"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1801 E., 2023/2544 K.
DAVA TARİHİ : 06.07.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 47. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/1065 E., 2023/213 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı tarafından 2019, 2020 ve 2021 yıllarında iş sözleşmesindeki asgari ücretin belirli bir oran fazlasına ilişkin düzenleme dikkate alınmaksızın eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen ücret, ilave tediye ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilmediğini, aksine 2018 yılı ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 oranında ücret zammı yapıldığını, bu durumda ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, faiz oran ve başlangıç tarihlerine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ve davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili maddesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayınlanan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücreti ile Diğer Mâli ve Sosyal Hakların Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi'nin ücret, mali ve sosyal haklara ilişkin hükümlerinin 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacağının düzenlendiği, davacının Öz Sağlık-İş Sendikası ile davalı ... arasında 01.01.2019-30.12.2020 dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi'nden 30.11.2020 tarihinden sonra yararlanabilmesinin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesinde öngörülen esaslar çerçevesinde mümkün olduğu, Öz Sağlık-İş Sendikası ile davalı ... arasında 08.09.2021 tarihinde imzalanan 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin de bulunduğu ancak arabuluculuk başvuru tarihinde henüz mevcut olmayan bir toplu iş sözleşmesinin uygulanması imkânının olmadığı, 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasında da 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca esas alınacak toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerektiği kabul edilerek ve davacı tarafça ıslahın kök rapordaki hesap doğrultusunda yapılması nedeniyle taleple bağlı kalınarak hüküm kurulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının arabuluculuk başvuru tarihine göre 2021 yılına ilişkin hesaplamalar bakımından dava şartının oluşmadığını, Öz Sağlık İş Sendikasının tarafı olduğu 2021-2022 yıllarında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmü gereği davalı Bakanlığın işçi ücretlerini 01.01.2021 tarihinde asgari ücretin %28,36 fazlasına yükselterek ödeme yaptığını, asgari ücrete göre arada oluşan farkın ek bordro yapılarak ayrıca ödendiğini, dolayısıyla 2021 yılında ücret farkının söz konusu olmadığını, yine iddia edilenin aksine davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücretin üzerine %4 oranında ücret zammı yapıldığını, ücret indirimine gidilmediğini, bireysel iş sözleşmesinde ve toplu iş sözleşmesinde kastedilen asgari ücretin 2018 yılı asgari ücreti olup kadroya geçiş ücretinin de davacının 2018 yılı ücreti korunarak belirlendiğini, aksi yorumda davacı ve aynı durumda görev yapan sürekli işçilere hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu iş sözleşmesinden kaynaklı zammın yapılması (çifte zam) gibi bir durum oluşacağını ve bu durumun çalışanlar arasında eşitsizliğe yol açacağını, karara dayanak bilirkişi raporundaki hesaplamalarda bazı aylarda 31 gün üzerinden ücret hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacı tarafça istenen faiz türlerine ve oranına, faizin başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadroya geçiş sırasında imzalanan iş sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belli bir oran fazlası olarak belirlendiği, taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında davacının ücretinin usulüne uygun hesaplanıp ödenmemesi nedeniyle fark alacaklarının mevcut bulunduğu, hesaplanan miktardan ödenen miktarların mahsubu ile belirlenen fark alacakların belirlendiği, hükmedilen faize ilişkin de hata olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvurusunda belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti, fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının bulunup bulunmadığı ve işletilmesine karar verilen faiz türü ile faiz başlangıç tarihlerinin isabetli olup olmadığı noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu ve 53 üncü maddeleri.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."
4. Dairemizin 11.07.2023 tarihli, 2023/10878 Esas, 2023/11385 Karar sayılı ilâmı ise şu şekildedir.
"...
3. Dairemizin 06.10.2022 tarihli bozma ilâmında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının üyesi olduğu Öz Sağlık-İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının en erken 01.11.2020 tarihi itibarıyla mümkün olacağı açıklanmış olmakla, 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin 'İkinci Yıl İkinci Altı Ay Zammı' başlıklı ücret zamlarına ilişkin 33 üncü maddesinin (d) bendi '01.07.2020 tarihinde işyerinde çalışmakta olan sendika üyesi işçilerin 30.06.2020 tarihi itibarıyla almakta oldukları günlük brüt çıplak ücretlerine 01.07.2020 tarihinden geçerli olmak üzere %5,75 (yüzde beş yetmiş beş) oranında ücret zammı yapılacaktır (Bu zamma enflasyon farkı dahil edilmiştir.).' düzenlemesini içermektedir.
Buna göre, davacının 01.11.2020 tarihi itibarıyla söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği kabul edilse dahi ilgili düzenleme uyarınca davacıya 01.11.2020 tarihi itibarıyla uygulanması öngörülen bir ücret zammına ilişkin düzenleme söz konusu olmadığından; davacının 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin ücret zammı dışındaki diğer hükümlerinden yararlanacağını; ancak toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücrete ilişkin zam oranından yararlanamayacağını kabul etmek gerekir. Bu durumda, davacının ücretinin tespitinde 31.10.2020 tarihi itibarıyla hak edilen ücret aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki varsa eksik ödenen ücret ile 2020 yılı Ekim ayı bordrosu ve toplu iş sözleşmesi fark ödeme cetvelinde görünen tahakkuklar mahsup edilmek suretiyle hüküm altına alınan diğer alacakların buna göre yeniden hesaplanması gerektiği anlaşılmakla; yazılı şekilde kurulan hüküm isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir."
5. Dairemizin 05.10.2023 tarihli, 2023/6531 Esas, 2023/13812 Karar sayılı ilâmında ise ücret belirleme yöntemi şu şekilde gösterilmiştir.
"...
2. 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesine göre 2021 yılı ücretinin belirlenmesi şu şekilde olmalıdır:
01.01.2021 tarihinde asgari ücrete iş sözleşmesindeki oran uygulandığında belirlenen ücret 136,67 TL’nin altında kalıyorsa davacının ücreti toplu iş sözleşmesinin 33 üncü maddesinin (1) inci bendinde taban ücreti olan 136,67 TL olarak kabul edilir. Bu miktara toplu iş sözleşmesinde öngörülen zamlar uygulanır. Böylelikle başka bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girmiş olsa dahi iş sözleşmesinde belirtilen asgari ücretin fazlası tutarındaki oran uygulanamaz. Bir başka ifade ile işçinin ücretinin, bireysel iş sözleşmesinde öngörülen asgari ücret fazlası tutarındaki oranla bağı kesilir. 01.01.2021 tarihinde asgari ücrete iş sözleşmesindeki oran uygulandığında bulunan ücret 136,67 TL’nin üzerinde ise yukarıda belirtilen şekilde bağın kesildiğinden söz edilemeyeceğinden, iş sözleşmesine göre belirlenen bu ücrete ayrıca toplu iş sözleşmesinde öngörülen zamlar uygulanır.
3. Taban ücreti uygulaması sebebiyle iş sözleşmesi ile belirlenen asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde öngörülen ücret ile bağlantı kesilmiş ise bu şekilde belirlenen ücrete 2022 yılı ve sonrasında yürürlüğe girecek toplu iş sözleşmelerinde öngörülen zamlar uygulanır.
4. Belirtilen şekilde bağlantı kesilmemişse; 2022 yılı birinci dönem ücreti tespit edilirken, 31.12.2021 tarihinde ödenmesi gereken ücrete 01.01.2022 tarihinde başlayan dönemdeki ilk altı ay için %5 oranında ücret zammı ile toplu iş sözleşmesinin 33 üncü maddesinin (2) nci bendinin (b) alt bendinin ikinci paragrafında belirtilen enflasyon farkı ve bu şekilde bulunan son ücrete 03.02.2022 tarihli 2021 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Anlaşma Protokolü’ne Ek Çerçeve Anlaşma Protokolü (III) uyarınca %2,5 oranında zam uygulandıktan sonra bulunacak ücret, iş sözleşmesinde belirlenen 01.01.2022 tarihindeki asgari ücretin belirli bir oran fazlası uygulanarak bulunan ücretten daha yüksek ise artık bireysel iş sözleşmesine göre belirlenecek ücret değil toplu iş sözleşmesine göre belirlenecek ücret uygulanır. Şayet 01.01.2022 tarihindeki asgari ücretin belirli bir oran fazlası tutarındaki ücret, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenen ücretten yüksek ise bu durumda da sadece iş sözleşmesi ile belirlenen ücret uygulanır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, iş sözleşmesindeki orana göre belirlenen ücretin üzerine ayrıca toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zammının uygulanmaması gerektiğidir. Zira toplu iş sözleşmesi hükmü ile asgari ücrette 01.01.2022 tarihinde meydana gelen artıştan önceki (31.12.2021 tarihli) ücrete zam yapılması öngörülmüştür. Bu durumda yukarıda belirtildiği üzere işçi, toplu iş sözleşmesinde belirlenen ücret ile bireysel sözleşme uyarınca ödenmesi gereken ücretten hangisi yüksekse onu talep edebilir.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlıkta, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen davacı işçinin üyesi bulunduğu Öz Sağlık-İş Sendikası ile Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası arasında 08.09.2021 tarihinde imzalanan ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasına ilişkin değerlendirmelerin, ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yazılı Dairemiz kararında gösterilen hesaplama yöntemleri ile uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki hüküm altına alınan alacak miktarlarının 31.12.2020 tarihine kadar olan hesaplama dönemini kapsadığı, bu tarihe kadar yapılan hesaplamaların ise Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre yapıldığı ve 31.12.2020 tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak fark alacak bulunmadığı belirlenmiş olmakla, bu durum sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle (2) numaralı paragrafta yer alan açıklamaya göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.