"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/4828 E., 2023/2323 K.
DAVA TARİHİ : 29.09.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/638 E., 2022/583 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... AŞ (TEİAŞ) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı TEİAŞ vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı TEİAŞ'a bağlı 13. Bölge Müdürlüğünde ihale ile özel güvenlik hizmet işini alan diğer davalı ... (Radar Şirketi) nezdinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacının Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası üyesi olduğunu, Yüksek Hakem Kurulunun 25.02.2021 tarihli ve 2021/60 Esas, 2021/140 Karar sayılı kararı ile; 15.11.2020-31.03.2021 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin işyerinde uygulanmasının karar altına alındığını, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin davacı hakkında uygulanmadığını ve davacının bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek ücret farkı, ikramiye, yakacak yardımı, silah tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücret farkı, çocuk yardımı, öğrenim yardımı ve fazla çalışma ücreti farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı TEİAŞ vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarak davacının, 13. Bölge Müdürlüğünde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen özel güvenlik hizmet alımı işininin yüklenicisi olan davalı Radar Şirketi ile imzalanan sözleşme kapsamında çalıştığını, toplu iş sözleşmesinin tarafının Güvenlik-İş Sendikası değil Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası olduğunu, davacının toplu iş sözleşmesi imzalandığı tarihte Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası üyesi olmadığını, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karar altına alınan toplu iş sözleşmesinden davacının faydalanmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dışı Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası tarafından Yüksek Hakem Kurulu kararına istinaden 56 kişilik üye listesi bildirildiğini ve bu 56 kişiye toplu iş sözleşmesinden kaynaklı kasım, aralık, ocak ve şubat dönemi için hak ediş ödemesi yapıldığını, yine mart ayı hak edişinden 126 kişinin tamamına sendikal haklara ait ödemelerin yapıldığını, davacının Sendikaya üye olduğuna veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden faydalandığına ilişkin Sendika tarafından herhangi bir bildirim yapılmadığını, tüm bu nedenlerle davacının toplu iş sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Radar Şirketi cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının sendika üyesi olduğunun veya dayanışma aidatı ödediğinin bildirilmediğini, davacının talep ettiği alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı TEİAŞ'ın asıl işveren diğer davalı Radar Şirketinin alt işveren olduğu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası gereğince davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı Radar Şirketi ile Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası arasında geçerli Yüksek Hakem Kurulunun 25.02.2021 tarihli ve 2021/60 Esas, 2021/140 Karar sayılı kararı ile; 15.11.2020 - 31.03.2021 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin bulunduğu, davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikasına Yüksek Hakem Kurulunun karar tarihinden önce üye olduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar TEİAŞ ve Radar Şirketi vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı TEİAŞ vekili istinaf dilekçesinde; toplu iş sözleşmesi yükümlülüklerinden diğer davalı Şirketin sorumlu olduğunu, dava dışı Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikasının müvekkili Teşekküle ait Bölge Müdürlüğüne bağlı işyerlerinin 01.11.2020 - 31.03.2021 tarihleri arasında güvenliğini sağlayan Radar Şirketi ile Bölge Müdürlüğünden, Yüksek Hakem Kurulu kararına istinaden toplu sözleşme farklarını talep ettiğini, yetkili Sendika olduğundan bahisle dava dışı Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikasının ilgili firmaya 56 kişilik üye listesi bildirdiğini, Radar Şirketinde kasım, aralık, ocak ve şubat dönemi için düzenlemiş olduğu hak edişe istinaden yalnızca 56 kişiye, mart ayında da yine hak edişe istinaden 126 kişinin tamamına müvekkili Teşekküle bağlı Bölge Müdürlüğü tarafından sendikal haklarına ait ödemelerin yapıldığını, davacının Sendika üyesi olduğuna ve dayanışma aidatı ödendiğine ilişkin belge sunulmadığını, alacaklar için herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşullarının oluşmadığını, davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin fahiş olduğunu, müvekkili lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Radar Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu alacaklardan müvekkili Şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu bu alacaklardan asıl işverenin sorumlu olduğunun göz ardı edildiğini, davacının müvekkili Şirketin değil diğer davalı Şirketin çalışanı olduğunu, davacının alacağının varlığı kabul edilse dahi bu kez yetkili sendikanın sorumluluğunun göz ardı edildiğini, 25.12.2020 tarihli Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yazısından anlaşılacağı üzere Öz Güven Sendikasının işyeri toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilendirildiğini, yapılan görüşmeler neticesinde Öz Güven Sendikası tarafından müvekkili Şirkete 56 kişinin isminin yer aldığı bir liste verildiğini ve bu kapsamda müvekkili Şirket tarafından liste dikkate alınarak ödeme yapıldığını, Sendika tarafından müvekkili Şirkete verilen listede davacının isminin bulunmadığını, davacının Sendika üyesi olduğuna ve dayanışma aidatı ödediğine ilişkin belge sunulmadığını, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmek için aranan kriterleri taşımadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yüksek Hakem Kurulunca 25.02.2021 tarihli ve 2021/60 Esas, 2021/140 Karar sayılı karar ile; Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası ve işveren adına yetkilendirilen Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında alınan karar uyarınca 15.11.2020-31.03.2021 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin karara bağlandığı, dosya içeriğinden davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı ilgili sendikaya imza tarihinde üye olduğu, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının isabetli bulunduğu, davacının üyelik durumunun bildirilmesine gerek bulunmadığı, dava konusu alacakların ödendiğinin ispat edilemediği, hükme esas alınan rapor uyarınca 28.02.2021 tarihine kadar hesap yapıldığı ve hükmedilen vekâlet ücreti tutarlarının da yasaya ve tarifeye uygun olduğu gerekçesiyle davalı TEİAŞ vekili ve davalı Radar Şirketi vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TEİAŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı TEİAŞ vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasında, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve talep edilen alacaklardan davalı TEİAŞ'ın sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (e) bendi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8 inci maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı TEİAŞ vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.