Logo

9. Hukuk Dairesi2023/17062 E. 2024/741 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, muvazaalı olduğu iddia edilen bir alt işveren şirkette ortak ve müdür olarak çalıştığı dönemde, asıl işverenden işçilik alacaklarını talep edip edemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, muvazaalı olduğu iddia edilen şirkette ortak ve müdür olarak çalışması ve önceki işverenden ayrılırken kıdem ve ihbar tazminatının ödenmiş olması, ayrıca alt işveren şirketteki gelirinin önceki işverendekinden daha fazla olduğu gözetilerek, davacının işçilik alacakları taleplerinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2122 E., 2023/936 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi

SAYISI : 2016/149 E., 2021/116 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin Marshall yardımcı işletmeler ve bakım şefliğinde 27.09.1989 işe giriş tarihi itibarıyla makine mühendisi olarak çalışmasını sürdürdüğünü, müvekkilinin 1990 işe giriş tarihli aynı bölümde makine mühendisi R.E. ve 1989 işe giriş tarihli elektrik mühendisi C.U. ile birlikte 2001 yılı Ekim ayında Şirket yetkililerince çağrılarak muvazaalı alt işveren firma kurulacağını, işçilerin bir kısmının çıkarılarak kurulacak alt işveren firmada çalışmaya devam edeceklerini ve aynı işlerin yapılmasına devam edileceğini, müvekkiline ve mühendis diğer arkadaşlarına kurulacak bu Şirkette hisse sahibi olmaları şartı ile işlerine devam edeceğinin söylendiğini, işlerini kaybetmek istemeyen müvekkilinin ve çalışma arkadaşlarının davalı Şirketçe muvazaalı olarak kurulan ... Bakım Teknik Hizm. San. ve Tic. Ltd. Şti.nde (... Bakım Ltd. Şti.) hissedar olarak gözükmeye ... göstermek zorunda kaldıklarını, müvekkilinin 1990 işe giriş tarihinden ... sözleşmesinin haksız olarak fesih edildiği 05.10.2011 tarihine kadar aralıksız ve kesintisiz olarak davalı Şirketin yardımcı işletmeler ve bakım şefliğinde çalışmasını sürdürdüğünü, müvekkilinin muvazaalı olarak kurulan Şirkete geçmeden önce davalı tarafça ödenen her yıl brüt 4 ücret tutarında ikramiye, her yıl 3,500,00 TL tutarında sosyal paket ödemesi, aylık aile yardımı ödemesi, aylık çocuk sayısı dikkate alınarak çocuk yardım ödemesi, her yıl ödenen yıl sonu primi, 5 yılda bir ödenen kıdem teşvik primi, fazla çalışma ödemesi, yıllık izin ücreti, evlenme, doğum ve ölüm yardımları vb. ödemelerden mahrum bırakıldığını, davalı Şirketçe 2001 tarihinde muvazaalı olarak geçirilen 2011 tarihindeki kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin ... sözleşmesinin fesih tarihinde alınan brüt ücret farkı dikkate alınarak farkının da ödenmesi gerektiğini iddia ederek kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı farkı, ikramiye alacağı, yıl sonu prim ücreti, aile yardımı, çocuk yardımı, sosyal paket alacağı, yıllık izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının kendi kendine ... sözleşmesi imzalayarak kendisine haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, davacının ortağı müdürü ve temsilcisi olduğu Şirket eğer muvazaalı bir işleme taraf olmuşsa muvazaanın tarafı olan davacının bu iddiaya dayanamayacağını, davacının işçi olduğunu ve aylık 27.275,00 TL geliri olduğunu ileri sürdüğünü, davacının müvekkili Şirket bünyesinde çalışması durumunda aylık aldığı ücretten fazlasını kazanmasının mümkün olmadığını, bir an için muvazaa iddiası gerçek görülse bile davacının gerçekte aldığı ücret dava dilekçesinde beyan ettiğinin altında ise bu davadaki taleplerinin gerçek ücreti üzerinden değerlendirmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi bir ücret almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının müvekkili Şirket nezdindeki çalışması sonlandığında kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini, fark alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 15.01.2019 tarihli ve 2018/251 Esas, 2019/49 Karar ... ilâmı ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 04.03.2021 tarihli ve 2019/3377 Esas, 2021/5564 Karar ... ilâmı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıya ait işyerinde ilk olarak yardımcı işletmeler ve bakım şefliğinde 27.09.1989 işe giriş tarihi itibarıyla makine mühendisi olarak çalışmaya başladığı, bu çalışmasının 14.11.2001 tarihine kadar devam ettiği, bu tarihte ... sözleşmesinin sonlandırıldığı, bu çalışma dönemine ait tüm işçilik hak ve alacakları yönünden herhangi bir talebinin olmadığı, bu hususta taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, bu tarihte davacı ile birlikte iki arkadaşının kurduğu Şirketin ... Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre 20.11.2001 tarihinde tescil edildiği, Şirket ortaklarının C.U, R.E. ile davacı olduğu, R.E. ile davacının Şirket müdürü olarak Şirketi temsil ve ilzam yetkisinin olduğu, davalı işyerinin makine bakım işlerinin bu Şirket kurulmadan önce dava dışı bir başka Şirket tarafından yapıldığı, emsal mahiyetteki ... 5. ... Mahkemesinin 2016/120 Esas, 2018/343 Karar ... dosyasındaki davacının isticvabı ve dinlenen tanık beyanlarına göre; işçilik ücretleri, vergi, sigorta gibi işletme giderleri düşüldükten sonra kalan bakiyenin davacının kurduğu Şirketin ortakları ile davalı işyeri yetkilileri arasında pay edildiği; davacının payı haricinde davalı Şirkette çalışıyormuş gibi ücretini de tam olarak tahsil ettiği, ücretinin haricinde ayrıca kâr payı aldığı, dolayısıyla davacının artık bir çalışan olmadığı, her ne kadar davacının kurduğu Şirketin işçilerinin açmış olduğu davalarda muvazaa tespit edilmiş olduğu ve davanın kabulüne karar verildiği ve verilen kararların Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini iddia edilmiş ise de, bu davaların Şirket ortaklarını kapsamadığı, ayrıca Yargıtay kararları gereğince de kişinin kendi muvazaasına dayanmasının hukuken mümkün olamayacağı, bu durumun hukukun temel ilkelerine de aykırılık oluşturacağı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçeleriyle dava reddedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesinde ve 29.05.2015 tarihinde sunulan delil dilekçelerinde belirtilen delillerin yargılama aşamasında dikkate alınmadığını, müvekkilinin davalı tarafın iddia ettiği şekilde gerçek anlamda Şirket ortağı ise davalı taraftan yapılacak ... ve sözleşmeler ile ilgili onay ve ... alma gereği duymaması gerekeceğini, davacının Şirket kazancından kar payı aldığının tespit edilemediğini, eksik ve yetersiz inceleme ile verilen kararı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, gerekçeli kararda müvekkilinin ücretinin 27.275,00 TL brüt ücret (17.283,50 TL net ücret) olamayacağı belirtilmekte olup gerek yargılama aşamasında araştırılması yapılan emsal çalışan işçi ücretleri gerekse müvekkilinin davalı taraf işyerindeki 21 yıllık çalışma süresi dikkate alındığında; makul bir ücret olduğunun sabit olduğunu, davalı taraf lehine yargılama giderlerinde hata yapıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, 27.09.1989-14.11.2001 tarihleri arasında Marshall Boya ve Vernik AŞ'de, 15.11.2001-22.12.2001 tarihleri arasında ... Makine .... Hiz. Ltd. Şti.nde (... Ltd. Şti.), 22.12.2001-31.05.2002 tarihleri arasında ... Bakım Ltd. Şti.nde, 08.05.2004-08.11.2011 tarihleri arasında yine ... Bakım Ltd. Şti.nde çalıştığı, davacının ... Bakım Ltd. Şti.nin üç kurucu ortağından biri ve aynı zamanda diğer kurucu ortak R. E. ile birlikte imzaya yetkili müdür pozisyonunda görev yaptığı, üniversite mezunu olduğu, uzun yıllar A. B. Ltd. Şti.nden ciddi rakamlara ulaşan miktarlarda kâr payı aldığı, irade fesadı iddiasını ispatlayamadığı, davacının önceki Şirkette elde ettiği gelirden çok daha fazlasını Şirket ortağı olarak kazandığını, gelirinde artış olduğu, davacının emsali olan R.E'nin ... 5. ... Mahkemesinin 2016/120 Esas, 2018/343 Karar ... kararı ile açmış olduğu davanın reddine karar verildiği ve bu kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 15.01.2019 tarihli ve 2018/251 Esas, 2019/49 Karar ... ilâmı ile; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 04.03.2021 tarihli ve 2019/3377 Esas, 2021/5564 Karar ... ilâmının kesinleştiği, davacının dava dilekçesi ile ıslah dilekçesindeki talepleri dikkate alındığında yargılama giderlerinin doğru tespit edildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; yargılama giderleri dışındaki istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının muvazaaya dayanıp dayanamayacağı, daha önce Marshall Şirketinde faydalandığı hak ve alacakları talep edip edemeyeceği, ayrıca Marshall Şirketinden ayrılırken ödenen kıdem ve ihbar tazminatının son Şirketteki ücreti üzerinden hesaplanması gerekip gerekmediği, fark kıdem ve ihbar tazminatı alacağı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 ... Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6098 ... ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.