"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1770 E., 2023/3137 K.
DAVA TARİHİ : 27.04.2015
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 45. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/412 E., 2023/242 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.12.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; müvekkilinin 28.01.2013-26.04.2013 tarihleri arasında davalı Şirketin Libya işyerinde proje müdürü olarak çalıştığını, ücretinin 15.000,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, ücret alacağının ödenmemesi nedeniyle Şirketin Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) İl Müdürlüğüne şikayet edildiğini, İŞKUR raporunda davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğunun tespit edildiğini belirterek ihbar tazminatı ve ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalının işçisi olmadığını, taraflar arasında hiçbir hukuki veya fiili bağlantı bulunmadığını, davalı Şirket ile bağlantısı olmayan Libya'da At Tawabıc-Adua Trablus-Delta-Muderjat Ortaklık Grubuna ait şantiyede çalıştığını, davacının sunduğu e-posta yazışmalarının işçi işveren ilişkisi kurulduğunu göstermediğini, 15.000,00 USD ücret iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalının Libya'daki şantiyesinde 28.01.2013-24.04.2014 tarihleri arasında 2 ay 27 gün proje müdürü olarak çalıştığı, davacı tarafça aylık ücretinin 15.000,00 USD olduğunun iddia edildiği, emsal ücret araştırması yapılmasına rağmen yapılan araştırmada yurt dışında çalışan proje müdürünün emsal ücretinin bildirilemediği, dosya kapsamında hesaplamaya yarar Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri dışında davacının ücretine ilişkin herhangi bir delilin bulunmadığı, buna göre davacının aylık ücretinin brüt 7.300,48 USD olduğu, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin işveren tarafından ispat edilemediği, bu nedenle davacının ihbar tazminatı alacağının bulunduğu, dosya kapsamında davacının banka hesabına yapılan ödemeler dikkate alındığında ödenmeyen ücretinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; tanık E.G.'nin gerekçeli kararda bahsedildiğinin aksine davacı tarafın değil, davalı tarafın tanığı olduğunu, bu tanığın davacı tanığı olarak belirtilmesinin karara etkili olacak esaslı bir hata niteliğinde olduğunu, davacının aylık ücret miktarının TÜİK verilerine göre tespitinin hatalı olduğunu, nitekim davacının yurtdışında çalıştığını, davacının aylık 15.000,00 USD karşılığı çalıştığı hususunun tanık beyanları ve şirket iç yazışmaları ile sabit olduğunu, davalı Şirket tanığı E.G.'nin beyanının da bu doğrultuda olduğunu, bu konuda davacının isticvap da edildiğini, davacının meslek unvanı, meslekte geçirdiği süre, çalıştığı tarih aralığındaki ülke koşulları birlikte değerlendirildiğinde 15.000,00 USD ücretin fahiş olmadığını, davacının ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığı sonucuna varılmış ise de bu sonucun tanık anlatımları ve davacının açık beyanları karşısında hatalı bir değerlendirme olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; ihbar tazminatı alacak kalemi yönünden kararın gerekçesiz olduğunu, taraflar arasında iş ilişkisinin bulunmadığını, davacının davalı nezdinde çalıştığını iddia ettiği tarihlerde sigorta kayıtlarına göre başka bir şirkette çalıştığını, davalı tanığının davacı tarafça bilgileri olmaksızın 28.12.2021 tarihli duruşmada dinletilerek davacı tarafından yönlendirildiğini, ihbar tazminatı açısından kararın eksik ve yetersiz incelemeye dayalı olarak verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıya ait yurda giriş çıkış kayıtları, dosyaya sunulan davalı Şirkete ait muavin defter suretindeki davacıya yapılan 19.02.2013 ve 13.03.2013 (ayrıca 29.03.2013) tarihli ödemeler, dosya kapsamındaki e-posta yazışma içerikleri, davalı Şirket tarafından alınarak davacı adına ödemesi yapılan uçak biletleri ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı Şirket nezdinde 28.01.2013- 24.04.2013 tarihleri arasında çalıştığı, davacı tarafından yapılan işin niteliği, tanık anlatımları ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacının aylık ücret miktarına yönelik mahkeme kabulünün isabetli olduğu, ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığı, iş sözleşmesinin ihbar tazminatını hak etmeyecek şekilde sona erdiğinin davalı yanca ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının ücretin miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 401 inci maddesine göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı yahut işçinin gerçek ücret miktarı konusunda ihtilaf oluştuğu hâllerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
3. Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı işyerinde proje müdürü olarak çalıştığını ve ücretinin net 15.000,00 USD olduğunu beyan etmiş, davalı taraf ise davacının çalışanları olmadığını belirterek ücret miktarı bakımından açıklama yapmamıştır. İlk Derece Mahkemesince yapılan emsal ücret araştırmasında sendika ve kuruluşların yurtdışında çalışan proje müdürü bakımından emsal ücret bildirmedikleri, TÜİK tarafından emsal ücret bildirildiği, Mahkemece TÜİK verisi dikkate alınarak davacının ücretinin brüt 7.300,48 USD olduğu kabul edilmiştir. Davacı asıl Mahkemece alınan beyanında 15.000,00 USD ücret aldığını beyan etmiştir. Davacı tanığıda davacının 15.000,00 USD ücret aldığını beyan etmiştir. Davalı tanığı E.G. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesinde alınan beyanında "...Davacı ... bizim proje müdürümüz idi. Maliyet kontrol tablosunda gördüğüm kadarıyla davacının 15.000 Dolar maaşı vardı...." şeklinde beyanda bulunmuş Bölge Adliye Mahkemesinin bu tanığın tekrar dinlenmesi yönündeki kaldırma kararı sonrasında alınan beyanında "...davacının malileştirme (costkontrol) evrakında gördüğüm kadarı ile 15.000 USD ücret ile çalışması vardı,...davacının 15.000 USD ücret alması normal ücrettir, Libya'da savaş çıkmadan evvel de proje müdürü olan davacı 10.000 USD ücret alıyordu, savaştan sonraki işbu projede 15.000 USD ücret alması fahiş değildir, normaldir," şeklinde beyanda bulunmuştur. Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, davacının yaptığı işin niteliği ve tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının ücretinin net 15.000,00 USD olduğunun kabulü gereklidir. Hâl böyle olunca davacının ücreti 15.000,00 USD kabul edilerek dava konusu alacakların değerlendirilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.