"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesince görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, 20.01.2022 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın davalılar vekilleri tarafından temyizi üzerine, Dairece 13.....2022 tarihli ilâm ile bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Hastanede uzman doktor olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin hiçbir alacağı ödenmeden, ihbar süresine uyulmadan bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, ücret, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ... Hastane ve Sağlık İşletmeleri San. ve Tic. AŞ (... Şirketi) vekili, davacının davalı işyerinde part-time olarak çalıştığını, tam zamanlı olarak başka bir Hastanede çalıştığını, davacının iki yerde de tam zamanlı çalışmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Vega Hastane ve Sağlık Hizmetleri AŞ (Vega Şirketi) tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.07.2018 tarihli ve 2016/837 Esas, 2018/537 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilerek kıdem ve ihbar tazminatları ile aylık ücret, yılık izin, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 21.10.2020 tarihli ve 2018/3613 Esas, 2020/2326 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde görülerek davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 16.03.2021 tarihli ve 2021/419 Esas, 2021/6261 Karar sayılı ilâmı ile; davalı ... Şirketinin savunma hakkının kısıtlandığı açıklanarak sair temyiz itirazları incelenmeden karar bozularak dosya kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 20.01.2022 tarihli ve 2021/223 Esas, 2022/15 Karar tarihli kararı ile; davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, dinlenen tanık beyanlarından davacının davalı işyerinde tam zamanlı çalıştığı, davacının ödenmeyen alacaklarının bulunduğu, her iki davalının tüm bu tazminat ve alacak kalemlerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 13.....2022 tarihli ve 2022/6274 Esas, 2022/7556 Karar sayılı ilâmı ile; Mahkemece davalılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre talep edilen alacaklardan sorumlu olabilecekleri miktarların belirlenmesi gerektiği ve kabule göre ise işyeri devrinin varlığı hâlinde devreden işverenin feshe bağlı alacaklar nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun olmayacağı, ayrıca diğer alacaklar yönünden devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlı olduğu ve bu sürenin resen dikkate alınması gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun anlaşıldığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2022/9470 Esas ve 2022/8981 Karar sayılı kararına esas teşkil eden dosyada da bu yönde karar verildiği ve bozma sebebi yapılmadığı, tanık beyanlarından davacının davalı işyerinde tam zamanlı çalıştığı, dava dışı Özel ... ... Hastanesinde geceleri çalıştığı, davacının ödenmeyen alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Vega Şirketi vekili; davacının kendi işçileri olmadığını, diğer davalı ile demirbaş ve hastane adı alımına ilişkin sözleşme yapıldığını ve devir durumu olmadığını, esasa yönelik olarak ise davacının tam zamanlı çalışması bulunmadığını ve çok uzun süre ücret almadan çalışma iddiasının doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... Şirketi vekili; sadece davacı tanık anlatımları ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, davacı tanıklarının doğruyu söylemediklerini, dosyadaki belgelerden davacının tam zamanlı çalışmasının Özel ... ... Hastanesinde olduğunu, müvekkili Hastanede tam zamanlı çalışmasının mümkün olmadığını, tanıkların çalışma sürelerinin kısa olmasına rağmen bu hususta araştırma yapılmadığını, aylık ücret miktarının da hatalı belirlendiğini, delillerinin toplanmadığını, davacının HTS kayıtlarının talep edilmesine rağmen bu hususta inceleme yapılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve bu belirlemenin sonucuna göre davalıların talep edilen alacaklardan sorumlu olup olmadığı ve davaya konu alacaklarının bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 177 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 317 nci maddesinin ikinci fıkrası, 319 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2, 17, 25, 32, 34, 41, 44, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde ıslah tarihinin hükümdeki gibi 22.....2018 yerine hatalı şekilde 23.03.2018 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğindedir.
3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Davacı işçinin ücret ve fazla çalışma alacağı bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
Doktor olan davacı işçinin dava dışı ... ... ... ünvanlı Hastane ile tam zamanlı, davalı ... ...’da faaliyet gösteren Hastane ile kısmi zamanlı ... sözleşmesi imzaladığı hem dosyadaki belgeler hem de dava dilekçesindeki açıklama ile sabittir. Dosyadaki belgelere bakılacak olursa davacı doktor; pazartesi, çarşamba, cuma günleri 15.00-18.00 saatleri arasında davalı Hastanede, 19.00-02.00 saatleri arasında da dava dışı Hastanede, salı ve perşembe günlerinde ise 16.00-18.00 saatleri arasında davalı Hastanede, 19.00-03.00 saatleri arasında dava dışı Hastanede, keza cumartesi günü de 13.00-15.00 saatleri arasında davalı Hastanede, 17.00-24.00 saatleri arasında da dava dışı Hastanede çalışmaktadır.
Dava dilekçesindeki açıklamalara bakıldığında, davacı tarafın dava dışı Hastanedeki tam zamanlı çalışmayı kabul etmekle birlikte, davalı Şirkette de tam zamanlı çalışıldığı ancak sözleşmenin kısmi zamanlı düzenlendiğini iddia ettiği görülmektedir.
Davacı iddiasına göre davacı, doktor sözleşmesi kısmi süreli olsa da davalı işyerinde hafta içi 09.00-18.00, cumartesi günü ise 09.00-15.00 saatleri arasında tam zamanlı çalışmaktadır.
Evveliyetle dava dilekçesinde geçen “Müvekkilin dava dışı ... ... hastanesinde tam zamanlı çalışması akşamları olmaktadır” açıklaması ve davalının da aynı hususu savunması karşısında davacı doktorun dava dışı adı geçen Hastanede tam zamanlı olarak çalıştığı uyuşmazlık dışıdır. Uyuşmazlık davalı işyerindeki çalışmanın tam zamanlı mı yoksa kısmi zamanlı mı olduğu, tam zamanlı olduğu kabul edilirse bunun gerektirdiği ücretin ödenip ödenmediği hususlarındadır.
Davacının tam zamanlı çalıştığı uyuşmazlık dışı olan Hastane dışında ayrıca davalı Hastanede de tam zamanlı çalıştığının kabulü hâlinde, davacının durup dinlenmeden sürekli çalıştığı gibi absürt bir durum ortaya çıkmaktadır. Davacı iddiasının ne kadar akıl dışı olduğunu basit bir örnek üzerinden izah etmek gerekirse örneğin hafta başı olan pazartesi günü saat 09.00'da ...’da çalışmaya başlayacak olan davacı işçinin ... ...’taki konutundan çıkıp saat 09.00'daki çalışmasına yetişebilmek için saat 07.00 gibi ayakta olması gerekir; keza saat 18.00'de ...’daki çalışmasını bitiren işçimiz saat 19.00'da ... ...’daki Hastanede yeni çalışmasına yetişecek olduğuna göre yeme içme, istirahat gibi hiç bir insani ihtiyacını gidermeden adeta uçarcasına bir yolculukla yeni çalışmasına yetişecektir. Gece 02.00'ye kadar burada çalışan işçimiz, çalışma bitiminde evine saat 03.00 gibi ulaşacaktır ve aynı gün yeni çalışmasına gidebilmek için saat 07.00 gibi tekrar ayağa kalkacaktır. Hasılı bu iddianın kabulü durumunda davacı işçimizin; banyo, uyku, temizlik, dinlenme, alışveriş ve sair tüm insani ihtiyaçları için kendisine kalan süre sadece dört saatttir ve bu durum arizi değildir. Her gün böyledir. Bu süre salı ve perşembe günleri içinse sadece üç saattir. Bu durumun hayatın olağan akışına aykırılığı bir tarafa insan takadinin üzerinde akıl ve mantık kurallarının dışında olduğu da kuşkusuzdur.
Açıklanan durum karşısında; davacı işçinin çalışma gün ve saatlerini gösteren imzası kabul edilmiş kısmi süreli ... sözleşmesinin varlığına rağmen, belgeye göre zayıf nitelikli davacı tanık beyanına itibarla tam zamanlı çalıştığının kabulü ile bu kabule bağlı olarak fazla çalışma ve ödenmemiş ücret alacağına hükmedilmesi hukuki ve isabetli değildir.
Ücret ve fazla çalışma ücreti alacak taleplerinin reddi yerine kabulü hatalıdır ve karar bu yönüyle bozulmalıdır.
Açıklanan nedenle aksi kanaatteki sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.