Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14715 E. 2023/19234 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna göre davacının dava konusu alacaklara, özellikle de toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan haklara hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yardımcı işlerin alt işverene verilmesinde mevzuatta engel bulunmadığı, davalı idarenin aynı işi yapan kadrolu işçilerinin bulunmasının asıl işveren-alt işveren ilişkisini muvazaalı hale getirmeyeceği ve davacının çalıştığı sosyal tesisin hizmet alımı yoluyla işletilmesinin mümkün olduğu gözetilerek, davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan haklara hak kazanamadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/541 E., 2023/414 K.

DAVA TARİHİ : 30.04.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : Milas İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/163 E., 2022/357 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 03.12.2019 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 04.07.2022 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre iş sözleşmesi 31.12.2017 tarihinde sona eren davacının, reddedilen ve temyize konu edilen toplam alacak miktarı 2.243,08 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) bünyesinde sosyal tesis personeli olarak iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 31.12.2017 tarihine kadar görev yaptığını, asıl işverenden ihale ile iş alan farklı alt işverenler personeli olarak, zincirleme iş sözleşmeleri ile çalıştığını, davalı işverende örgütlü sendika üyesi olduğunu, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının davalı EÜAŞ'ın işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunun tespitini ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, iş güçlüğü, tazminatı, ikramiye alacağı, sosyal yardım alacağı, ilave tediye, vardiya zammı ile eksik ödenen kıdem tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, yüklenici firmalar ile müvekkili kurum arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, Kurumun ihale makamı olduğunu, davacının yüklenici firmalar bünyesinde çalıştığını, işyerinde davacının yaptığı işi yapan Kurum işçisi bulunmadığını, hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olmadığını, toplu iş sözleşmesinde iş güçlüğü ve vardiya tazminatı ile ilgili düzenleme yer almadığını, davacının yaptığı işin niteli gereği de bu tazminatlara hak kazanmasının sözkonusu olmadığını, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ödenmeyen alacağı bulunmadığını, kadrolu kamu işçisi olmayan davacının ilave tediye talebinde bulunamayacağını, davalının işvereni firma ile imzalanan hizmet alım sözleşmesinin 31.12.2017 tarihi itibarıyla kendiliğinden sona erdiğini ve 01.12.2017 tarihli yazı ile firmaya bildirildiğini, Kurumun kadrolu işçisi olmayan davacının ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, çalıştığı hizmet süresine ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre 35 günlük giydirilmiş ücreti üzerinden hesaplanan kıdem tazminatının ödenmiş olması nedeniyle alacağı bulunmadığını, davacının fazla çalışma yapmış olması hâlinde ücretinin ödendiğini, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştırılmadığını, yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı İdareye ait sosyal tesiste yardımcı iş kapsamında çalıştığı, davacının yaptığı iş açısından asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabildiği, idarenin çeşitli iş alanlarında hizmet alımı yaptığı, hizmetin ifası sırasında işe konu araç ve gereçlerin büyük kısmının İdare tarafından sağlandığının, alt işverenden uzmanlık gerektiren bir iş alınmadığı, ihaleleri alan şirketlerin buna ilişkin bir uzmanlığı ve organizasyonu bulunmadığını, işçilerin kontrolünün davalı Kurumda olduğu, idarenin denetim yetkisini aşan düzenlemelerin yer aldığı, davalı İdare ile dava dışı firmalar arasında gerçek manada asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığı, sözleşmelerin gerçekte işçi teminine yönelik ve muvazaalı olduğu, alt işverenler değişse de işçinin aynı yerde aynı şekilde çalışmaya devam ettiği, işyerinde davacıyla aynı işi yapan kadrolu işçilerin bulunduğu, aralarında ücret ve sosyal haklar dışında farkların olmadığı, işverenin hizmet alım sözleşmesi yoluyla işçi temini yaptığı bu itibarla, davalı EÜAŞ ile alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının baştan itibaren davalı EÜAŞ'ın işçisi olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının yaptığı işin yardımcı iş niteliğinde olduğunu, davacı asıl iş olan elektrik üretim işinde çalışmadığı için muvazaanın ve asıl işveren işçisi olduğunun tespitine dair karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının bünyesinde çalışmış olduğu yüklenici firmalar ile davalı arasında tanzim edilen hizmet alım sözleşmelerinin tamamen bağımsız bir bütün olarak verilen anahtar teslim iş niteliğinde olduğunu, davalının asıl işveren değil ihale makamı olduğunu, yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olmadığını, davacının ilave tediye ücreti, yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını, davacının ilave tediye alacak talebinin haksız ve yersiz olduğunu, davalının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun kapsamında bulunmadığını, davacının iş sözleşmesinin 31.12.2017 tarihi itibarıyla davacının çalıştığı işyerinin Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesine tahsis edilmesi nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini, 01.12.2017 tarihli ve 61973 sayılı yazı ile dava dışı firmaya bu durumun bildirildiğini, davalının kadrolu işçisi olmayan davacıya davalının ihbar yükümlülüğü olmadığını, sorumluluğun dava dışı firmaya ait olduğunu, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını, uzun süre hiç yıllık izin kullanmadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının yaptığı işin yardımcı iş niteliğinde olduğunu, davacı asıl iş olan elektrik üretim işinde çalışmadığı için muvazaanın ve asıl işverenin işçisi olduğunun tespitine dair karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalı EÜAŞ işyerinde dava dışı şirketler bünyesinde yemekhane personeli olarak çalıştığı, davalı ile dava dışı şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin konusunun, "... Genel Müdürlüğü alakart salonu, lokal, tabldot yemekhanesi, çay ocakları, misafirhane, bekar lojmanı hizmetlerinde ve sosyal site ile idari binaların genel temizliğinde çalıştırılmak üzere baş aşçı, aşçı, şef garson, garson, resepsiyon sorumlusu, bulaşıkçı ve temizlik işçisi ile işyeri sağlık birimlerinde çalışmak üzere yardımcı sağlık personelinden oluşan toplam ...kişilik 1 yıl süreli hizmet alım işi" olduğu, hizmet alım sözleşmesinin konusu olan yemekhane hizmetinin davalı EÜAŞ'ın asli görevleri arasında olmadığı dolayısıyla söz konusu işin yardımcı iş niteliğinde olduğu, davalı EÜAŞ'ın bu işi, hizmet alımı yoluyla üçüncü şahıslara yaptırmasının mümkün olduğu, yardımcı işin bölünerek alt işverene verilmesinde mevzuat açısından bir engel bulunmadığı, davalı EÜAŞ'ın kendi bünyesinde çalışan ve aynı işi yapan işçilerinin bulunmasının asıl işveren alt işveren ilişkisini kanuna aykırı ya da muvazaalı hâle getirmeyeceği, ayrıca yardımcı işlerin tamamen veya bölünerek alt işverene verilmesinde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme gibi sınırlayıcı bir düzenlemeye de mevzuatta yer verilmediği, davacının 11.07.2016-31.12.2017 tarihleri arasında çalıştığı, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 24.05.2017 tarihli ve 2017/20 sayılı kararı ile mülkiyeti EÜAŞ'a ait taşınmazların lojman, misafirhane, lokal ve alakart salonu olarak kullanılan binaların bedelsiz olarak Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesine tahsis edilmesi amacıyla Maliye Hazinesine devredildiği, Milas Sosyal Tesis ve Koordinasyon Müdürlüğünün 31.12.2017 tarihi itibarıyla kapatıldığı, davacının bu tarih itibarıyla iş sözleşmesine son verildiği, bu nedenle davacının muvazaa tespitine ve asıl işveren sıfatı ile toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği tespitine ilişkin taleplerinin reddi gerektiği, yine toplu iş sözleşmesine bağlı alacaklara ilişkin taleplerinin yerinde olmadığı, muvazaa iddiası ispatlanamadığından ilave tediye alacak talebinin de yerinde olmadığı, davacının İlk Derece Mahkemesince ihbar tazminatı talebinin kabul edildiği, davacının iş sözleşmesinin işin sona ermesi sebebiyle feshedildiği, davacının aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğine ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, bu nedenle davacının ihbar tazminat talebinin 4 haftalık ihbar süresi üzerinden ve çıplak ücreti olan brüt 2.403,30 TL üzerinden hesaplanması gerektiği, davacının yıllık izninin çalışma süresine göre14 gün olduğu ve 14 gün yıllık iznini kullandığı anlaşıldığından yıllık izin alacak talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; alt işverenler ile davalı EÜAŞ arasındaki ilişkinin tamamen yüklenici firmaların davalı EÜAŞ'a işçi temin edilmesinden ibaret olduğunu, işçilerin çalışmaları sırasında emir ve talimatları davalı yetkililerinden aldıklarını ve işçilerin hangi işlerde ve nerede çalışacaklarının davalı tarafından belirlendiğini, işin yürütülmesinde kullanılan tüm araç ve gereçlerin davalıya ait olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına göre alt işveren işçilerinin baştan itibaren asıl işverenin işçisi oldukları sonucuna varılması gerektiğini, baştan itibaren davalının işçileriyle birlikte çalışan davacının işe giriş tarihinden itibaren aynı statüdeki davalı işçileriyle aynı ücret ve sosyal haklardan yararlanması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna göre davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları.

3. Alt İşverenlik Yönetmeliği.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı tarafa yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.