Logo

9. Hukuk Dairesi2023/16576 E. 2024/656 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare ile alt işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı, hüküm altına alınan fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplama yöntemi, faiz başlangıç tarihi ve uygulanan indirim oranı.

Gerekçe ve Sonuç: Belirsiz alacak davasında hükmedilen alacaklara dava ve bedel artırım tarihlerinden itibaren değil dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bu yönde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3077 E., 2023/826 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 1. Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

SAYISI : 2020/27 E., 2021/295 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 04.07.2018 tarihli ve 2017/161 Esas, 2018/451 Karar ... kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın davacı ve davalı ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2019 tarihli ve 2018/4058 Esas, 2019/2679 Karar ... ilâmı ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı ... ve dâhili davalı ... ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Müdürlüğüne bağlı işyerinde değişen alt işveren Şirketler nezdinde özlük dosyasında yazan görevle çalıştığını, davalının kendi çalışanlarıyla imzaladığı sözleşmelerde tanınan hakların davacı işçiye de tanınması gerektiğini, tersi uygulamanın eşit işe eşit ücret ilkesi ile Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmelerine aykırı olduğunu ve danışıklı işlem teşkil ettiğini, davalı tarafa bu hususta yaptığı başvurunun kabul edilmediğini belirterek davacının davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespitine ve davalının çalışanlarının yararlandığı sözleşme ile toplu ... sözleşmeleri uyarınca tanınan sosyal haklardan yararlandırılarak değinilen sözleşmelere göre belirlenmiş ücret alacaklarıyla, ... ... ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ... Müdürlüğüne husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, süresinde açılmayan davanın süre yönünden de reddi gerektiğini, davacının çalıştığı firma ile davalı İdare arasında akdedilen sözleşmelerin niteliği gereği kanuna ve içtihatlara uygun bir asıl alt işveren ilişkisinin kurulu olduğunu, davacının hangi yüklenici firmalarda çalıştığı, yaptığı işin niteliği, çalışma süreleri, yüklenici firmalarla imzalanan sözleşmenin içeriği ve niteliği gibi tüm hususların oldukça önem arz etmesine ve ileri sürülen taleplerin somut verilere dayandırılma zorunluluğu bulunmasına rağmen, dava dilekçesinde bu hususlara ilişkin hiçbir bilgiye yer verilmeden, Anayasa Mahkemesi kararlarında kendisine yer bulan tarafların yargılama sürecine ilişkin usuli haklarını kullanırken gereken dikkat ve özeni gösterme zorunluluğuna uyulmadan dava açılmasının apaçık savunma haklarını kısıtlar mahiyette ve iyiniyet kaidelerine aykırı olduğunu, bu tutumun hukuken himaye görmeyeceği izahtan vareste olduğundan davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Dâhili davalı ... cevap dilekçesinde; davacının davalı Kurumdan alınan ihale kapsamında çalıştırıldığını, diğer davalı ile aralarındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını ve mevzuata uygun olduğunu, teknik şartname ve sözleşmede alacakların açık olarak belirtildiğini, toplu ... sözleşmelerinde düzenlenen sosyal hakların talep edilemeyeceğini, hafta tatili ve ... tatillerinde resmî kurumlarda çalışma olmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Dâhili davalı MKM Turizm Nakliyat İnşaat Hafriyat Temizlik Yemekhane Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi cevap dilekçesinde; davayla hiçbir ilgilerinin olmadığını, 31.12.2019 tarihinden sonra davacı ile arasında işçi işveren ilişkisi kalmadığını, asıl işverenin ... olması nedeniyle davacının ... ilişkisinin davalı ile devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

4. Diğer dâhili davalılar, davaya karşı yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı; dosya kapsamındaki hizmet alım sözleşmeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, tanık beyanları, alınan bilirkişi raporlarıyla birlikte tüm dosya kapsamı Yargıtayın muvazaa kriterleri yönünden incelendiğinde; davacı işçinin, davalı ... Müdürlüğüne bağlı 10. Bölge Müdürlüğünün şoförlü araç teminine yönelik ihale yoluyla hizmet alım işine ilişkin sözleşmeler kapsamında çalıştığı, davacının yaptığı işin 6001 ... Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'da (6001 ... Kanun) Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve sorumlulukları arasında belirtilen hizmetin icrası için zorunlu işlerden olmadığı, asıl ... devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan yardımcı ... niteliğinde olduğu, davalı İdareden ihaleyle ... alan yüklenici firmalar dönem sonu değiştiği hâlde işçilerin çalıştırılmaya devam edildiği, bu şekilde uzun yıllar kadrolu personelle birlikte işçilerin çalıştırıldığı, çalışılacak işçilerin belirlenmesi, ... dağılımı, görevlendirme ve izinlerinde Karayolları Genel Müdürlüğünün yetkili olduğu, yüklenici firma elemanı olarak görünen davacı ile davalı ... işçilerinin aynı işlerde beraber çalıştıkları, davacının sivil plakalı araç kullandığı, Karayolları Genel Müdürlüğünün hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan işçilerin ... sözleşmelerini sonlandırmaya yönelik yetkili olduğuna dair sözleşmede bir hükmün bulunmadığı, davacının icra etmiş olduğu işin asıl ... devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan yardımcı ... olduğu ve işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, davacının Yol ... Sendikasına üyeliğinin ve dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu ... sözleşmesinden yararlanmak isteğinin bulunmadığı, tanık beyanlarından davacının davalı işyerinde fazla çalışma yaptığı, ... ... ve genel tatil günü çalışmasının bulunduğu ancak çalışmaların karşılığı ücretlerin ödendiğine dair usulüne uygun belge ibraz edilmediğinin anlaşıldığı, 30.11.2020 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalara itibar olunduğu, ayrıca dâhili davalı Şirketlerin salt muvazaa iddiasının değerlendirilmesi açısından davaya dâhil edilmiş oldukları, ücret alacağı taleplerine ilişkin olarak davalı İdare ile dâhili davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu ve bu talepler yönünden dâhili davalılara karşı usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunmadığı belirtilerek davalı ... ile dâhili davalı Şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunun ve davacının ilk işe giriş tarihinden itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti istemi ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklı sosyal haklara ilişkin alacak taleplerinin reddi ile fazla çalışma ücreti ile ... ... ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı ve dâhili davalı ... ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı ... ile dâhili davalı Şirketler arasındaki sözleşmelerin temel konusunun hizmet alımı değil işçi temini olduğunu, davalının kendi çalışanları ile alt işveren çalışanlarının aynı işi yaptıklarını, ... ve talimatları davalı Kurum yetkililerinden aldıklarını, işin yürütülmesine ilişkin tüm planlamanın davalı Kurum tarafından yapıldığını, alt işverenlerin ayrı bir işyeri organizasyonlarının olmadığını buna göre aralarındaki ilişkinin danışıklı bulunduğunu, Mahkemenin aksi yöndeki kararının hatalı olduğunu, davacının haftanın 6 günü çalışmasına karşın ücret alacaklarının 5 gün üzerinden çalışma yapıldığı kabulüyle hesaplama yapılmasının ve faize direnim tarihi yerine dava ve bedel artırım tarihlerinden itibaren hükmedilmesinin, ayrıca hakkaniyet indiriminin alacağın %30 oranında yapılmasının yerinde olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı ... vekili; davacının müvekkili İdarenin işçisi olmadığını, dâhili davalı Şirketlerle açık ihale usulü yapılan sözleşme kapsamında çalışan davacının alacak taleplerinde sorumluluğun yüklenici şirketlere ait olduğunu, müvekkili İdare yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3. Dâhili davalı ... ... vekili; davacının çalıştığı Kurumun davalı ... olduğunu ve yapılan alt işveren sözleşmelerinin belli kurallar içerdiğini, davacı fazla çalışma yapmış ise bu durumun puantaj listelerine göre tespit edildiğini, puantaj kayıtları getirtilmeden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi hükmünde delillerin takdirinde isabetsizlik görülmediği, davalı ... ile davaya dâhil edilen Şirketler arasında yapılmış olan hizmet alım sözleşmeleri ile davalı Kurumun asıl işveren konumunda bulunup işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamada bir yanlışlık görülmediği, hükmün usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin, davalı ... vekilinin ve dâhili davalı ... ... vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ... ile dâhili davalı işverenler arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayanıp dayanmadığına, hüküm altına alınan alacakların hesaplama yöntemi ile alacaklardan yapılan indirim oranına ve faiz başlangıç tarihine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 ... ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesine göre bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.

3. 4857 ... ... Kanunu'nun (4857 ... Kanun) 2 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir :

"...

Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.

Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl ... bölünerek alt işverenlere verilemez.

..."

4. 6001 ... Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür.

5. Dairemizin 16.03.2021 tarihli ve 2021/2390 Esas, 2021/6276 Karar ... ilâmı şu şekildedir.

“...

Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.

4857 ... ... Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl ... bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.

Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o ... yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.

İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 ... Kanun'un 2. maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Muvazaa Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini ... etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bundan başka 4857 ... Kanun'un 2. maddesinin yedinci fıkrasında sözü edilen hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanuni karineler olduğu kabul edilmelidir.

6001 ... Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür. Sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 ... Kanun'un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 ... Kanun'un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 ... ... Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir.

Somut olayda; dahili davalı şirket ile davalı ... 10. Bölge Müdürlüğü arasında "Muratlı Karşıköy, Harmanlı, Mescitli-1 Tünellerinin Aydınlatılması: Trabzon ve Artvin Tünel Bakım İşletme Şefliğine Bağlı Tünellerin Bakımı, Elektrik-Elektronik- Elektromekanik Sistemlerinin Scada Otomasyonu'nun Yapım Bakım, Onarım İşlerinin yapılması" amacı ile taşeronluk sözleşmeleri imzalanmış ve dahili davalı şirket tarafından bu sözleşmeler doğrultusunda söz konusu tünellerin "Bakım ve Onarımı" üstlenilmiştir. Dinlenilen tanık anlatımlarından davacının söz konusu sözleşmeye dayalı olarak “personel taşıma” işinde şoför olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmede, emsal dosyalarda asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna ilişkin kesinleşmiş kararlar bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda ayrıntıları ile açıklanan ilkeler nazara alındığında ve dosya kapsamında yer alan delillere göre, davalılar arasındaki ilişkinin geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu kabul edilmelidir. Nitekim, asıl işveren işçilerinin alt işverence yükümlenen işlerde çalışması münferiden alt işveren-asıl işveren ilişkisinin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı gibi, ... ile ilgili ... ve talimatların davalı idare yetkililerince verildiği iddiası da, ... başına taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu kabule yeterli değildir. Asıl işverenin işin yapımına ilişkin genel ... ve talimatlar vermesi olağan karşılanmalıdır. Kaldı ki, davacı tanığı, ... Kök, davacının şoför olarak çalıştığını belirttikten sonra “Bizim ve şirketinin talimatları doğrultusunda verilen görev yerlerine personel taşımakla görevliydi.” şeklinde beyanda bulunarak, davacının esasen aynı zamanda yüklenici şirketin de talimat ve gözetimi altında çalıştığını ifade etmiştir.

Diğer yandan, uyuşmazlık tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Karayolları Genel Müdürlüğünün 6001 ... Teşkilat Kanunu, bu kabilden işlerin alt işverene verilmesine cevaz vermekte olup, tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirme sonucunda taraflar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçe ile davalı İdare ve dahili davalı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespitine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

5. 4857 ... Kanun'un 32, 34, 41, 44 ve 47 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu fazla çalışma ücreti ile ... ... ve genel tatil ücreti alacakları belirsiz alacak davası türünde açılmış olmasına rağmen hükmedilen alacaklara dava ve bedel artırım dilekçesi tarihlerinden itibaren faiz uygulanması hatalıdır. Söz konusu alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmetmek gerektiği hâlde anılan alacakların bir bölümüne dava tarihinden itibaren, bakiyesine bedel artırım tarihinden itibaren faiz işletilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 ... Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “... 10,00 TL’sinin dava tarihi olan 20/01/2016 tarihinden, bakiye kısmının ise talep artırım tarihi olan 23/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte ... ” ibaresinin çıkartılarak yerine "... dava tarihi olan 20.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte ... ” ibaresinin yazılması;

Hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "... 10,00 TL’sinin dava tarihi olan 20/01/2016 tarihinden, bakiye kısmının ise talep artırım tarihi olan 23/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte ... " ibaresinin çıkartılarak yerine "... dava tarihi olan 20.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte ... ” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.