Logo

9. Hukuk Dairesi2023/15244 E. 2023/13244 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirket bünyesindeki iki ayrı birimin tek bir işyeri olarak kabul edilip edilmeyeceği ve buna bağlı olarak davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, dosyadaki tüm deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, iki birimin yönetim ve amaçsal bağlılıkları ile üretimde bütünlüklerinin bulunduğu, bu nedenle iki birimin tek bir işyeri olarak kabulünün gerektiği ve davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli çoğunluğa ulaşamadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/89 E., 2023/163 K.

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yetki tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiş, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığın 20.03.2018 tarih ve 23855 sayılı yetki tespit yazısında, müvekkili Şirkette 19.03.2018 tarihi itibarıyla 2050 sayıda çalışan bulunduğunu ve bu çalışanların 855 tanesinin davalı Sendika üyesi olduğunu, Sendikanın toplu ... sözleşmesi akdetmek için çoğunluğu sağladığının bildirildiğini, yazının 27.03.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, yetki tespit yazısında müvekkili Şirketin işletme olarak nitelendirildiğini ve yetki tespit çoğunluğunun buna göre hesap edildiğini ancak müvekkili Şirketin ... bir işyerinden müteşekkil olduğunu, bir birimin ayrı bir işyeri olarak Çalışma Müdürlüğüne ve Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) bildirilmesinin onun ayrı bir örgütlenme içinde yer aldığı ve ayrı bir işyeri olduğu anlamına gelmediğini, aynı işverene bağlı aynı teknik amaca yönelmiş, aynı yönetim altındaki birim veya birimlerin, ... bir ... organizasyonu ve ... bir işyeri sayılması gerektiğini, zira işyerinin, bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan ... organizasyonu kapsamında bir bütün olduğunu, bağlı yerin tespitinde, hukuki bağlılık, amaçta birlik, yönetimde birlik kriterlerinin dikkate alınması gerektiğini, tespit konusu birimlerin .../... adresli işyerine bağlı olduğunu, her iki birimin özlük işlemlerinin ... elden yapıldığını, bu konuda keşif yapılması gerektiğini, bu hâli ile Bakanlık değerlendirmesinin hatalı olduğunu, Bakanlık tespitindeki çalışan işçi sayısı ile sendika üye sayısının da doğru olmadığını, bu konuda inceleme yapılması gerektiğini, Sendikanın bağlı bulunduğu işkolunda %1 üye çoğunluğunu sağlayıp sağlamadığının da araştırılması gerektiğini, son olarak 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasında bahsi geçen dava dilekçesinin yetkili makama kaydettirilmesine ilişkin hükmün Anayasa'ya aykırı olduğunu, iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 20.03.2018 tarih ve 23855 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Bakanlığın 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi kapsamında işverenler tarafından SGK’ya yapılan işyeri ve işçi bildirimleri ile Bakanlığa e-Devlet üzerinden yapılan sendika üyelik ve istifa bildirimlerine göre değerlendirme yaptığını, aynı işverene ait aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması hâlinde işletme olarak tespit yapılacağının düzenlendiğini, bu inceleme çerçevesinde davacıya ait işyerlerinde toplam işçi sayısının 19.03.2018 tarihi itibarıyla 2050, sendikalı işçi sayısının ise 855 olduğunun tespit edildiğini, Sendikanın işkolunda %1 çoğunluğunun bulunduğunun 31.01.2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Tebliğ kapsamında anlaşıldığını, Sendika üyesi işçilerin başka sendikaya üye oldukları veya rızaları hilafına üye olduklarına dair somut bir veri bulunmadığını, davacı işverene ait 3 farklı işyerinin mevcut olduğunu ve bu iki işyerinde de üretim yapıldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; işyerlerinin işletme oluşturup oluşturmadıklarının işyerine yürütülen işin amacına göre değerlendirilmesi gerektiğini, bir işverenin idaresi altında bulunan fakat ayrı ayrı yerlerde yapılan işler ekonomik yönden bir bütün oluşturacak nitelikte birbirinin mütemmimi ve eki iseler hepsinin birlikte bir işyeri olarak kabul edilmesinin gerekeceğini, yani yapılan işin niteliği ve yapılma şekli gereği, işyerlerinin birbirine sıkı surette bağlı ve tâbi olması, birinin faaliyetinin durması hâlinde diğerinin de çalışmaması ve bağımsız olarak ... yapmaması gerektiğini, davacının iddialarını destekler somut veri bulunmadığını, e-Devlet sistemi uyarınca işçilerin aynı anda birden çok sendikaya üye olmalarının mümkün olmadığını, Sendikanın işkolunda %1 çoğunluğu sağladığının 31.01.2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Tebliğ uyarınca sabit olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.11.2019 tarihli ve 2018/79 Esas, 2019/637 Karar sayılı kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 tarihli ve 2020/156 Esas, 2020/186 Karar sayılı kararı ile; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 17.09.2020 tarihli ve 2020/5258 Esas, 2020/8386 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece tespit konusu birimlerde aralarında endüstri mühendisi ile makine mühendisinin de yer aldığı işin niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif icra edilmesi, tespit konusu birimlerin ... organizasyonu kapsamında ... bir işyeri niteliğinde bulunup bulunmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 28.04.2021 tarihli ve 2020/335 Esas, 2021/347 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.01.2022 tarihli ve 2021/12822 Esas, 2022/901 Karar sayılı kararı ile; bozma üzerine yapılan araştırma sonrasında mahkemece yetki tespitine esas alınan birimlerin ... bir işyeri niteliğinde olduğu kabul edilerek sendikanın yarıdan fazla çoğunluğu sağlayamadığı gerekçesiyle yetki tespitinin iptaline karar verilmiş ise de yapılan araştırmanın eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı, davalı Sendika vekilinin temyiz itirazlarında yetki tespit tarihindeki durum ile keşif tarihindeki durumun örtüşmediği itirazını ileri sürdüğü, diğer taraftan yetki başvuru tarihinde çalışan işçi bulunmayan (1160522) sicil numaralı birimde de keşif tarihinde üretim yapıldığının tespit edildiğinin görüldüğü, bu açıklamalara göre Mahkemece yetki başvuru tarihi olan 19.03.2018 tarihi itibarıyla (0077558) ve (1131450) sicil numaralı birimlere ilişkin mali ve ticari kayıtların getirtilmesi, başvuru tarihi itibarıyla söz konusu birimlerde üretilen ve satışı yapılan ürünlerin belirlenmesi, bu iki birimde temsil ve ilzama yetkili yöneticilerin kim olduğu ile bu birimlerin mali kayıtlarının müşterek olup olmadığının tespit edilmesi, dosya kapsamına dâhil edilecek ticari ve mali kayıtlar çerçevesinde keşif mahallinde yapılan tespitlerin yeniden değerlendirilmesi, keşfe katılan bilirkişiler ile mali müşavir bilirkişiden teşkil edilecek heyetten müşterek şekilde düzenlenecek somut verilere dayalı ek rapor alınması, 19.03.2018 tarihi itibarıyla (0077558) ve (1131450) sicil numaralı birimlerin üretilen ürünlerin nihai kullanım amacı da gözetilerek ... bir işyeri niteliğinde olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamına göre her iki bozma ilâmından sonra alınan bilirkişi raporlarının birbirini destekler mahiyette oldukları, davalı işverene ait "Yeni Sanayi Mah. Devlet Karayolları cad. No:127/C .../..." ve "Organize Sanayi bölgesi 3. Sokak ... /..." adreslerindeki iki birim açısından yönetim ve amaçsal bağlılığın olduğu, üretimde bütünlük olduğu, bu hâli ile davacı işyerinde işyeri toplu ... sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği, işyeri toplu ... sözleşmesi için gerekli üye sayısına ulaşılamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili; davacı Şirket tarafından iki ayrı adresteki işyeri için iki ayrı SGK resmî kaydı oluşturulduğunu, bir işyerinde "sanayi tipi soğutucu ve dondurucu donanımları", diğer işyerinde ise "ev tipi buzdolabı, dondurucu, çamaşır, bulaşık, kurutma makinesi, aspiratör, vantilatör vs üretimin yapıldığı" dikkate alındığında bu üretim alanlarının birbirinden tamamen farklı iki ayrı işyeri olduğunun açıkça görüldüğünü, üretilen ürünlerin farklı olduğunu, niteliği ve pazar alanının da, teknik amacının da tamamen birbirinden bağımsız olduğunu, Yargıtay kararlarında da tespit konusu birimlerin bağımsız şekilde faaliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, hâl böyle iken bu iki ayrı işyerindeki üretimin birbirini destekler nitelikte olduğu yönündeki ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna katılma imkânı bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; sicil numaraları farklı olan ve farklı adreslerde faaliyet gösteren iki işyerinin ... bir merkezden yönetilmesinin, ticari ve mali kayıtlarının ... merkezden yapılmasının ve muhasebeleştirilmesinin, ... başına bu iki işyerinin ... bir işyeri olarak kabul edilmesi için yeterli olmadığını, iki farklı birimin ... bir işyeri olarak kabulü için aranan amaçta birlik koşulunun, farklı birimlerin aynı teknik amaca yönelmiş olmasını ifade ettiğini, aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amaca hizmet ediyorsa, veya bu iki birim aynı teknik amaç için gereken farklı üretim aşamalarını gerçekleştiriyorsa amaçta birliğin sağlanmış olacağını, yetki tespit tarihindeki işyerlerinin resmî kayıtlardaki üretim amaçlarına bakıldığında iki farklı işyerinde yapılan işlerin birbirini etkiler nitelikte olmadığını, başka bir deyişle olması gereken teknik amaçta birlik kriterinin mevcut olmadığını, davacı Şirkete ait iki işyerinin bulunduğu yerler arasındaki mesafeye göre işlerin ... elden yürütümünün mümkün olamayacağını, yönetimde birlik kriterinin oluşmadığını ve bu nedenle davaya konu işyerlerinin farklı işyerleri olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.