"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/653 E., 2023/1515 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Milas ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/37 E., 2021/363 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 03.12.2019 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 21.01.2021 tarihli karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre ... sözleşmesi 31.12.2017 tarihinde sona ... davacının hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam alacak miktarı 6.812,93 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Elektrik Üretim AŞ (...) bünyesinde sosyal tesis personeli olarak ... sözleşmesinin fesih tarihi olan 31.12.2017 tarihine kadar görev yaptığını, asıl işverenden ihale ile ... alan farklı alt işverenler personeli olarak, zincirleme ... sözleşmeleri ile çalıştığını, davalı işverende örgütlü sendika üyesi olduğunu, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının davalı ...'ın işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunun tespitini ve toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ... güçlüğü, tazminatı, ikramiye alacağı, sosyal yardım alacağı, ilave tediye, vardiya zammı ile eksik ödenen kıdem tazminatı ile ... ... ve genel tatil ücreti alacağı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yüklenici firmalar ile müvekkili Kurum arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, Kurumun ihale makamı olduğunu, davacının yüklenici firmalar bünyesinde çalıştığını, işyerinde davacının yaptığı işi yapan Kurum işçisi bulunmadığını, hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olmadığını, toplu ... sözleşmesinde ... güçlüğü ve vardiya tazminatı ile ilgili düzenleme yer almadığını, davacının yaptığı işin niteli gereği de bu tazminatlara hak kazanmasının sözkonusu olmadığını, davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan ödenmeyen alacağı bulunmadığını, kadrolu kamu işçisi olmayan davacının ilave tediye talebinde bulunamayacağını, davalının işvereni firma ile imzalanan hizmet alım sözleşmesinin 31.12.2017 tarihi itibarıyla kendiliğinden sona erdiğini ve 01.12.2017 tarihli yazı ile firmaya bildirildiğini, Kurumun kadrolu işçisi olmayan davacının ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, çalıştığı hizmet süresine ve toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre her tam hizmet yılı için 35 günlük giydirilmiş ücreti üzerinden hesaplanan kıdem tazminatının ödenmiş olması nedeniyle davacının kıdem tazminatı alacağının da bulunmadığını, davacının fazla çalışma yapmış olması hâlinde ücretinin ödendiğini, ... ... genel tatil günlerinde çalıştırılmadığını, yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı İdareye ait sosyal tesiste yardımcı ... kapsamında çalıştığı, davacının yaptığı ... açısından asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabildiği, İdarenin çeşitli ... alanlarında hizmet alımı yaptığı, hizmetin ifası sırasında işe konu araç ve gereçlerin büyük kısmının İdare tarafından sağlandığı, alt işverenden uzmanlık gerektiren bir ... alınmadığı, ihaleleri alan şirketlerin buna ilişkin bir uzmanlığı ve organizasyonu bulunmadığı, işçilerin kontrolünün davalı Kurumda olduğu, idarenin denetim yetkisini aşan düzenlemelerin yer aldığı, davalı İdare ile dava dışı firmalar arasında gerçek manada asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığı, sözleşmelerin gerçekte işçi teminine yönelik ve muvazaalı olduğu, alt işverenler değişse de işçinin aynı yerde aynı şekilde çalışmaya devam ettiği, işyerinde davacıyla aynı işi yapan kadrolu işçilerin bulunduğu, aralarında ücret ve sosyal haklar dışında farkların olmadığı, işverenin hizmet alım sözleşmesi yoluyla işçi temini yaptığı; bu itibarla davalı ... ile alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının baştan itibaren davalı ...'ın işçisi olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının yaptığı işin yardımcı ... niteliğinde olduğunu, davacı asıl ... olan elektrik üretim işinde çalışmadığı için muvazaanın ve asıl işveren işçisi olduğunun tespitine dair karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının bünyesinde çalışmış olduğu yüklenici firmalar ile davalı arasında tanzim edilen hizmet alım sözleşmelerinin tamamen bağımsız bir bütün olarak verilen anahtar teslim ... niteliğinde olduğunu, davalının asıl işveren değil ihale makamı olduğunu, yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olmadığını, davacının ilave tediye ücreti, yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını, davacının ilave tediye alacak talebinin haksız ve yersiz olduğunu, davalının 6772 ... Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 ... Kanunla 6212 ... Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun kapsamında bulunmadığını, davacının ... sözleşmesinin 31.12.2017 tarihi itibarıyla davacının çalıştığı işyerinin ... Sıtkı Koçman Üniversitesine tahsis edilmesi nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini, 01.12.2017 tarihli ve 61973 ... yazı ile dava dışı firmaya bu durumun bildirildiğini, davalının kadrolu işçisi olmayan davacıya davalının ihbar yükümlülüğü olmadığını, sorumluluğun dava dışı firmaya ait olduğunu, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını, uzun süre hiç yıllık izin kullanmadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen arabuluculuk ücretinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 31.12.2017 tarihinde ... sözleşmesinin tazminat gerektirmeyecek şekilde feshedildiği davalı işverence ispatlanamadığından davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, ayrıca bakiye yıllık izin ücreti alacaklısı olan davacının hak kazandığı izinlerinin kullandırıldığı veya karşılığının ödendiği davalı işverence ispatlanamayan bakiye yıllık izin ücreti alacağının da hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı; ancak yardımcı işlerde alt işveren ilişkisinin, muvazaa oluşturmamak kaydıyla, bir koşul veya sınırlama söz konusu olmaksızın kurulabileceğinin kabul edildiği, aynı işveren ve hizmet alım sözleşmeleri ile ilgili olarak muvazaa bulunmadığına yönelik Bölge Adliye Mahkemeleri kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 14.03.2023 tarihli ve 2023/3530 Esas, 2023/3832 Karar ... ilâmı ile aynı yöndeki Yargıtay ilâmları dikkate alındığında davacının davalı ...'ın asıl işi kapsamında çalışmadığı, dosyadaki hizmet alım sözleşmelerinde belirtilen sözleşme konusu yardımcı işin alt işverene bütünüyle devredildiği, davalı ...'ın kendi bünyesinde çalışan ve aynı işi yapan işçilerinin bulunmasının asıl işveren alt işveren ilişkisini kanuna aykırı ya da muvazaalı hâle getirmeyeceği, taraflarca sözleşme konusu işin tanımlanması kapsamında ihtiyaç olan ... gücüne yönelik sayı ve görev tanımlanmasının işçi temini sonucu doğurmayacağı, aksine davalının asıl işi olmayan işlerin bütünüyle dava dışı alt işverene devredildiği değerlendirildiğinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı belirlenmekle davacının baştan itibaren davalı .... işçisi olduğunun tespitine dair talebin reddine ve buna istinaden davacının ilave tediye ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu, diğer yandan Mahkemenin kabulüne göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen arabuluculuk ücretinin tamamından davalının sorumlu tutulmasının da isabetsiz olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına davacının ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının kabulüne, muvazaa tespiti talebinin ve diğer tüm taleplerinin redddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; alt işverenler ile davalı ... arasındaki ilişkinin tamamen yüklenici firmaların davalı ...'a işçi temin edilmesinden ibaret olduğunu, işçilerin çalışmaları sırasında ... ve talimatları davalı yetkililerinden aldıklarını ve işçilerin hangi işlerde ve nerede çalışacaklarının davalı tarafından belirlendiğini, işin yürütülmesinde kullanılan tüm araç ve gereçlerin davalıya ait olduğunu, 4857 ... ... Kanunu'nun (4857 ... Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına göre alt işveren işçilerinin baştan itibaren asıl işverenin işçisi oldukları sonucuna varılması gerektiğini, baştan itibaren davalının işçileriyle birlikte çalışan davacının işe giriş tarihinden itibaren aynı statüdeki davalı işçileriyle aynı ücret ve sosyal haklardan yararlanması gerektiğini, emsal ücretle ilgili yapılan araştırmanın da yetersiz olduğunu, ülke genelinde davalıya ait sosyal tesislerde müvekkili ile aynı işi yapan sosyal tesis personelinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı tarafın temyizi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna göre davacının başından itibaren davalı ...'ın işçisi sayılıp sayılmayacağına, ilave tediye ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 ... Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları.
3. Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.