"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1797 E., 2023/1979 K.
DAVA TARİHİ : 03.03.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 23. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/276 E., 2023/126 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri (Tes İş) Sendikasının
üyesi olduğunu, davalıya ait işyerinde alt işverenler nezdinde çalıştığını, Yüksek Hakem Kurulu kararıyla yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesi hükümlerinin davacı hakkında uygulanmadığını ve bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ikramiye ve sosyal yardım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacı ile davalı işveren arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının yüklenici firmanın işçisi olduğunu, davalı ... AŞ'nin (TEİAŞ) ihale makamı konumunda olduğunu, davacının çalışmaları sebebiyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, alt işverenlerce yapılan ihale sözleşmelerine göre davacının her türlü işçilik alacaklarından bu Şirketlerin sorumlu olduğunu, alt işverene bırakılan hizmet alım işinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale edildiğini, aynı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre davalı İdarenin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava dışı yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla davacının çalışmalarından doğan alacaklardan sorumlu olduğu, davacının sendika üyesi olduğu, toplu iş sözleşmesinden faydalanma hakkı bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediği, dosyada bulunan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle toplanan kanıtlara ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davalının ihale makamı olduğunu, davacının her türlü işçilik alacaklarından yüklenici Şirketlerin sorumlu olduğunu, davalının asıl işveren olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını, davacı ihbar edilen Şirket ve kişilerin işçisi olduğundan davanın davalı yönünden husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, davalı ile davacı arasında iş ilişkisi olmadığını, davalı Kurumun bahsi geçen toplu iş sözleşmelerinin tarafı olmadığını, davacı ile davalı Kurum arasında hukuki bir bağlantı bulunmadığını, hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında yapıldığını, aynı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında yapılmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait işyerlerinde davalıdan ihale ile iş alan yüklenici firmalar nezdinde işletme mesul teknisyeni olarak çalıştığı, davacının dava tarihi itibarıyla davalıya ait işyerlerinde çalışmasına devam ettiği, davalı TEİAŞ tarafından hizmet alım ihalelerinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi gereğince yapıldığı, davacının somut olayda uygulanması gereken toplu iş sözleşmesi karar tarihinden önce ilgili işçi sendikasına üye olduğundan 6356 sayılı Sendikalara ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi uyarınca toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yararlanması gerektiği, davacıya anılan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan hak ve alacaklarının ödenmediği, davalı ile davalıdan ihale ile iş alan yüklenici firmalar (gerçek ve/veya tüzel kişiler) arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, asıl işveren olan davalının 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası gereğince davacının alacaklarından sorumlu olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplama usulü ve miktarı yönünden hata bulunmadığı, davacılar lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, ancak bu hususta istinaf talebi bulunmadığından ve kamu düzenine ilişkin olmadığından eleştirmekle yetinildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 ve 32 nci maddeleri, 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi ve 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.