Logo

9. Hukuk Dairesi2023/15231 E. 2023/18902 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin işverenden talep ettiği prim ve fazla mesai alacaklarının miktarının belirlenmesi ve ispatı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dairemizin önceki bozma ilamına uygun olarak davacının satış primi ve fazla mesai alacaklarının hesaplandığı ve hüküm altına alındığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/260 E., 2023/354 K.

DAVA TARİHİ : 27.03.2018

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.12.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 31.11.2011 tarihinde müşteri ilişkileri yöneticisi olarak çalışmaya başladığını, 2012 yılından itibaren satış ve iş geliştirme müdürü olduğunu, 2018 yılı Ocak ayında davalı işverenin davacıyı ikale sözleşmesini imzalamaya zorladığını, davacının kabul etmemesi üzerine 08.01.2018 tarihinde davalı işverenin, Şirketin iş değiştirmesi nedeniyle yeniden yapılanma yoluna gidilmesi, yeni yurt dışı pazarlara açılma hedefi ile çalışanın İngilizce bilme zorunluluğunun olması, pozisyon değişikliğinden dolayı satış müdürü pozisyonuna ihtiyaç kalmaması konusunda almış oldukları yönetsel karar uyarınca departmanda istihdam fazlalığına bağlı organizasyonel değişiklik yapılacağından bahisle tamamen haksız ve geçersiz sebeplerle davacının iş sözleşmesini feshettiğini, davacının asıl işten çıkarılma sebebinin yüksek performansı nedeni ile hak ettiği ücret ve prim alacaklarının ödenmemesinin temini olduğunu, çalıştığı süre boyunca her yıl şubat ayında ortalama %25 zam sağlanmak suretiyle çalışan davacının 2017 yılında aldığı net ücretinin 6.750,00 TL olduğunu, primleri ile birlikte davacının en son aylık ücretinin 13.400,00 TL olarak ödendiğini, belirlenen satış hedef/kotasının tutturulması hâlinde 12 ay boyunca her ay birer ücret tutarında hedef primi verildiğini, satış hedef/kotasının aşılması hâlinde ise ayrıca hedefin aşılan kısmının %5’i miktarında ve bu miktarında 12 ay içinde eşit taksitler hâlinde ödenmesini içeren hedef aşımı primi ödendiğini, davacının hak ettiği primlerin 2014 yılından önce elden, bu tarihten itibaren ise banka kanalıyla ücreti ile birlikte ödendiğini, davacıya 2016 yılında primleriyle birlikte 13.400,00 TL ücret ödendiğini, davalı işverenin 2017 yılı için hedef/kota tutarını 5.500.000,00 TL olarak belirlediğini, davacının bu miktarı aşarak 10.893.415,00 TL tutarında satış gerçekleştirdiğini, 2017 yılında net ücreti 6.750,00 TL olan davacının her yıl yapılan ortalama %25 tutarındaki zam miktarına göre hedef/kota primine esas aylık ücretinin %25'lik oran karşılığı olan 1.687,00 TL'nin eklenmesiyle oluşan 8.437,00 TL, toplam hedef priminin de 101.244,00 TL olduğunu, hedef aşım miktarı olan 5.393,145,00 TL'nin %5’i olan 269,670,00 TL'nin de hedef aşımı primi olduğunu, aylık ortalama 30-40 saat fazla çalışma yapan davacıya fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini belirterek prim ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, işverenin prim ödemesi gerçekleştirme yükümlülüğü altına girebilmesi için öncelikle olumlu bir duruma geçmiş olması gerektiğini, 2016 yılında davalı işverenin ticari bilanço kârı 12.386,855,60 TL iken zararının 0,00 TL olduğunu, 2017 yılında ise ticari bilanço kârının 0,00 TL, ticari bilanço zararının ise 944.495,32 TL olduğunu, bu nedenle zarar etmiş bir işverenin prim gibi kârlılığa dayalı bir sistemde ödeme yapmasının beklenemeyeceğini, davalı işyerinde 08.30-17.30 saatleri arasında çalışıldığını, davacı da dâhil tüm çalışanların yasal sınırlardan daha fazla ara dinlenme yaptığını, davacının davalı işyerinde en son satış müdürü olarak çalıştığını, pozisyonu gereği çalışma saatlerini kendisi belirleyen davacının fazla çalışma ücreti talebinde bulunamayacağını, davalı işyerinde prim uygulaması söz konusu olması nedeniyle Yargıtay kararları gereğince fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, davacının fazla çalışma ücretine hak kazandığının varsayılması hâlinde davacının çalışmadığı sürelerin hesaplamadan dışlanması gerektiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ödemesine ek olarak davacıya 33.750,00 TL ödeme yapıldığını, bu ek ödemenin hükmedilen alacak kalemlerinden mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2021 tarihli ve 2021/186 Esas, 2021/769 Karar sayılı kararı ile; davacının 01.01.2012-08.01.2018 tarihleri arasında çalıştığı, net 6.750,00 TL ücret aldığı, Teknokent tarafından gönderilen puantaj kayıtları ve tanık beyanları dikkate alınarak davacının fazla çalışma alacaklarının yeniden hesaplandığı, bilirkişinin dosyaya sunmuş olduğu rapor dikkate alındığında davacının fazla çalışma alacağının bulunduğunun tespit edildiği, verilen ilk karar davacı tarafından istinaf edilmediğinden davalı lehine usuli kazanılmış hak dikkate alınarak önceki miktar üzerinden hüküm kurulduğu, ayrıca hesaplamalar kayıtlar esas alınarak yapıldığından herhangi bir indirim yapılmadığı, dinlenen tanıkların işyerinde prim uygulamasının olduğunu, yılını dolduran ve belirlenen kotaya ulaşan herkese takip eden yıl içerisinde 12 taksit hâlinde prim ödendiğini, ayrıca kotanın aşılması hâlinde aşılan miktarın %5'i kadarı prim ödendiğini beyan ettikleri, işyerinde prim uygulaması olduğu, işyeri kayıtları üzerinde yapılan incelemeler ve davacı tarafından gönderilen e-posta içeriği değerlendirildiğinde; davacıya 5.500.000,00 TL'lik hedef kotanın belirlendiği, davacı ve ekibinin söz konusu kotaya ulaştıkları gibi bu kota tutarı aşılmak suretiyle 10.893.415,00 TL'lik miktarda satış gerçekleştirdikleri, davalı işyeri kayıtlarında mali müşavir aracılığı ile inceleme yapıldığı ve bu konuda rapor alındığı, kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere davacı tarafından prime esas satış olarak bildirilen siparişlerin Şirket kayıtlarında bulunduğu, davacı tarafından sunulan satış listesindeki satış tutarının davalı Şirketin satış faturalarında bulunduğu, davalı işyeri kayıtlarında davacının iddia etmiş olduğu hedef kota ve satış tutarına ulaşıldığı, söz konusu satışların bizzat davacı tarafından yapıldığına dair kayıt bulunmamasının ya da faturalarda davacının isminin olmamasının bu gerçeği ortadan kaldırmadığı, davacı ve ekibine belirli bir hedef kota belirlendiği, davacı ve ekibinin de belirlenen hedef kotaya ulaştığı, satış kayıtlarının davacı tarafından yapıldığının kayıt altına alınmamış olmasının davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği, davacının belirlenen kotaya ulaştığı ve kotayı aştığından prime hak kazandığı, bu hususun gerek tanık beyanları ile gerekse davacı tarafından sunulan ve aksi davalı tarafından ispat edilmeyen belge ve alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacının hak kazanmış olduğu primin davalı tarafından ödendiği ispat edilemediğinden hesaplanarak hüküm altına alındığı, her ne kadar davalı taraf zarar ettiklerini bu nedenle davacının prime hak kazanmadığını iddia etmiş ise de primin Şirketin kâr etmesi hâlinde dağıtılacağına dair davalı tarafından dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, primin dağıtılmasının Şirketin kâr etmesine bağlı olmadığı, primin davalı tarafından belirlenen kotaya ulaşılması ve kotanın aşılması hâlinde ödeneceği kararlaştırılan bir tutar olduğu, davacının belirlenen kotaya ulaştığı gibi kotayı da aştığı, bu nedenle davacının kotaya bağlı prime hak kazandığı gibi kotanın aşılması nedeni ile de prime hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 11.10.2022 tarihli ve 2022/949 Esas 2022/4080 Karar sayılı kararı ile; dinlenen davacı tanıkları ve davalı tanıklarından A.Y’nin Şirket zarar ettiği zaman prim ödenmeyeceğine dair bir beyanı olmadığı, kotayı aşan işçiye prim ödendiği kabulünün dosya ile uyumlu olduğu, davacının üstünde genel müdür ve genel müdür yardımcısı olması sebebiyle üst düzey yönetici kabul edilemeyeceği, ilk kararın davacı tarafından istinaf edilmemesi sebebiyle usuli kazanılmış hak ilkesine göre ilk karardaki rakamın hüküm altına alınmasının yerinde olduğu, davacının 2017 yıllında yaptığı satış tutarının, belirlenen 5.500.000,00 TL'nin %198 katı olarak 10.893,415,00 TL şeklinde gerçekleşmesi sebebiyle bir aylık ücretine denk tutardaki prim olarak 6.750,00 TL eklenmesinin sunulan bordrolardaki uygulamaya göre hatalı olmadığı, yine hedef aşımı sebebiyle belirlenen primin de doğru tespit edildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 28.02.2023 tarihli ve 2023/14 Esas, 2023/3066 Karar sayılı ilâmı ile; davacının kendi yaptığı satış üzerinden prime hak kazanacağı, buna göre İlk Derece Mahkemesince davalı kayıtlarına göre belirlenen davacının yaptığı satış tutarı üzerinden %5 kota aşımına bağlı prim alacağına hak kazandığının kabul edilmesi, tanık anlatımları ile belirlenen fazla çalışma alacağı bakımından da makul oranda bir indirim yapılmak suretiyle fazla çalışma alacağının hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ve ekibine 5.500.000,00 TL'lik kotanın belirlendiği, davacı adına da 3.000.000,00 TL'nin belirlendiğinin tespit edildiği, yine davacı tarafından sunulan ve ayrıca kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının 8.920.993,00 TL'lik satış tutarını bizzat kendisinin yaptığı, davacı kotasının 3.000.000,00 TL olup kendisi tarafından da bizzat 8.920.993,00 TL'lik satış hedefi tutturulduğu, 3.000.000,00 TL'lik kota mahsup edildiğinde davacının bizzat kendisinin 5.920.993,00 TL'lik kota aşımı yaptığı, bunun %5'inin 296.049,65 TL olduğu, ayrıca davacının 81.000,00 TL de hedef kota nedeniyle prim alacağı bulunduğu, davacının toplam prim alacağının 377.049,65 TL olduğu, ancak talebe bağlılık gereği 336.494,08 TL hüküm altına alındığı, tanık beyanları esas alınarak fazla çalışma alacağı hüküm altına alındığından %30 oranında takdiri indirimi yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili: Mahkemece bozmaya uygun karar verilmediğini, bilirkişi raporunda davalı Şirket ticari defterlerinin incelenmesinde satışların davacı tarafından yapıldığına dair kayıt olmadığının belirtildiğini, davacının 2017 yılı için kotanın 5.500.000,00 TL olarak belirlendiğini ifade ettiğini, tespitinin ne şekilde yapıldığı açık olmayan 3.000.000,00 TL'nin yeni hedef belirlenmesi ve bunun üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacı 2017 yılında çalışmış olsa dahi 2018 yılında işe devam etmediğinden herhangi bir prim hak edişinin söz konusu olamayacağını, fazla çalışma alacağının olmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; prim ve fazla çalışma alacaklarının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 ve 41 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.