"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1561 E., 2023/1791 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 43. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/610 E., 2023/137 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde hükmü gereği sürekli işçi kadrosuna atandığını ve atandıktan sonra da işveren tarafından veri giriş personeli ve sekreter olarak çalıştırılmasına rağmen 2021 yılının ... ayında temizlik görevlisi olarak görevlendirildiğini, bunun üzerine davalıya yaptığı başvuru ile vasıflı işte çalıştırılmasını talep ettiğini, davalı tarafından bu talep reddedilerek davacının temizlik işlerinde çalıştırılmak üzere görevlendirildiğini, bu görevlendirmenin işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin 29 uncu maddesinin (d) bendine aykırı olduğunu ileri sürerek dava konusu temizlik işinin (vasıfsız iş) yapılmasına dair görevlendirmenin iptali ile toplu iş sözleşmesinin 29 uncu maddesinin (d) bendi kapsamında vasıflı bir işte görevlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, yargı yolu itirazlarının bulunduğunu, 24.12.2017 tarihli ve 30280 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile alt işveren firma bünyesinde çalışan işçilerin kadroya geçişlerinin düzenlendiğini, davacının temizlik ihalesini alan firmaların uhdesinde çalıştığını, bu durumun davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kaydı ve ilgili firmaların ihale dokümanları incelendiğinde görüleceğini, davacının sonrasında kadroya geçiş işlemleri yapılırken temizlik kadrosuna geçişi sağlandığını, yani kişi hangi ihale kapsamındaki firmada istihdam edilmişse o paraleldeki kadrolara istihdam geçişi yapıldığını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, 696 sayılı KHK'nın 127 inci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü maddesindeki düzenleme uyarınca sadece kadroya geçiş işlemi yapılmadan önceki ihale sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri yürütmek üzere istihdam edilebileceği, buna göre toplu iş sözleşmesinin 29 uncu maddesi hükmünün, 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde karşısında uygulanabilirliğinin olmadığı, iddiaya göre davacının vasıflı işte çalışırken vasıfsız iş olan temizlik işçisi olarak görevlendirildiği, anılan toplu iş sözleşmesi incelendiğinde "vasıflı iş" veya "vasıfsız iş" tanımlarına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilin sürekli işçi kadrosuna alındığı tarihten itibaren vasıflı işte çalıştırılmasına rağmen temizlik personeli olarak görevlendirilmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'na ve toplu iş sözleşmesine aykırı olduğunu, karar gerekçesinde bahsi geçen KHK hükmünün, geçiş aşamasıyla ilgili olduğunu, somut uyuşmazlığa uygulanamayacağını, Anayasal hakların ve işçi lehine yorum ilkesinin ihlal edildiğini, vekâlet ücreti ve yargılama giderine ilişkin hükmün de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca, davacının, sadece sürekli işçi kadrosuna geçiş işlemi yapılmadan önceki ihale sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri yürütmek üzere istihdam edilmesinin mümkün olduğu, toplu iş sözleşmesinin 29 uncu maddesi hükmünün, 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi karşısında, davacı açısından uygulama imkânının bulunmadığı, davacının geçici şekilde farklı görevlerde çalıştırılmış olmasının varılan sonuca etkili olmadığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.10.2022 tarihli ve 2022/9178 Esas, 2022/12405 Karar sayılı ilâmının da bu yönde olduğu, buna göre davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, vekâlet ücreti ve yargılama giderine ilişkin hükmün de doğru olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesine tâbi davacının sürekli işçi kadrosuna geçtiği andan itibaren fiilen veri giriş personeli ve sekreter olarak çalıştığı hâlde 2021 yılında temizlik işinde görevlendirilmesinin toplu iş sözleşmesinin 29 uncu maddesine aykırı olduğunun tespiti istemidir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
2. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/D maddesi, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 madde.
3. Dairemizin 17.10.2022 tarihli ve 2022/9178 Esas, 2022/12405 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.