Logo

9. Hukuk Dairesi2023/16584 E. 2023/17539 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurtdışında çalıştırılan bir işçinin iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, ücret seviyesi, hak düşürücü süre, sözleşmenin feshi ve kıdem-ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacaklarının hesaplanması, ispatı ve vekâlet ücreti konularına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı hukukun uygulanması sonucu davanın bir kısmının reddine karar verilmesi nedeniyle davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı bulunması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararının vekâlet ücreti kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/491 E., 2023/512 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... sözleşmesine haklı bir sebep olmadan son verildiğini ve ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, husumeti kabul anlamına gelmemek üzere alacakların zamanaşımına uğradığını, işçilik alacakları bakımından çalışılan ülke mevzuatının uygulanması gerektiğini, yetkili mahkemelerin de yabancı mahkemeler olduğunu, iddia edilen son ücretin ve hizmet süresinin doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2017/572 Esas, 2019/493 Karar sayılı kararı ile; davacının, yurda giriş çıkış kayıtlarına göre aralarında organik bağ bulunan davalı Şirket nezdinde toplam 4 yıl, 5 ay, 2 gün çalıştığı, feshin haklı sebebe dayalı olduğunun davalı işverence ispatlanamadığı, davacının ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram ve genel tatil ücret alacağı ile yıllık ücretli izin alacağı bulunduğu, kıdem tazminatının ıslah tarihindeki döviz kuruna göre ... lirasına çevrilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 08.03.2022 tarihli ve 2020/1856 Esas, 2022/519 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelerin yanı sıra 24.03.2006 tarihli ... sözleşmesi kapsamında 8 inci ve 9 uncu maddelerde fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil çalışmaları konusunda çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağı, 10 uncu maddede yıllık ücretli izin konusunda ... hukukunun uygulanacağı, 16 ncı maddede hüküm bulunmayan hâllerde ... hukukunun uygulanacağının hüküm altına alındığı, 8 ve 9 uncu maddelerin ödemeler ile ilgili olmadığı, aksine metnin devamında ... hukuku hükümlerine açıkça yer verildiği, buna göre yabancı hukuk alanında açık ve kısmi bir hukuk seçimi anlaşması bulunmadığından ... hukukunun uygulanmasında isabetsizlik olmadığı, davalı Şirket ile davacının çalıştığı Şirket arasında organik bağ bulunduğu ve davacının çalışmalarından kaynaklanan işçilik alacaklarının ödenmesinden davalı Şirketin de sorumlu olduğu, ... sözleşmesinin belirli süreli yapılmasını gerektirecek objektif bir neden bulunmadığı, belirlenen hizmet süresinin dosya içeriğine uygun olduğu, ücret ve giydirilmiş ücretin dosya kapsamına uygun belirlendiği, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gereğince davacının çalıştırıldığı ... ülkesi ile Sosyal Güvenlik Anlaşması imzalanmadığı dikkate alınarak ücretin brütleştirilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı, emsal yargı kararları, davacının yaptığı işin niteliği ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacı tanıklarının anlatımlarına değer verilmesinde hatalı bir yön olmadığı, fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından yapılan indirim oranının dosyadaki ispat durumuna uygun olduğu gerekçeleriyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 13.....2022 tarihli ve 2022/6866 Esas, 2022/7513 Karar sayılı ilâmı ile davacının temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş, davalının ise diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı açıklanarak 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında davacının ...’da yaptığı çalışma yönünden taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan dava konusu alacakların ait olduğu 14.12.2009 -13.12.2010 ve 27.09.2013-04.05.2014 tarihleri arasındaki çalışma dönemi hakkında ... hukukunun uygulanması gerektiği, hâl böyle olunca gerekirse ... hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu ve kabule göre giydirilmiş ücret belirlenirken emsal dosyalar dikkate alınarak yemek ve barınma gideri miktarının 150,00 USD yerine 200,00 USD alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ... hukukuna tâbi çalışmasının toplam 2 yıl, 9 ay, 29 gün olduğu, 14.12.2009-13.12.2010 ve 27.09.2013-04.05.2014 tarihleri arasındaki çalışmalarının ise ... hukukuna tâbi olduğu, ... ... hukukunda zamanaşımı süresinin 3 ay olduğu, bu nedenle ... hukuku uygulanması gereken tüm dönemlerin zamanaşımına uğradığı, ... hukuku uygulanan dönemlerde ise sadece kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; somut olayda ... hukukunun uygulanması gerektiğini, belli dönemlere yabancı hukuk uygulansa dahi yabancı hukuka ilişkin zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, kıdem tazminatı alacağına ilişkin dava dilekçesinde TL cinsinden talep edilen miktarın ıslah ile USD olarak talep edildiği gözetilmeden hüküm kurulduğunu, yıllık izin ücretinin zamanaşımına uğramadığını, davacının en son 1.900,00 USD ücretle çalıştığının kabulü gerektiğini, davacı işçi eski yerleşmiş içtihatlar doğrultusunda işbu davasını ... hukukuna göre ikame etmiş olduğundan ... hukuku uygulanması neticesinde doğan retlerden hakkaniyet gereğince karşı yan lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın tamamen zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları bulunmaksızın yalnızca ... kayıtlarına itibar edilerek yapılan hesaplamanın hukuki olmadığını, dava doğru hasma yöneltilmiş olsaydı dahi davacının proje bazlı ve belirli süreli ... sözleşmesi ile çalıştığını, sözleşmenin feshi olgusunun bulunmadığını, ... sözleşmesinin işin sona ermesini müteakip kendiliğinden sona erdiğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılmayacağını belirterek kararın bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ... sözleşmesine uygulanacak hukuk ve ücret seviyesi, hak düşürücü süre, ... sözleşmesinin feshi ve buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, dava konusu alacakların ispatı ve hesaplanması ile vekâlet ücreti ve yargılama gideri konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 17 ve 32 nci maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.

4. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 99 uncu maddesi, ... ... Kanunu'nun 392 nci maddesi.

5. ... ... Kanunu'nun 392 nci maddesinin uygulanmasına yönelik Dairemizin 18.10.2023 tarihli ve 2023/15949 Esas, 2023/14847 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir:

"...

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, 5718 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi uyarınca hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir. Hakkın özüyle bağlantılı olması nedeniyle hak düşürücü sürelerin de hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanacak hukuka tâbi olduğu kabul edilmelidir.

3. ... sözleşmesinden doğan taleplerde, talebin tâbi olduğu hukukun (esasa uygulanan hukuk) zamanaşımı ve hak düşürücü süre bakımından da yetkili olduğu dikkate alındığında ... Federasyonu ... Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

4. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (3) numaralı paragrafında yer verilen ... Federasyonu ... Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen süreler, hak düşürücü süre niteliğinde olup resen dikkate alınmalıdır.

5. Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi 13.07.2003-17.02.2011 tarihleri arasında aralıklı olarak çalışmış olup bozma ilâmında belirtildiği üzere 17.05.2010-17.02.2011 tarihleri arasında geçen çalışma dönemi ... hukukuna tâbidir. Davalıya ait yurt dışı işyerlerinde aralıklı olarak çalışan davacının ... sözleşmesinin 17.02.2011 tarihinde sona erdiği, davanın ise 04.09.2015 tarihinde açıldığı, dolayısıyla ... Federasyonu ... Kanunu'nun 392 nci maddesine göre dava tarihi itibarıyla ... ... uyuşmazlığının çözümü için Mahkemeye başvurma süresi olan 3 aylık sürenin dolduğu anlaşılmaktadır. O hâlde, İlk Derece Mahkemesince ... hukukuna tâbi çalışma dönemine ilişkin alacak talepleri yönünden hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu dönemdeki taleplerin de kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. "

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıda yer alan (4) ve (5) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı Kanun'un 99 uncu maddesi uyarınca; borç ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ise borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Dolayısıyla, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklıya tanınan seçimlik bir hak söz konusu olup hakkın kullanılması bozucu yenilik doğurucu nitelikte olduğundan talep hakkını kullanan alacaklının artık bu tercihinden dönmesi mümkün değildir.

3. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu kıdem tazminatının ödenmemesi üzerine davacı taraf dava dilekçesiyle tercih hakkını kullanmış ve dava konusu kıdem tazminatının TL üzerinden ödenmesini istemiştir. Her ne kadar davacı taraf, 30.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile kıdem tazminatı alacağının tamamını USD olarak arttırmış ise de ıslahın USD üzerinden yapılması, dava dilekçesindeki tercihten dönülmesi mümkün olmadığından geçerli değildir. Davacının dava dilekçesiyle tercih hakkını kullandığı, dava konusu kıdem tazminatı alacağını TL üzerinden ödenmesini istediği ve bu talebe değer verilerek Mahkemece kıdem tazminatının TL olarak hüküm altına alınmış olması yerinde olmuştur.

4. Diğer taraftan yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.

5. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece davadaki bir kısım taleplerin ... hukukunda hak düşürücü sürenin 3 ay olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetli ise de dava tarihinin 23.10.2017 olması ve davada kıdem ve ihbar tazminatının bir kısmı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücretlerinin yabancı hukukun uygulanması sonucunda reddedilmiş olması karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine bu reddedilen miktarlar nedeniyle vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi hakkaniyete aykırıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının, vekâlet ücretine ilişkin "Red edilen miktar üzerinden davalı yararına hesap edilen 43.105,21 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine," şeklindeki ve yargılama giderlerine ilişkin "Davacı tarafça sarf edilen 2.192,80 TL masraftan kabul ve red oranı göz önüne alınarak 457,49 TL masrafın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, diğer masrafların davacı üzerinde bırakılmasına," şeklindeki bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine, " Reddedilen miktar üzerinden davalı yararına hesap edilen 19.405,092 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ve "Davacı tarafça sarf edilen 2.192,80 TL masraftan kabul ve ret oranı göz önüne alınarak 1.453,80 TL masrafın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, diğer masrafların davacı üzerinde bırakılmasına" yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.