Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14878 E. 2023/19961 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesinden kaynaklanan kıdem, ihbar, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının miktarı, ispatı ve ödenip ödenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Fazla mesai ücretinin aylık ücrete dahil olduğuna dair sözleşme hükmünün geçerliliğinin yıllık 270 saatlik sınırı aşmaması ve asgari ücreti geçmesi şartlarına bağlı olduğu, davacının gerçek ücretinin tespitinde ve fazla çalışma sürelerinin hesabında hatalı değerlendirme yapıldığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1996 E., 2023/841 K.

DAVA TARİHİ : 26.07.2019

KARAR : İstinaf başvurularının kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Davalılar vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/300 E., 2022/431 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulüne karar verilerek İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.12.2016-11.05.2018 tarihleri arasında davalı ... Mühendislik Elektrik Makina İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.ne (... Şirketi) kayden, diğer davalının asıl işveren olarak yürüttüğü Irak ülkesindeki yapım işinde terminasyon ustası olarak net 2.500,00 USD ücret ile çalıştığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 09.12.2016-11.05.2018 tarihleri arasında terminasyon ustası olarak müvekkili Şirketin yurt dışında bulunan işyerinde çalıştığını, aylık ücretinin net 1.750,00 TL olduğunu, müvekkili işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını, yapıldığı hâllerde ise aylık hesap pusulalarında tahakkuk ettirilerek ödendiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, davacıdan iki adet ibraname alındığını, herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... (... Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 06.05.2016-09.04.2018 tarihleri arasında elektrik teknisyeni olarak diğer davalının yurt dışında bulunan işyerinde çalıştığını, aylık ücretinin net 1.650,00 TL olduğunu, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını, yapıldığı hâllerde ise aylık hesap pusulalarında tahakkuk ettirilerek ödendiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, iki adet ibraname alındığını, herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin 09.12.2016-11.05.2018 tarihleri arasında aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu anlaşılan davalılar bünyesinde çalıştığı, dosya kapsamı uyarınca davacının net 2.000,00 USD ücret aldığı, işten ayrılış bildirgesinde çıkış kodunun (04) belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirmeden feshi olarak bildirildiğinin görüldüğü, davalılar tarafından iş sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmemesini gerektirir şekilde sona erdiğine dair delil sunulmadığı, dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, beyanlarına başvurulan tanık anlatımları uyarınca davacının haftalık ortalama 22 saat fazla çalışma yaptığı, ücrete dâhil haftalık 5,2 saat fazla çalışmanın mahsubu ile haftalık ortalama 17,8 saat fazla çalışmasının karşılığının ödenmediği, dinî bayramların bir günü hariç ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı, hafta tatili günlerinin yarısında çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; fazla çalışmaların ücrete dâhil olduğuna ilişkin sözleşme hükmünün geçersiz olduğunu, müvekkilinin ücretini USD üzerinden aldığı hususu davalının da kabulünde olup dinlenen davacı tanığı M.H'nin beyanı ve emsal ücret yazı cevapları ile de bu durumun ispatlandığını, USD üzerinden ücret alan işçilere TL üzerinden imzalatılan iş sözleşmesi hükümlerine itibar edilemeyeceğini, gerçeği yansıtmayan, imzasız, puantaj kayıtları ve diğer davalı delilleri ile açıkça çelişen ücret bordrolarına itibar edilmesinin ve bu bordrolar doğrultusunda mahsup işlemi yapılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bordrolarda yer alan fazla çalışma tahakkukları ile puantaj kayıtlarına göre tespit edilen çalışma süreleri arasında büyük farklar olduğunu, puantaj kayıtlarının işçilere boş olarak imzalatıldığını ve bu evrakların çelişkili ve tahrif edilmiş olduğunu, sunulan bordroların TL üzerinden düzenlenmiş olup gerçek ücret üzerinden düzenlenmediğini, buna göre tahakkuk ettirilen fazla çalışma tutarlarının temel ücretin bir parçası olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, aksi takdirde müvekkilinin fazla çalışma alacaklarından mahrum kalacağını, kabul anlamına gelmemekle sunulan bordrolara itibar edilerek mahsup işlemi yapılacak ise de fazla çalışma hesabının bordrolarda tahakkuk ettirilen ve davalının kabulünde olan fazla çalışma saatleri doğrultusunda, müvekkilin gerçek ücreti üzerinden hesaplanması gerektiğini, gerçek ücretin üzerinde bir ödeme var ise ancak bu miktarın mahsubunun söz konusu olabileceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... Şirketi vekili; uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun Irak hukuku olduğunu, davacının ücretinin sözleşmede belirtildiği gibi 1.750,00 TL olduğunu, davacının ücretine fazla çalışma ücreti dâhil olduğu hâlde bu hususun gözardı edildiğini, kabul edilen çalışma saatlerinin ve çalışma düzeninin işçinin takatini aşar nitelikte ve hayatın olağan akışına aykırı nitelikte olduğunu, yazılı puantaj kayıtlarının dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davacının fazla çalışma alacaklarının sunulan puantaj kayıtlarına göre belirlenerek bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödendiğini, ödemenin TL üzerinden hesaplanıp ödeme sırasında dövize çevrilerek ödeme yapıldığını, bordrolar ve banka kayıtlarının uyumlu olduğunu, buna rağmen tanık beyanları ile hesaplama yapılarak sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, yapılan ödemelerin mahsubunun gerektiğini, davacının hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücretinin de "fazla çalışma" adı altında bordrolarda tahakkuk edilerek ödendiğini, davacının hak kazandığı yıllık izinlerinin tamamını kullanmış olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Davalı ... Şirketi vekili; uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun Irak hukuku olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti alacakları açısından ıslaha karşı zamanaşımı def'inin dikkate alınması gerektiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini ve bu konuda davacının müvekkili Şirketi ibra ettiğini, ödemenin banka üzerinden yapıldığını, kayıtların eksik getirtilmiş olması nedeniyle ödemelerin kayıtlarda görünmediğini, kıdem ve ihbar tazminatı alacağının döviz olarak hesaplanamayacağını, kıdem tazminatında tavan ücretin aşılması suretiyle hesaplama yapıldığını, hesaplamalara esas ücretin hatalı belirlendiğini, davacının ücretinin TL olarak kararlaştırıldığını, bu nedenle alacakların USD üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğunu, yıllık izin formlarına göre izinlerinin tamamını kullandığını, davacının ücretine fazla çalışma ücreti dâhil olduğu hâlde bu hususun gözardı edildiğini, kabul edilen çalışma saatlerinin ve çalışma düzeninin hayatın olağan akışına aykırı nitelikte olduğunu, yazılı puantaj kayıtlarının dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davacının fazla çalışma alacakları sunulan puantaj kayıtlarına göre belirlenerek bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında hata bulunmadığı, davanın ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti açısından kısmi, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti açısından belirsiz alacak davası olarak açıldığı, dava tarihi dikkate alındığında fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının zamanaşımına uğramadığı, belirsiz alacak davasında alacağın tamamı için davanın açılması ile zamanaşımı kesileceğinden bedel artırımı ile artırılan kısımların zamanaşımına uğrayacağından söz edilemeyeceği, iş sözleşmesinin fesih tarihi ve dava ile ıslah tarihi gözetildiğinde davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağının zamanaşımına uğramadığı, davacının kabul edilen ücretinin dosya kapsamına uygun olduğu, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğu, kıdem ve ihbar tazminatının döviz olarak hesaplanıp hüküm altına alınmasını yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığı, incelenen puantaj kayıtlarına göre işe gelmeyen işçinin o gün için de imzasının bulunması gibi çelişkili durumlar dikkate alındığında kayıtlara itibar edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının haftada 4 gün 08.00-21.00 saatleri arasındaki 13 saatlik çalışmasından 1,5 saat ara dinlenmesinin tenzili ile günde 11,5 saat, 2 gün 08.00-18.00 arasındaki 10 saatlik çalışmasından 1 saat ara dinlenmesinin tenzili ile günde 9 saat, olmak üzere (4x11,5)+(2x9)= (46+18)=64 saat

çalışılarak, haftalık normal çalışma süresinin (64-45)= 19 saat aşıldığı, tanığın beyanı esas alınarak dört hafta

tatilinin ikisinde çalışıldığının kabulü hâlinde, hafta tatillerindeki 11,5 saat çalışmadan 7,5 saat olan normal süreyi

2 haftada aşan (4x2)=8 saatin, (8/4)=2 saat olarak haftalık fazla çalışma sürelerine ilavesi ile (19+2)=21 saat fazla çalışma yaptığı, esas bilirkişi raporunda 10 saatlik çalışmadan 1 saat ara dinlenmesi düşüldüğü belirtilmesine rağmen bu düşümün yapılmadığı, ayrıca İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda net olarak tespit edilen kıdem ve ihbar tazminatından davalılar tarafından yapıldığı belirtilen ödemenin mahsup edildiği; ancak 108,93 USD fazla çalışma ücretinin mahsup edilmediği anlaşılmakla bu yönlere ilişkin davalıların istinaf başvurusunun yerinde olduğu, her ne kadar karara esas bilirkişi raporunda fazla çalışma ücretinin aylık ücretine dâhil olduğunun kabulü ile haftalık fazla çalışma süresinden 5,2 saat çalışma mahsup edilmiş ise de davacının ücretini USD olarak aldığı, 08.12.2016 tarihli iş sözleşmesindeki ücretinin gerçeği yansıtmadığı, bu sebeple TL üzerinden ücretin belirlendiği iş sözleşmesindeki hükme itibar edilemeyeceği, yapılan mahsup işleminin hatalı olduğu, yine davacının ücreti 2.000,00 USD olarak tespit edilmiş olup düzenlenen bordrolardaki ücretlerin gerçek ücretin çok altında olduğu, bu sebeple bordrolardaki fazla çalışma tahakkuklarının davacının ücretinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiği, mahsup işlemi yapılmasının dosya kapsamına uygun olmadığı gerekçesiyle başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... Şirketi vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... Şirketi vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; uygulanması gereken hukuk, davacının aylık ücret miktarı ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı, hesaplanması ve alacakların karşılığının ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 24 ve 27 nci maddeleri.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 8, 17, 25, 32, 41, 44, 46, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri, aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

4. Dairemizin 10.01.2023 tarihli ve 2022/15911 Esas, 2023/123 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir:

"...

2. Sözleşme özgürlüğü kuralı uyarınca yasal sınırlar içinde kalan fazla çalışma ücretinin aylık ücretin içinde olduğuna dair sözleşme hükümleri kural olarak geçerlidir. Dairemiz; yerleşik hâle gelen ilkeleri ile fazla çalışma ücretinin, ücrete dâhil olarak kararlaştırılmış olmasına sınırlı olarak değer vermektedir. Bu bağlamda sözleşme hükümlerinin geçerliliğine getirilen iki temel sınırlama mevcuttur. Bunlardan ilki, 4857 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi gereği fazla çalışma süresinin bir yılda 270 saatten fazla olamayacağı; diğeri ise kararlaştırılan aylık temel ücretin asgari ücretin üzerinde olması gerekliliğidir. Bir başka anlatımla Dairemiz, ücret seviyesinin yüksekliğini kaydın geçerliliğinin tespitinde dikkate almaktadır.

3. Diğer yandan iş sözleşmesinin devamı sırasında işçinin bir hakkından feragat etmesi veya hakkından feragat sonucu doğuran bir işlem yapması geçersizdir. Ancak fazla çalışmanın temel ücret içinde ödeneceğinin kararlaştırılmış olması, fazla çalışma ücretinden feragat anlamına gelmez. Fazla çalışma ücreti ödenmeyeceğinin kararlaştırılması ile fazla çalışmanın temel ücret içinde ödeneceğinin belirlenmesi birbirinden farklı kavramlardır. (... Ekmekçi, Volkan Aslan, Hilal ..., "Anayasa Mahkemesinin Fazla Çalışmaya İlişkin Bireysel Başvuru Kararının Değerlendirilmesi (... Özdamar Başvurusu)", Çimento İşveren, Cilt 36, Temmuz 2022, Sayı 4, 8-35, s.31). Bu bağlamda davacı fazla çalışma ücretinden feragat etmiş değildir.

4. Fazla çalışma onayı alınmasına ilişkin düzenleme, işçinin fazla çalışma yapmaya zorlanamaması bakımından önemlidir. Düzenlemenin amacı, işçiyi işverenin olası haksız feshine karşı korumaktır. Fazla çalışma ücretinin karşılığının kararlaştırılan temel ücretin içinde olduğuna ilişkin kayıtlar ise fazla çalışmanın ücretlendirilmesine ilişkindir. İş sözleşmesindeki kayıt ile taraflar, fiilen yapılan fazla çalışmanın nasıl ücretlendirileceğini belirlemişlerdir. Fazla çalışma ücreti dâhil edilerek belirlenen ücret, işçinin aylık temel ücreti olduğundan iş sözleşmesindeki kayda rağmen yapılmayan fazla çalışmanın karşılığı ücretin, işverence geri istenmesi de mümkün olmaz. Şu hâlde fazla çalışma onayı alınması ile iş sözleşmesinde temel ücret içinde fazla çalışma ücretlerinin ödeneceği kuralı arasında herhangi bir bağlantı bulunmamaktadır.

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3. Taraflar arasında hüküm altına alınan fazla çalışma alacağı bakımından uyuşmazlık bulunmaktadır. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen Dairemiz kararında da açıklandığı üzere, iş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğu yönündeki kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre yıllık 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması hâlinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin (aylık 22,5 saat, haftalık 5,2 saat) ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir. İşçinin işyerindeki çalışması bir yıldan az ise yıllık 270 saat kriteri çalışılan ay sayısına göre azaltılarak belirlenir. Örneğin bir işçinin 10 ay, 18 gün süreli çalışmasında ispatlanan fazla çalışma saat sayısı 184 ise 270 saat x 10,6 ay/ 12 ay= 238,5 gün olup çalışılan süreye göre, temel ücret içinde ödendiği varsayılan fazla çalışma süresi aşılmamış olur. Bu durumda fazla çalışma talebinin reddi gerekir.

4. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalanan 08.12.2016 tarihli iş sözleşmesinde fazla çalışmanın aylık ücrete dâhil olduğu kararlaştırılmıştır. Yargılama aşamasında davalı tarafından savunulanın aksine, davacının gerçek aylık ücret miktarının iş sözleşmesinde yazılı olandan daha fazla olduğu isabetli bir şekilde belirlenmiştir. Hâl böyle olmakla birlikte, iş sözleşmesinde yazılı olan ücret miktarının asgari ücreti aşan kısmının dahi yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresini karşılayacak miktarda olduğunun anlaşılması karşısında; ücretin içinde ödendiği anlaşılan fazla çalışmanın (3) numaralı paragrafta belirtilen ilkeye göre ispatlanan fazla çalışmadan indirilmesi gerekir. Bu husus gözetilmeden söz konusu sözleşme hükmüne değer verilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

5. Diğer yandan somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda; beyanlarına başvurulan tanık anlatımlarının dikkate alındığı belirtilerek davacının, haftanın 4 günü 08.00-21.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme kullanarak, haftanın 2 günü ise 08.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme kullanarak çalıştığı, ayda 2 hafta tatili gününde de 08.00-21.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme kullanarak 11,5 saat çalışma yaptığı, hafta tatili alacağı talebinin bulunduğu gözetildiğinde çalışılan hafta tatili günlerinde 7,5 saati aşan çalışma süresinin fazla çalışma süresine eklenmesi gerektiği kabulü ile fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır.

Davacının haftanın 4 günü 08.00-21.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme kullanarak, haftanın 2 günü ise 08.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme kullanarak çalışma yaptığına ilişkin kabulde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte davacının ayda 2 hafta tatili gününde de 08.00-21.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme kullanarak 11,5 saat çalışma yaptığına ilişkin kabul dosya içeriğine uygun değildir.

Tüm dosya kapsamından davacının; hafta tatili günlerinde mesaisinin 08.00-18.00 saatleri arasında olduğu ve 1 saat ara dinlenme süresi kullandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle belirtilen çalışma saatleri esas alınarak ve çalışılan hafta tatili günlerinde 7,5 saati aşan çalışma süresi şimdiki gibi fazla çalışma süresine eklenerek fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Bu husus gözetilmeden hatalı değerlendirme ile karar verilmesi de bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.