Logo

9. Hukuk Dairesi2023/15475 E. 2023/18832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçiye, geçiş sırasında düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde ne kadar ücret ödenmesi gerektiği ve faiz başlangıç tarihi ile davalı idarenin harçtan muaf olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin ücreti belirlenirken, bireysel iş sözleşmesindeki ücretin asgari ücretin belirli bir oranı şeklinde belirlenmesinin ileriye etkili bir hüküm oluşturduğu, davalı idarenin harçtan muaf olduğu ve ilave tediye alacağı dışındaki alacaklara faizin arabuluculuk son tutanak tarihi olan 24.03.2022 tarihinden itibaren işlemesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1796 E., 2023/2478 K.

DAVA TARİHİ : 11.05.2022

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/276 E., 2023/95 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından söz konusu oran dikkate alınmaksızın eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek 01.01.2019-01.11.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafça yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı Bakanlık arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin, Yüksek Hakem Kurulu tarafından yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri doğrultusunda yapılan hesaplama uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının sürekli işçi kadrosuna geçmeden önce kendisine ödenen ücret belirlenerek bu ücretin geçiş sırasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesi ile aynı olup olmadığı kararlaştırılarak sonuca gidilmesi gerektiğini, faiz türüne ve faiz hesaplamalarına itiraz ettiklerini, davacının ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre eksiksiz ödendiğini, ücrette herhangi bir indirime gidilmediğini, davacının daha fazla ücret alması gerektiğine ilişkin iddiasının dayanaksız olduğunu, oran yazılı olsa dahi işveren vekillerince kararlaştırılan söz konusu oranların davalı Bakanlık bakımından bağlayıcı olmayacağını, toplu iş sözleşmesi ile ücretinde artış olan davacının diğer yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını isteme hakkının bulunmadığını, davacı ve aynı durumda olan sürekli işçilerin ücretine hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu iş sözleşmesinden kaynaklı zammın uygulanmasının çifte zam durumu oluşturduğunu, bu durumun diğer çalışanlar ile eşitsizliğe yol açacağını, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; avacının kadroya geçişi aşamasında davalı Bakanlık ile arasında imzalanan iş sözleşmesinde ücretinin asgari ücretin yüzde fazlası olarak kararlaştırıldığı, bu durumda davacının fark alacaklarının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar ilave tediye fark alacağı bakımından arabuluculuk son tutanak tarihinin 24.03.2022 tarihi yerine 03.05.2021 olarak belirtilmesi hatalı ise de bu hususun İlk Derece Mahkemesince her zaman giderilebilecek maddi hata niteliğinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelerin yanı sıra 08.09.2021 imza tarihli toplu iş sözleşmesinin taban ücrete ilişkin uygulaması ve taraflar arasındaki iş sözleşmesindeki asgari ücretin yüzde fazlasına ilişkin oran dikkate alındığında davacının 01.01.2021 sonrası talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığını, söz konusu toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılan taban ücret miktarının iş sözleşmesindeki ücrete oranla çok daha fazla olduğunu, hem bireysel iş sözleşmesindeki oran hem de toplu iş sözleşmesindeki ücrete ilişkin hükümler dikkate alınarak yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığı, alacaklara uygulanması gereken faizin oranı ile faizin başlangıç tarihi ve davalı Bakanlığın harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harca hükmedilmesi hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 13 üncü maddesinin (j) bendi.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde, dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Taraflar arasındaki arabuluculuk son tutanağı 24.03.2022 tarihli olup ilave tediye fark alacağı dışındaki diğer alacaklara bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi yerindedir. Ancak ilave tediye alacağına faizin, 24.03.2022 tarihi yerine 31.05.2021 tarihinden itibaren yürütülmesi hatalıdır.

3. Öte yandan, 492 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin (j) bendinde, genel bütçeye dâhil idarelerin bu Kanun'un (1) ve (3) sayılı Tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan muaf olacağı belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince de, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde davalı ... harçtan muaf olduğundan davalıdan harç alınmasına yer olmadığına dair isabetle karar verilmiş ise de devam eden (3) numaralı bentte davacı tarafından peşin yatırılan 593,85 TL harcın davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendinde yer alan “arabuluculuk son anlaşmazlık tutanak tarihi olan 03/05/2021 tarihinden itibaren" ibaresinin çıkartılarak yerine “arabuluculuk son tutanak tarihi olan 24.03.2022 tarihinden itibaren” ibaresinin yazılması;

Hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “Davacı tarafından peşin yatırılan başvuru, nispi ve ıslah harcı olmak üzere toplam 593,85 TL'nin davalı taraftan alınıp, davacı tarafa verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Davalı ... harçtan muaf olduğundan, davacı tarafından peşin yatırılan 593,85 TL peşin harcın istek hâlinde davacıya iadesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.