Logo

9. Hukuk Dairesi2023/16051 E. 2023/19192 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, daha önce aynı taleplerle dava açıp açmadığı ve açtıysa davanın akıbetinin ne olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının aynı konu ve taleplerle açtığı önceki davanın kesinleşmiş olması ve bu durumun mahkemelerce tespit edilmemiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2159 E., 2023/2621 K.

DAVA TARİHİ : 08.03.2022

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 68. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/108 E., 2023/187 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi gereği geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karar bağlanan toplu iş sözleşmesinin idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakların belirlenmesinde esas alınacağının düzenlendiğini, bu düzenleme gereği davacının ücretine %4 zam uygulandığını, davacının ücretinde indirim yapılmadığını, hizmet alım sözleşmelerinin kadroya geçiş tarihi itibarıyla sona erdiğini, davacıya mevzuata uygun olarak ücret ödemesi yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oranı dikkate alınarak ödeneceğinin düzenlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde, kadroya geçirilmeden evvel işçilerin bireysel iş sözleşmelerinin yanı sıra alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan, süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığını, İdare tarafından bu düzenlemelere uygun bir şekilde ücretin belirlendiğini ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının hem bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını hem de toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasını talep etmesinin mümkün olmadığını, işletilen faiz türünün yerinde olmadığını, davacının 2022 yılı ücretinin hatalı belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası dikkate alınarak ödeneceğinin düzenlendiği, bu nedenle fark ücret alacağının bulunduğu; ancak İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 2022 yılı ücretinin hatalı hesaplandığı, toplu iş sözleşmesine göre davacının 31.12.2021 tarihinde almakta olduğu ücrete, toplu iş sözleşmesine göre belirlenen zam oranı ile 03.02.2022 tarihinde imzalanan Ek Çerçeve Anlaşma Protokolü uyarınca belirlenen zam oranının uygulanması gerektiği, bu hesaplamalara göre davacının 2022 yılı ücretinin ödendiğinin tespit edildiği belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Davacının bireysel iş sözleşmesi ile toplu iş sözleşmesi hükümlerinin yararlılık ilkesine göre karşılaştırılarak sonuca gidilmesi gerektiğini, davacının toplu iş sözleşmesindeki ücret ve ekleri değerlendirildiğinde bireysel iş sözleşmesinde belirlenen ücretten daha yüksek ücret ile çalıştığını, davacının hem bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını hem de toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasını talep etmesinin mümkün olmadığını, faiz oranlarına ve başlangıç tarihine itiraz ettiklerini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep konusu fark alacaklarının bulunup bulunmadığı, dava konusu edilen fark alacaklar hakkında daha önce dava açılıp açılmadığı hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 114, 115 ve 303 üncü maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."

3. Değerlendirme

Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu fark alacakların, davacının daha önce aynı alacaklarla ilgili dava açtığına ilişkin dosyada belge bulunmaması sebebiyle 01.01.2019 tarihinden itibaren hesaplandığı belirtilmiştir. Davalı taraf yargılama sırasında, davacının daha önce aynı dönem için aynı alacaklar hakkında dava açtığını savunmuştur. Bu savunma, kesin hüküm veya derdestliğe ilişkin dava şartı niteliğinde olup resen araştırılması gereken bir husustur. UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda yapılan incelemede, davacının aynı alacaklara ilişkin olarak Ankara 21. İş Mahkemesinin 2020/164 Esas, 2021/123 Karar sayılı dosyasında davasının bulunduğu, söz konusu davada davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve bu kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 13.01.2022 tarihli ve 2021/13058 Esas, 2022/297 Karar sayılı ilâmı ile onandığı tespit edilmiştir. Bu hâlde Mahkemece, Ankara 21. İş Mahkemesinin 2020/164 Esas, 2021/123 Karar sayılı dosyası getirtilip incelendikten sonra dava konusu alacaklar yeniden bir değerlendirmeye tâbi tutularak karar verilmesi gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.