"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli ve 2017/220 Esas, 2018/575 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.....2021 tarihli ve 2019/655 Esas, 2021/966 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Alacağın bir kısmının dava edilmesi hâlinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Dosya içeriğine göre kararı temyiz eden davacı yönünden reddedilen işsizlik ödeneği alacağı ve kötüniyet tazminatının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'yi geçemeyeceği, yine bir diğer temyize gelen ... aleyhine kabul edilen bir tutar bulunmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçelerinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı Şirket vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı Şirkete ait işyerinde 23.....2015 tarihinde çalışmaya başladığını ve ... sözleşmesinin sona erdirildiği 12.12.2016 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, ... sözleşmesinin işverence sona erdirilmesi sırasında davacıya hiçbir açıklama yapılmadığını ve yazılı veya sözlü hiçbir savunma beyanı alınmadığını, ... sözleşmesinin feshi sırasında davacıya herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi işten çıkarılmayla alakalı işverenin, davacının ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hâllerden birisini işlemesi sebebiyle işten çıkarıldığını ilgili kurumlara bildirdiğini, işten çıkarılma sebebi olarak gösterilen durum nedeniyle davacının ... bulmakta zorlandığını, davacının işten çıkarılma sebebinin düzeltilmesi ve ilgili kurumlara gerekli bildirimlerin yapılmasını gerektiğini beyan ederek manevi tazminat ve işsizlik ücreti kaynaklı aylık ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Şirket vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesine son verilmesine sebep olan davranışlarının işverene hakaret içeren ifadelerde bulunması ve işyerine ait bir kısım materyali yere fırlatarak zarar vermesi olduğunu, bu davranışlar üzerine ... sözleşmesinin yasal süresi içinde derhal feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davanın işçi ve işveren Şirket arasındaki ... sözleşmesinin feshine ilişkin olduğunu, davalı Bakanlığın ... sözleşmesinin feshiyle herhangi bir ilgisi bulunmadığını, fesih bildirimiyle ilgili kurum kaydından bahsedilirken de Sosyal Güvenlik Kurumundaki kaydın kastedildiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla Bakanlığın bu davada taraf sıfatı bulunmadığından davanın husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... sözleşmesinin fesih sebebini belirten kaydın düzeltilmesi talebinin hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, kötüniyetli feshe dayanan tazminat talebi yönünden esastan reddine ve işsizlik ücreti kaynaklı maddi tazminat talebi yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilin işsizlik ücreti için Kuruma yaptığı başvurunun, Kurum tarafından ... sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesi sonucunda işlenen kod 29 kaydı nedeniyle reddedildiğini, bu nedenle kod 29 kaydının düzeltilmesi talebinde hukuki yararın bulunduğunu, müvekkili hakkında, davalı işveren tarafından sırf işsizlik ücreti almasını engellemek ve gelecekteki ... hayatına zarar vermek maksadıyla, dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde haksız fesih yapıldığını, kötüniyet tazminatına ilişkin şartlar oluştuğu hâlde müvekkilinin bu talebinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, talebin husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında "... dinlenen davacı tanıklarının feshe ilişkin bilgilerinin bulunmadığı, davalı tanıklarının anlatımlarına göre ise davacının davalı ... yerinde işveren ile tartışması akabinde ... akdinin feshedildiği, öyle ki davalı tanıklarının anlatımları nazara alındığında ... akdinin 4857 sayılı Yasa'nın 25. maddesinde düzenlenen ve işverene derhal ve haklı nedenle fesih hakkı tanıyan hallerden birine dayanmaksızın feshedildiği ve bu şekilde feshin haksız olduğunun sabit olduğu..." şeklinde bir tespit yapıldığı, davalı tarafça bu tespite karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığı, bu tespitin işveren açısından kesinleştiği, işveren feshinin haklı nedene dayanmadığı, işverence çıkış kodunun 29 olarak bildirilmesinin hatalı olduğu, davacının işten ayrılış kodunun "Kod 4 (Belirsiz süreli ... sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi)" olarak düzeltilmesi gerektiği, işsizlik ödeneği tazminatı davasının husumet yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, her haksız feshin kötüniyetli fesih olmadığı, davacı işçi tarafından davalının fesih hakkını açıkça kötüye kullandığı hususunun ise ispatlanamadığı, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde dosya kapsamı itibarıyla isabetsizlik bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Şirket vekili; İlk Derece Mahkemesi kararı lehlerine olduğundan istinaf yoluna başvurmadıklarını, hukukumuzda gerekçenin değil hükmün bağlayıcı olduğunu, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ... sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve işverence Kuruma bildirilen işten ayrılış kodunun düzeltilip düzeltilemeyeceği hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Dairemizin 26.09.2022 tarihli, 2022/8185 Esas, 2022/10424 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacı ... Davalı Bakanlık Temyizi Yönünden
Davacı ... davalı Bakanlık vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
B. Davalı ... Gıda Mak. San. Tic. Ltd. Şti. Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.