitinin hukuka aykırı olarak yapıldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 10.12.2019 tarihli ve 3126212 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; itirazın süresinde olmaması hâlinde davanın usulden reddini talep ettiğini, davacı işverene ait iki işyeri bulunduğunu, dolayısıyla yetki tespiti düzenlenirken söz konusu iki işyerinin yetki tespitine dâhil edildiğini, işletme için aranan çoğunluğun sağlandığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin ... ... mahkemeleri olduğunu, davacı işverenin amacının gerçeği tespit ettirmek değil toplu ... sözleşmesi sürecini yetki davasıyla sürüncemede bırakmak olduğunu, Bakanlıkça yapılan tespitin doğru olduğunu, müvekkili Sendikanın yasa tarafından işletme toplu ... sözleşmesi için aranan %40 çoğunluğu sağladığını, bu hususun gerek işyeri, gerek Sendika ve gerekse Bakanlık kayıtları ile sabit olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 08.12.2021 tarihli ilk celsede dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, Şirkete ait işyerlerinde ilgili heyete inceleme yetkisi verildiği, davacı tarafça 04.03.2022 tarihli talep ve beyan dilekçesi ile dosya üzerinden inceleme yapılmasını Şirket kayıtlarının dosya içerisine sunulacağının belirtildiği, anılan talep üzerine dosyanın mevcut hâliyle bilirkişi incelemesine gönderildiği, ilgili raporda Bakanlık tespitinin aksini ispatlamaya yönelik elverişli delil ibraz edilmediği, sunulan organizasyon şemasının açıklayıcı olmadığı ve bu sebeple bir tespit yapılamadığının belirtildiği, davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde firmada çalışan sayısının ve sendika üye sayısının yanlış tespit edildiği belirtilmişse de açıkça dava dilekçesinde böyle bir iddia ve talebin mevcut olmadığı, tarafların dava ve cevap dilekçelerinde belirttikleri iddia ve savunmaları genişletip değiştiremeyecekleri, ayrıca yine aynı rapora itiraz dilekçesinde davacı tarafın Şirkete ait fabrika merkezinin Çorlu olduğunu ve orada yerinde inceleme yapılması gerektiğini ancak bilirkişi heyetinden alınan olur üzerine evrakın dosya üzerinden incelenebileceği belirtildiğinden Çorlu'da inceleme talep edilmediği ve bu elverişsiz raporun sunulduğu belirtilmişse de bu hususun davacı tarafça ilk celse belirtilmediği, bu sebeple talimat yolu ile de bilirkişi raporu alınabilmesi sürecinin bizzat davacı tarafından engellendiğinin anlaşıldığı, özetle Şirket adreslerinde mukim çalışmaların iki ayrı işyerine ait olduğu iddia edilerek Bakanlık tespit kararının iptali talep edilmişse de, işyerlerinin faaliyet ve organizasyonunun ayrı olduğuna veya birinin kapandığına, firmada çalışan sayısının veya sendikaya üye sayısının yanlış tespit edildiğine ilişkin dava dilekçesinde bir iddia bulunmadığı, sonradan sunulan iddialara ilişkin bir delil de sunulmadığı anlaşılmakla, aynı işkolunda faaliyet gösterdiği anlaşılan işyerlerinin bir bütün olarak ele alınacağı ve işletme sayılacağı bu kapsamda da %40 çoğunluk ile toplu ... sözleşmesi yapılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; eksik inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bilirkişiler tarafından Aralık 2019 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bildirgeleri ve kayıtları baz alınarak sendikanın yeterli sayıya ulaşıp ulaşmadığının tespiti gerektiğini ancak bunun yapılmadığını, tanzim edilen raporun bilirkişilik görev ve ödeviyle bağdaşmadığını, bilirkişiler ile kurulan iletişimde talep edilen her bilgi ve belgenin sunulacağı belirtilse de yalnızca organizasyon şemasının talep edildiğini, başkaca evrakın istenmediğini, organizasyon şemasının yeterli görülmemesi hâlinde taraflarından her türlü bilgi ve belgeyi talep edebilecekken eksik ve hükme elverişsiz raporu Mahkemeye sunmayı tercih ettiklerini, Bakanlık yetki şartlarının müvekkili Şirkette oluşup oluşmadığı hususlarının tam olarak incelenmeden rapor tanzim edildiğini, Bakanlığın vermiş olduğu yazıda müvekkili firmada 233 kişi çalıştığının, sendikaya üye sayısının ise 96 olduğunun belirtildiğini, müvekkili firmada çalışan sayısının yanlış belirlendiğini sendikaya üye olan kişilerin sayısının da yanlış tespit edildiğini, müvekkili firmada 10.12.2019 tarihi itibarıyla çalışanların sayısının belirlenmesi için Aralık ayı bildirgesinin SGK'ya verilmesi gerektiğini Aralık ayı bildirgesi verilmeden çalışan sayısının belirlenmesinin mümkün olmadığını, sendika üyeliklerinin geçerliliği kontrol edilmeden başvurudan sonra 7 ... günü içerisinde kısa bir sürede değerlendirme ve tespit yapılmasının kabul edilemez ve yanlış sonuçlar doğurabileceğini, bilimsellikten uzak ve kendi içinde çelişkiler barındıran bilirkişi raporunu kabul etmediklerini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sendikanın yetki şartlarını haiz olup olmadığının başvuru tarihindeki Bakanlık kayıtlarına göre belirleneceği, buna göre 2019 yılı Aralık ayına ilişkin işçi kayıtlarının incelenmesine gerek olmadığı, esasen yetki tespitine davacı tarafından somut delillerle itiraz edilmediği, işyerlerinde çalışan işçi ve sendikalı işçi sayısında hata bulunmadığı, davalı Sendikanın işletme düzeyinde gerekli çoğunluğu sağladığının da anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.