"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1387 E., 2023/1095 K.
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2018/587 E., 2022/111 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı Bakanlık vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı Bakanlık vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 12.02.2016 başlangıç tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesiyle asıl işveren davalının işyerinde dava dışı ortaklıkların işçisi olarak sözde hizmet alım sözleşmesiyle, özü bakımından bütünüyle işçi temini niteliğindeki sözleşmeler ile radyoloji teknikeri olarak çalışırken taraflar arasındaki iş sözleşmesinin, ihale süresinin bitimi gerekçe gösterilerek 17.05.2017 tarihinde haksız olarak feshedildiğini iddia ederek davacının davalı İdare işçisi sayılmasına ve toplu iş sözleşmelerinde tanınan tüm sosyal haklar ile fark ücret alacağı, kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık ücretli izin, fark fazla çalışma alacağı, fark ulusal bayram ile genel tatil ücreti ve şua izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Bakanlık vekili; hizmet alım sözleşmelerinin hukuka uygun şekilde kurulduğunu ve muvazaa bulunmadığını, davacının talep ettiği alacaklara hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ... ile dâhili davalı Şirketler arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu ve davacının ilk işe giriş tarihinden itibaren davalı ... Bakanlığının işçisi olduğu yönündeki tespit talebinin reddine, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark ücret alacağı talebi ve muvazaa iddiasına dayalı sair istemlerinin reddine, diğer taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Bakanlık vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlamak ve faiz başlangıç tarihlerinin hatalı belirlendiğini ileri sürmek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı Bakanlık vekili, cevap dilekçesindeki savunmaları tekrarlamak ve ayrıca hükmedilen faiz türlerinin de hatalı olduğunu belirtmek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının şua izni alacağına dair hatalı hüküm kurulduğu ve usul hukukunda gerçek veya tüzel kişilerin sonradan davaya dâhil edilerek taraf hâline getirilmesine imkân sağlayan bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle davalı olarak gösterilen Şirket hakkında usulüne uygun şekilde açılmış dava bulunmadığından, Şirket hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Bakanlık vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf başvuru nedenleri tekrarlamak suretiyle ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden; temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığına ve buna bağlı olarak davacının davalının işçisi sayılıp sayılamayacağına, muvazaa iddiasına dayalı olarak toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacak taleplerinin varlığı ile hüküm altına alınan alacaklar yönünden faiz başlangıç tarihlerine ve vekâlet ücretine dairdir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 17, 41, 44 ve 47 nci maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi.
3. 3153 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri, Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname'nin 24 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Sözkonusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde, dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir.
3. Davacı tarafından, hükmedilen alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz uygulanması talep edilmesine rağmen, temerrüt oluşturan arabuluculuk son tutanak tarihi yerine dava ve ıslah tarihleri esas alınarak faiz uygulanması ve davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilirken Mahkemece indirim yapılan tutarların da dikkate alınması hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalı ... Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin altı, yedi, sekiz ve dokuzuncu alt bentlerinde yer alan "10,00 TL’sinin dava tarihi olan 24/10/2018 tarihinden, bakiye kısmının ise talep artırım tarihi olan 03/01/2022" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerlerine "arabuluculuk son tutanak" ibaresinin yazılması;
Hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin on altıncı alt bendinde yer alan "1.514,32" rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine "957,48" rakamlarının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.