Logo

9. Hukuk Dairesi2023/15929 E. 2023/20513 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen davacı işçinin, kadroya geçiş esnasında imzaladığı bireysel iş sözleşmesi ile daha sonra yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, ücret ve ek ücret alacaklarında eksiklik olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçinin, geçiş öncesi ücreti ile geçiş sonrası ücreti arasında oransal bir bağ kurulması ve iş sözleşmesinde ücretin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödeneceğine ilişkin hükmün ileriye etkili olarak değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca sonradan yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesi hükümlerinin de gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddedilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1437 E., 2023/3099 K.

DAVA TARİHİ : 28.06.2021

KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/705 E., 2023/128 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 01.07.2022 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 01.12.2022 tarihli kararı ile hükmün ortadan kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ve hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, geçiş işlemleri tamamlanan işçilere idarelerce uygulanmak üzere, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinin ücret ile mali ve sosyal haklara ilişkin hükümleri gereğince belirlenen ücrette indirimin veya hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacıya hak ettiği tüm işçilik alacaklarının eksiksiz ödendiğini ve bu durumun ücret bordroları ile de sabit olduğunu, bordrolardan da görüleceği üzere davacının ücretinde mevzuata uygun artış yapıldığını, davacı işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilmediğini, davacının 2018 yılı ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığını, bu durumda ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacı tarafça talep edilen faiz oranına ve faiz başlangıç tarihlerine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı Bakanlık arasında 02.04.2018 tarihinde bireysel iş sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 7 nci maddesinde işçiye sözleşme süresince asgari ücretin belli bir fazlası ücret ödeneceğinin düzenlendiği, 11 nci maddesinde de işçilere 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) kapsamında Bakanlar Kurulunun ilan ettiği ödeme tarihlerinde ilave tediye ödeneceğinin düzenlendiği, hizmet alımı ihalesinde yer alan düzenlemenin artık geçerli olmadığı, işçinin rızası alınmadan ücretinin değiştirilemeyeceği ve aleyhe düzenleme yapılamayacağının konuya ilişkin emsal kararla kabul edildiği, belirsiz süreli iş sözleşmesi, işyeri kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre davacının talep edebileceği fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının denetime elverişli bilirkişi raporu ile hesaplandığı, Öz Sağlık İş Sendikası ile bağıtlanan ve 01.01.2021-31.12.2022 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinin, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra imzalandığı ve imza tarihi itibarıyla davacının ücreti henüz belirlenmemiş olduğundan 31.12.2020 tarihinden sonrası için fark hesabı yapılmadığı yönünde aldırılan bilirkişi ek raporunun hükme esas alındığı, Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesi davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) hükümlerine göre yararlandığı bir toplu iş sözleşmesi olmadığından davacının fark ücret ve fark ikramiye alacaklarına en yüksek banka mevduat faizi uygulandığı, temerrüt tarihi olarak arabuluculuk son tutanak tarihinin kabul edildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; kararda her ne kadar arabuluculuk tarihi itibarıyla henüz doğmamış bir toplu iş sözleşmesinin uyuşmazlık konusu yapılarak arabuluculuk aşamasında görüşülmesi olanaklı olmadığından bahisle 01.01.2021 tarihi ve sonrası için ücret farkı hesaplanırken davacının geçiş sırasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinin 7 nci maddesine göre sadece asgari ücretin % oran fazlası ücretin dikkate alınması ve bu şekilde uygulama yapılarak karar verilmesi gerektiği dile getirilmişse de işbu ifadelerin hüküm kısmı ile çeliştiğini, karara esas alınan bilirkişi ek raporunda, sadece bireysel iş sözleşmesindeki yüzdelik zam oranının uygulanması ile tekrar hesaplama yapıldığını, hesaplama yapılırken uygulanmayan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödemelerin mahsup edilmesi ve bundan kaynaklı oluşan kısmen ret kararı hatalı olup hukuka açıkça aykırı olduğunu, bu sebeple müvekkili davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı lehine eksik vekâlet ücretine hükmedildiğini beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; Bakanlık uygulamasının yerinde olduğunu, ücretin düşürülmesi söz konusu olmadığından davacının talep konusu alacaklara hak kazanamayacağını, 6356 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesi hükmüne aykırı değerlendirme yapıldığını, bireysel iş sözleşmesinde kastedilen asgari ücretin 2018 yılı asgari ücreti olduğunu ve dolayısıyla kadroya geçiş ücretinin de davacının 2018 yılı ücreti korunarak belirlendiğini ve iddia olunduğu gibi herhangi bir indirime gidilmediğini, aksi yorumda davacı ve aynı durumda görev yapan sürekli işçilere hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu iş sözleşmesinden kaynaklı zammın yapılması gibi (çifte zam) bir durum oluşacağını ve bu durumun çalışanlar arasında eşitsizliğe yol açacağını, davacı ile imzalanan bireysel iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümleri karşılaştırıldığında ücret ve ücret ekleri konusunda çelişki olduğunu, işçilere bireysel iş sözleşmesinde öngörülenden fazla olarak toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücretlerin de ödendiğini, davacıya ait bordrolar incelendiğinde davacının toplu iş sözleşmesinde belirlenen ücret zammından ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklı diğer ücret eklerinden faydalandığının anlaşılacağını, davacı işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaldırma kararından sonra yürütülen yargılamada, 01.01.2021 tarihinden sonraki dönem yönünden sadece bireysel sözleşme göz önüne alınarak hesaplama yapıldığı, ancak söz konusu dönem açısından uygulanmayan toplu iş sözleşmesi gözetilerek yapılan ödemelerin hesaplama dışı bırakılmasının doğru olmadığı, buna ilişkin ek rapor alındığı ve davacı tarafın istinaf başvurusunun kabul edildiği, davacının, dava dışı alt işverenler ile imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde çalışırken 696 sayılı KHK'ya göre sürekli işçi kadrosuna geçirildiği ve geçiş öncesi alt işveren işçisi iken asgari ücretin belirli oranda fazlasına tekabül eden ücret mukabilinde çalıştığı, bu oranın davalı ile alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğindeki teknik şartnamede kayıt altına alındığı, sürekli işçi kadrosuna geçiş sırasında davacı ile davalı Bakanlık arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin "Ücret esası ve ödeme şekli" başlıklı 7 nci maddesinde işçiye asgari ücretin oransal fazlası üzerinden ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı, davacının sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretine 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) 23 üncü maddesi gereğince toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan %4 oranında zam yapılması gerektiği, konuya ilişkin emsal içtihatların bu yönde olduğu, faiz başlangıç tarihinin arabuluculuk son tutanağına göre belirlenmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan alacak kalemleri açısından tespit edilen faiz türlerinin dosya kapsamına uygun olduğu, davacı tarafça sunulan birinci ıslah dilekçesinde belirtilen rakamlar bilirkişi ek raporunda bulunan rakamlarla uyuşmayıp, ikinci ıslah dilekçesindeki rakamlarla bilirkişi ek raporundaki rakamların örtüştüğü, ilk ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği olgusu da gözetilerek davacı tarafın gerçek ıslah iradesini yansıtan ve aynı gün içinde ilk ıslah dilekçesinin sehven verildiği açıklamasıyla verilen ikinci ıslah dilekçesine itibar edildiği belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun aynı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi bendi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince itirazlarının uzun olduğu ileri sürülerek duruşma zaptına geçirilmemesinin usule aykırı olduğunu, müvekkili İdarenin zaten ödediği bir meblağın hesaba katılmaması ve bu hesaba katılmaması gereken cüzi miktar nedeniyle bölge adliye mahkemesi duruşma vekâlet ücreti ödemek durumunda bırakıldığını, 2021 yılı için toplu iş sözleşmesi sonrası davalı Bakanlıkça geriye dönük olarak ödenen fark ücretlerin dikkate alınmamasının ve buna göre duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, toplu iş sözleşmesi sonrası geriye dönük olarak ödenen ücretlerin dikkate alınmayıp mahsup edilmemesi gerektiği yönündeki kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile buna göre fark alacaklarının bulunup bulunmadığına, varsa hesaplanmasına ve vekâlet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6356 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

4. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.