Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14656 E. 2023/19393 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin emsal işçilere göre daha az ücret aldığı iddiasıyla açtığı ücret farkı, fazla mesai ücreti farkı ve ikramiye farkı alacaklarının tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmının dosya kapsamıyla ilgisiz ve başka bir uyuşmazlıkla ilgili olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinde belirtilen unsurları içermediği ve Anayasa'nın 141. maddesine aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1743 E., 2023/1120 K.

DAVA TARİHİ : 27.03.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 3. İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/167 E., 2020/290 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 08.04.2019 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin mesleki yeterlilik belgesine sahip matbaa teknolojisi baskı operatörü olarak çalışmasına rağmen, kendisine emsal işçilere ödenen ücretten daha az ücret ödendiğini iddia ederek ücret farkı, fazla çalışma ücreti farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, belirsiz alacak davası açılma şartlarının mevcut bulunmadığını, davacıya tüm hak ve alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının yaptığı iş ve ünvanına göre davalı işverenin emsal diğer işçileri ile aynı ücreti alması gerektiği, aynı işi yapan işçiler arasında esaslı bir neden olmadıkça ücret konusunda ayrım yapılmasının hatalı olduğu, davacı ile aynı işi yapan emsal işçilerin saat ücretleri baz alınarak davacının fark alacak taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve kanuna uygun olup verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında,“Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi Anayasa düzeyinde vurgulanmış olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinde bir mahkeme hükmünün hangi hususları kapsaması gerektiği açıklanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (c) alt bendine göre hüküm; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.

3. 07.06.1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.

2. Değerlendirme

1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.

2. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.

3. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü kuşkudan uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.

4. Somut davada Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli kararının "Tarafların iddia ve savunmalarının özeti" başlıklı bölümü incelendiğinde; dosya kapsamıyla bir ilgisinin bulunmadığı, tamamen bağımsız ve başka bir uyuşmazlıkla ilgili olduğu görülmüştür. Keza dosya kapsamında mevcut İlk Derece Mahkemesinin kararında da gerekçe, dosyaya özgü oluşturulmamıştır. Şu hâlde gerekçeli kararda, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine göre unsur eksikliği bulunmaktadır. Kararın gerekçesinin dosyaya özgü biçimde oluşturulması gerekir. Dosya kapsamındaki uyuşmazlıktan bağımsız, başka bir uyuşmazlığa ait iddiaların ve savunmaların özeti ile gerekçe oluşturulamaz. Gerekçeli karar, Anayasa'nın 141 inci maddesinin amacına ve 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine uygun olmadığından anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.