Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14838 E. 2023/18438 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı kurum ile çalıştığı alt işveren şirket arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı kurumun toplu iş sözleşmesinden doğan haklarını talep etmesi üzerine, ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurum ile alt işveren şirket arasındaki sözleşme gereğince verilen işin yardımcı iş kapsamında olduğu ve aralarındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olarak kurulduğu değerlendirilerek, davacı vekilinin temyiz başvurusunun reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1123 E., 2023/1352 K.

DAVA TARİHİ : 04.11.2019

KARAR : Davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi

SAYISI : 2023/86 E., 2023/282 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun miktardan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı işyerinde çalışan davacının Haziran 2015 tarihinden bu yana davalı Kurumun hizmet alımı yoluyla ... alan alt işveren şirketler bünyesinde açık ocaklarda ve yer altında suyun tahliyesi tulumbacı vb. işlerde çalıştığını, davacının 2016 yılı başında yeni ihaleyi alan şirket döneminde asgari ücretin %25'ine düşürüldüğünü, hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunu iddia ederek, aylık ücret farkı alacağı, aylık taban ücret fark alacağı, ikramiye alacağı, prim alacağı, kömür yardım alacağı, bedelsiz yemek iaşe bedeli alacağı, sabun ve aydınlatma bedeli alacağı, koruyucu madde ve giyim bedeli alacağı, sosyal yardım zammı alacağı, denge ödeneği, vardiya zammı ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, muvazaa iddialarını kabul etmediklerini, davacının işten ayrıldığını ve kendisine kıdem tazminatı ödendiğini, davacının muvafakati alınmadan ücretinin düşürüldüğü iddiasının gerçek dışı olduğunu, yüklenici firmalarla imzaladığı hizmet sözleşmeleri ile alacağı ücreti açıkça kabul ettiğini, yüklenici firmalardan söz konusu imzalanan belgelerin talep edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Kurum ile dava dışı şirketler arasında geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, davacının Kurum işçisi olmaması sebebiyle ilave tediye alacağına hak kazanamayacağı ve alt işveren işçilerinin asıl işverenle yapılan toplu ... sözleşmesinden yararlanamayacağı bu nedenlerle ilave tediye alacağı ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacakların reddedildiği, ücret farkı alacağı bakımından ise davacının rızası alınmadan ücretinin düşürüldüğünün anlaşıldığı, bu doğrultuda davacının ücretinin düşürülmesinden önceki ücretinin sonraki dönemler için sabit ödenmesi gereken ücret miktarı olarak kabul edilerek, her ay için ödenen ücret miktarından düşüşten önce ödenen miktar çıkarılmak suretiyle tespit edilen fark ücretin hüküm altına alındığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; dosyanın tulumbacılık işine yönelik olarak özgülenmediği ve davacı yönünden bireyselleştirilmediği hususlarında ek olarak hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığını, müvekkilinin yaptığı tulumbacılık işinin dekapaj işi ile alakasının bulunmadığını, tulumbacılık ve bu konuya ilişkin yapılan ihalenin farklı bir işkolu olduğunu, tulumbacılık işinin açık ocaklarda üretimin asli unsuru olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince muvazaa olgusunun sübutu yönünden kaldırma kararı verilmediğini, tüm tanıkların beyanları göz önüne alındığında 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) hükümleri doğrultusunda dahi muvazaa olgusunun oluştuğunu, müvekkilinin yaptığı işin davalı kurumun asli ve sürekli işi olduğunu, müvekkilinin toplu ... sözleşmesi imza tarihinde işyerinde örgütlü sendika üyesi olduğunu ve toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; ihale konusu olan işin, kesinleşmiş mahkeme kararları, bilirkişi raporları ve Yargıtay içtihatlarından da görüleceği üzere kurumlarının asıl işi olmadığını, yardımcı ... olduğunu, davacının yaptığı işlerin yardımcı ... olduğu yönündeki tespit ve belirlemelerin yerinde olduğunu, husumet itirazları olduğunu, zamanaşımı ve hukuki yarar yokluğu itirazlarını tekrar ettiklerini, davayı kabul etmemekle birlikte dosyadaki hesap raporuna karşı itiraz dilekçelerini tekrar ettiklerini, aleyhlerine yapılan hesaplamaları kabul etmediklerini, hesaplamaya esas alınan ücretlerin de hatalı olduğunu, kabul olunan ücret farklarının fazla hesaplandığını, davacının muvafakati alınmadan ücretinin düşürüldüğü iddiasını ve bundan kaynaklı taleplerini kabul etmediklerini, hükmün net miktar üzerinden kurulması gerekirken brüt miktar üzerinden kurulmasının hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihleri ve işletilen faiz türleri, yargılama giderleri, vekâlet ücreti, harçlar ve arabuluculuk ücretlerinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı istinafı yönünden hüküm altına alınan alacağın istinaf kesinlik sınırının altında kaldığı, davacı istinafı yönünden davalı Kurum ile dava dışı şirketler arasındaki sözleşme gereğince verilen işin doğrudan üretim organizasyonu içinde yer alan bir ... olmayıp yardımcı ... kapsamında olduğu, davalı Kurum ile diğer dava dışı şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin Kanun'a uygun olarak kurulduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ile muvazaanın varlığı hâlinde gerçek işveren tarafından bağıtlanan toplu ... sözleşmesinden yararlanma koşulları noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.