"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1124 E., 2023/458 K.
KARAR : Davalı ... ve ... Belediye Başkanlığı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi
SAYISI : 2017/516 E., 2021/82 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı ... ve ... Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... ve ... Belediye Başkanlığı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davalılar lehine hüküm altına alınan vekâlet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalılardan ... ve ... Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre dava tarihi itibarıyla taraflar arasındaki ... ilişkisinin sona erdiği ve bu yönüyle davalılar aleyhine verilen hükmün ileri yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla birlikte hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 4.983,36 TL olup anılan miktar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığından davalılar ... ve ... Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin alt işveren işçisi olarak davalı Belediyelere ait işyerinde çalıştığını, çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle ... sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı olarak feshedildiğini, davacı her ne kadar kayden yüklenici Şirketler işçisi olarak görünse de işin sevk ve idaresinin davalı Belediyelerde olduğunu, davalı işyerinde çalışanların amiri pozisyonundaki kişilerin davalı Belediyelerin yetkilileri olduğunu, işe giriş ve çıkışlarının davalı Belediyeler tarafından yapıldığını, çalıştırılacak işçilerin isimlerinin alt işveren Şirketlere bildirildiğini, davalı Belediyelerin, alt işveren Şirketlerle yaptığı hizmet alımına dayalı sözleşmelerin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin işe girdiği tarihten itibaren davalı Kurumların işçisi olduğunu, müvekkilinin ücret ve diğer haklarının 94 ... İLO Sözleşmesi'ne göre emsal toplu ... sözleşmelerine göre belirlenmesi gerektiğini, aynı şekilde çalışma şartlarının da toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret farkı, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri ile arasında yapılan protokol çerçevesinde temizlik işlerinin ... elden yürütülmesi amacıyla, ilçe belediyelerin maddi desteği de sağlanarak çöp toplama işinin müvekkili Kurumca ihale edildiğini, daha sonra ihalenin feshedildiğini, bu fesih sebebi ile çalışanlara ilçe belediyelerinde yeni yüklenici Şirketler bünyesinde çalışmak üzere işten ayrılmaları gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenle müvekkili Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, davanın müvekkili yönünden husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davalı Şirket ile müvekkili Kurum arasında akdolunan hizmet alım sözleşmesinin ilgili hükümlerine göre sözleşme kapsamındaki her türlü giderin yüklenici Şirkete ait olduğunu, kaldı ki davacıya hak ettiği tüm hak ve alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; talep konusu işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacıya müvekkili Kurum bünyesinde çalıştığı dönem için hak ettiği kıdem tazminatının ödendiğini, fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacağı taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... Temizlik Hizmet Organizasyon İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasındaki beyanlarında davanın reddini istemiştir.
4. Dâhili davalı ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının müvekkili Şirketten herhangi bir hak ve alacağının olmadığını, davalı Belediyeler ile müvekkili Şirket arasında mevzuata uygun olarak hizmet alım sözleşmesi akdolunduğunu, sözleşmenin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
5. Dâhili davalı ... Temizlik Hizmetleri San. Dış Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili Şirket ile davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan davaya dâhil edilmelerinin usule aykırı olduğunu belirterek bu husustaki karardan rücu edilmesini ve müvekkili yönünden davanın reddini istemiştir.
6. Dâhili davalı ... Katı Atık Temizlik Ticaret Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, Belediye ile müvekkili Şirket arasındaki sözleşmenin muvazaalı olmadığını, fesih haklı nedene dayalı olarak yapıldığından davacının kıdem tazminatına ... olmadığını, aksi kabulde dahi davalı Belediyenin sorumlu olduğunu, davacının fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacağı olmadığın belirterek davanın reddini istemiştir.
7. Dâhili davalı ... İnşaat Taahhüt Temizlik San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, belediye ile müvekkili Şirket arasındaki sözleşmenin muvazaalı olmadığını, fesih haklı nedene dayalı olarak yapıldığından davacının kıdem tazminatına ... olmadığını, aksi kabulde dahi davalı Belediyenin sorumlu olduğunu, davacının diğer alacak taleplerinin de haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
8. Dâhili davalı ... Temizlik Taşımacılık San. Tic. Ltd. Şti., ... Lojistik İnşaat Yakıt Gıda Tekstil Temizlik Sanayi ve Tic. Ltd. Şti., ... Atık Yönetim ve Taşımacılık Ltd. Şti., ... Sosyal Hizmetler Turizm İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesi vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının yaptığı işin taraflar arasında akdolunan hizmet alım sözleşmesi kapsamında kaldığı, genel ... akışını etkileyebilecek nitelikte olan işçilere izin verilmesi, yapılan işlerin kayıt altına alınması, işin icrası sırasındaki işçilerin çalışma durumları ile ilgili değerlendirmeler yapılması, işyerinin genel düzeninin sağlanmasına yönelik ... ve talimatlar verilmesinin asıl işveren sıfatının davalı Kurumlara tanıdığı haklar arasında bulunduğu; bu nedenlerle davaya konu olayda hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olmadığı, hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olmadığı sonucuna varıldığından, davacının ücret farkı alacağının bulunmadığı, ayrıca işyerinde alt işveren işçilerine ikramiye verilmesi yönünde bir uygulama bulunduğuna ilişkin iddia da bulunmadığından ikramiye alacağının bulunmadığı sonucuna varıldığı, ilave tediye alacağının kanun ile düzenlenmiş olduğu ve davacının kamu işçisi sıfatı bulunmadığından bu husustaki alacak talebinin reddi gerektiği, dosya kapsamına göre ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiği anlaşılan davacın kıdem tazminatı talep hakkının bulunduğı, davalı ... Belediyesinin kıdem tazminatına ilişkin olarak sorumlu olduğu hizmet süresinin kendisine devrolduğu tarihten itibaren başlayacağı, dosya kapsamından davalı ... Başkanlığının davacıya kıdem tazminatı ödemesi yaptığı, davalı Belediyeler ve davalı ... Şirketinin hizmet süresine göre hesaplanan kıdem tazminatının tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, ödenen kıdem tazminatının hesaplanan alacaktan mahsubu ile davacının bakiye kıdem tazimatı alacağı olduğu gerekçeleriyle, davalılara ve dâhili davalılara yöneltilen muvazaa iddiasına ve ücret farkı alacağına, ilave tediye ve ikramiye alacağına ilişkin davaların sübut bulmadığından reddine, bakiye kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasına ve davanın kısmen kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... ile davalı ... vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dilekçesinde dâhili davalılara karşı yöneltilmiş bir talep olmamasına rağmen Mahkemece dâhili davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin kanuna ve usule aykırı olduğunu, kaldı ki işçilik alacaklarından sorumlu tutulmayan dâhili davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, muvazaa olgusunun reddedilmesinin kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, ...'nin taraf olduğu 94 ... İLO Sözleşmesi kapsamında kamu kurumlarında alt işveren işçisi olarak çalışan işçilere uygulanacak hükümlerin uygulanmasını da talep etmelerine rağmen bu hususta herhangi bir bir karar tesis edilmediğini, muvazaa olgusu reddedilse dahi işbu ülke olarak taraf olunan uluslararası sözleşme kapsamında talep konusu alacakların kabulü gerektiğini, zira bu sözleşmenin ... Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandığını ve Anayasa hükmü gereği bir iç hukuk normu hâline geldiğini, Anayasamızda iç hukuk hükümleri ile onaylamış uluslararası sözleşme hükümleri çeliştiğinde uluslararası anlaşmalara üstünlük tanınacağının düzenlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; müvekkili İdarenin ihale makamı olduğunu, işçilik alacaklarından sorumlu olmadığını, hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağından sorumluluğun davacının işvereni olan davalı yüklenici Şirkete ait olduğunu beyanla İlk Derce Mahkemesi kararın kaldırılarak davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Davalı ... vekili; müvekkilinin sorumluluğunda olan kıdem tazminatı tutarını davacıya ödediğini, diğer yandan davacının ... sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği şekilde feshedildiğinin ispatlanamadığını, davacının diğer davalı ... nezdindeki çalışmalarından da sorumlu olmadıklarını, davacının müvekkili İdare işçisi olmayıp alt işveren işçisi olduğunu, talep konusu yapılan işçilik alacaklarından alt işveren Şirketlerin sorumlu olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılarak davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 5393 ... Belediyeler Kanunu'nun (5393 ... Kanun) ve 4734 ... Kamu İhale Kanunu'nun (4734 ... Kanun) 48 inci maddesinin idarelere tanıdığı yetki ve davalı İdarenin muvazaaya dayanak gösterilen işlemlerinin, asıl işveren sıfatının davalı Kuruma tanıdığı haklar arasında olduğu, davalı Belediyenin, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren ... olup olmadığına bakılmaksızın, temizlik işçisi ihtiyacını karşılamak üzere hizmet alım sözleşmesi yaparak işin alt işverene verilmesinde ilgili Kanun maddesine göre bir sakınca bulunmadığı, davalı işyerinde alt işverenliğe bırakılan işlerin 5393 ... Kanun'un 67 nci maddesine göre alt işverene verilebilecek işlerden olduğu, tanık beyanlarından da davacının temizlik işçisi olarak çalıştığının anlaşıldığı, asıl işverenin kamudan ... sorumluluğu sebebi ile denetim görevini yapması ve denetim görevi kapsamında sözleşmenin feshi ile ilgili bildirimde bulunmasının muvazaayı göstermediği, davalılar arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunun kabulünde hata bulunmadığı, dosya içindeki belgelerden davalılar arasında 4857 ... ... Kanunu'nun (4857 ... Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı tarafça ... sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmek suretiyle feshedilmiş olması karşısında fark kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, bu nedenlerle davalı tarafın istinaf başvurusunun reddi gerektiği, davacının istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde ise Mahkemece hem muvazaa iddiasının hem de işçilik alacağı taleplerinin reddedilmesi nedeniyle davalılar lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin usule aykırı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun belirtilen sebeple kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yargılama giderleri yönünden yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve ... Belediye Başkanlığı vekilleri ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvurusunda; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş, muvazaaa olgusunun reddine karar verilmesinin hatalı olup kanuna ve uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kurulan hükümde dahi vekâlet ücreti yönünden hatalı karar verildiğini, reddedilen tutarı aşan vekâlet ücreti tayinin bozmayı gerektirdiğini belirterek ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken diğer nedenlerle davanın tüm talepleri yönünden kabulü gerektiğini savunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalıların temyiz dilekçeleri miktardan reddedildiğinden; temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Belediyeler ile davalı alt işveren Şirketler arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin hukuka uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayalı olup olmadığı ve bu bağlamda davacının başından itibaren davalı Belediyelerin işçisi sayılması gerekip gerekmediğine, buna göre de fark ücret alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına, davalılar lehine belirlenen ret vekâlet ücretinin doğru belirlenip belirlenmediği konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 ... Kanun'un 2, 32 ve 34 üncü maddeleri, 6772 ... Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 ... Kanunla 6212 ... Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. 5393 ... Kanun'un 14 üncü ve 67 nci maddeleri,
4. 6098 ... ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
5. Dairemizin 28.09.2022 tarihli ve 2022/9059 Esas, 2022/10574 Karar ... ilâmının ilgili bölümü şöyledir:
"...
4. 4857 ... Kanun'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında asıl-alt işveren ilişkisi tanımlanmış, işverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla maddenin sekizinci fıkrasında bu konuda bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir.
5. 4857 ... Kanun’un 2 nci maddesine istisna getiren 5393 ... Kanun’un 67 nci maddesi ile Belediyelerin asıl işlerini yedinci fıkradaki sınırlamalar olmaksızın alt işverenlere verebileceği düzenlenmiş olup bu hüküm uyarınca Belediyenin aslî işlerinden olmasına rağmen, işletmenin veya işin gereği teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren ... olup olmadığına bakılmaksızın üçüncü kişilere gördürülmesine imkân sağlanmıştır.
6. Madde başlığından da anlaşılacağı üzere 5393 ... Kanun'un 14 üncü maddesinde esasen Belediyenin görev ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Ancak maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci cümlesinde yer alan "...yaptırır." ibaresi uyarınca, Belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında sayılan işlerin tamamının alt işverene verilebileceği düşünülse de yukarıda açıklanan Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere genel idare esaslarına göre yürütülen kamu hizmetlerinin gerektirdiği görevlerden, aslî ve sürekli nitelik taşıyanların memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülmesi zorunlu olduğu hususu gözetildiğinde; maddede sayılan işlerin tamamının alt işverenlere verilemeyeceği açıktır. Kanun koyucu tarafından 14 üncü maddede sayılan işlerden hangilerinin alt işverenlere verilebileceğine ilişkin sınırlamaya ise 5393 ... Kanunun 67 nci maddesinde yer verilmektedir. Aksi yorum, belediyenin 14 üncü maddede sayılan görev ve sorumlulukları kapsamındaki işlerin tamamını alt işverene verilebileceği sonucunu ortaya çıkaracağı gibi 67 nci maddenin işlevsiz hâle gelmesi anlamına gelecektir. Bu nedenle Dairemizce Anayasa Mahkemesinin 5393 ... Kanun'un 14 üncü maddesinde belediyenin görevleri arasında sayılan itfaiye işinin alt işverene verilemeyeceği yönündeki görüşüne katılınmakla birlikte Anayasa Mahkemesince 5393 ... Kanun'un 67 nci maddesindeki sınırlama dikkate alınmadan sonuca gidilmesi yerinde görülmemiştir. Zira ilgili maddede, 5393 ... Kanun'un 14 üncü maddesine göre belediyenin görev ve sorumlulukları arasında sayılan işlerden hangilerinin alt işverenlere verilebileceği hususu sayma yolu ile açık biçimde düzenlenmiştir. Bu hüküm olmadan 5393 ... Kanun'un 14 üncü maddesine göre yapılacak bir değerlendirme eksik olacaktır.
7. Bu açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde, başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında, başvurucu Belediyenin taraf olduğu sözleşme ile 5393 ... Kanun'un 14 üncü maddesinde belediyenin görev ve sorumlulukları arasında sayılan işlerden zabıta işinin alt işverenlere verildiği, uyuşmazlık konusu bir kısım Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında Belediye tarafından zabıta işinin alt işverenlere gördürebileceğinin kabul edildiği, bir kısım Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında ise zabıta işinin alt işverenlere gördürülemeyeceğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Ancak 5393 ... Kanun'un 67 nci maddesinde sayılmayan zabıta işi, alt işverene verilebilecek işlerden olmadığından uyuşmazlığın 5393 ... Kanun'un 14 ve 67 nci maddeleri uyarınca zabıta işinin alt işverene verilemeyeceği yönündeki ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. ve 14. Hukuk Daireleri kararları doğrultusunda giderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
..."
6. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (Tarife) 13 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:
"(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlâmın İlgili Hukuk bölümünde yer verilen Tarife’nin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre davalı yararına hükmedilen vekâlet ücreti, reddedilen miktarı geçemez. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça dava dilekçesinde 500,00 TL kıdem tazminatı, 500,00 TL ücret farkı alacağı, 500,00 TL ilave tediye ve ikramiye alacakları ile toplam 1.500,00 TL talep edilmiştir. Islah dilekçesinde kıdem tazminatı konusundaki alacak talebi 6.703,51 TL'ye çıkartılarak toplamda 8.203,51 TL alacak talebinde bulunulmuştur. Mahkemece 4.983,36 TL alacağın kabulüne karar verilmiş olmakla reddedilen alacak tutarı 3.220,15 TL'dir. Buna göre davalılar lehine 3.220,15 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek 9.200,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalıların Temyizi Yönünden
Davalı ... ve ... Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz eden davalılara iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (B) bendinin (II) numaralı alt bendinin (9) numaralı alt bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine;
"Davalılardan ... Büyükşehir Belediyesi ve ... Belediyesi kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden 3.220,15 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.