Logo

9. Hukuk Dairesi2023/1784 E. 2023/6782 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmayacağı ve davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklarının olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava dilekçesinde dava türünü belirtmemesi ve ıslah dilekçesindeki belirsiz alacak davası iddiasının hukuki yararının bulunmaması, ayrıca toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının da ispatlanamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen miktarın kesinlik sınırı altında kaldığı gerekçesi ile miktardan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 22.12.2022 tarihli ek karar ile davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davalı vekilinin ek karara ilişkin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Temyiz istemi, temyiz konusu miktar veya değerin kesinlik sınırının altında olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ek kararına ilişkindir.

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 1.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu ek kararın onanması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilli tarafından da temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.05.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ... ile davalı vekili Avukat ... ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 15.02.1988 tarihinde Brüksel Büro Temsilciliğinde foto muhabiri olarak çalışmaya başladığını, çalışma süresi zarfında birden fazla ... sözleşmesinin düzenlendiğini, çalışmalarının aralıksız olarak devam ettiğini, emekliliğe zorlandığını, fazla çalışmalarının ödenmediğini, yıllık izinlerinin de kullandırılmadığını, toplu ... sözleşmesinden kaynaklı bazı haklarının da ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin alacağı ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, ....07.2010 tarihinde tüm alacaklarını ... davacının 1 yıl içerisinde dava açmadığını, davacının kendi isteği ile emekli olmak üzere başvuru yaptığını, talebin kabul edilmesi ile birlikte tüm hak ve alacaklarının kendisine ödendiğini, karşılıklı mutabakata binaen davacıya 361.397,38 TL ödeme yapıldığını, davacının ödenmeyen herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmi dava olarak kabul edildiği, davacı tarafça 22.12.2020 tarihli ıslah dilekçesine davalı tarafın süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğu, taleplerin ıslah tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığı, bu nedenle fazla çalışma, ... ... ve genel tatil, yıllık izin, yıllık ikramiye alacağı, yabancı dil zammı ile kıdem tazminatı alacağının zamanaşımına uğramayan kısmının hüküm altına alınması gerektiği, fazlaya ilişkin taleplerinin ise reddine karar verilmesi gerektiği, her ne kadar dava dilekçesinde açıkça ... ... ve genel tatil alacağından bahsedilmemiş ise de fazla çalışma alacağı içerisinde talep edildiği değerlendirilerek hüküm altına alındığı, davacı tarafın diğer taleplerinin yargılama süreci ve tüm dosya kapsamı ile ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, bu şekilde açılmasında hukuki yararı bulunduğunu, hizmet tespiti davasının sonucunun beklendiğini, davacının toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğini, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; ispatlanmadığı hâlde hükme esas alınan bilirkişi raporunda 5 adet yabancı dil için hesaplanan yabancı dil tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının yabancı dil sınavı sonuç belgesini sunmadığını, davacının ... ... ve genel tatil alacağı talebinde bulunmadığını, bu nedenle talep edilmeyen alacak hakkında karar verilmesinin hatalı olduğunu, ıslah dilekçesi ile de ... bir talepte bulunamayacağını, kaldı ki ıslah dilekçesi ile talep edildiği kabul edilmiş olması durumunda ıslaha karşı zamanaşımı def'i nedeniyle davacının ... ... ve genel tatil alacak talebinin tümünün reddedilmesi gerektiğini, haber saatleri dikkate alınarak çalışma saatlerinin belirlenmesinin ve fazla çalışma hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, faiz türünün hatalı olduğunu, davacının ikramiye alacağının bulunmadığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, kullanmadığı izinlerinin ücretinin ödendiğini, davacının kıdem tazminatının ödendiğini, müvekkili lehine hükmedilen vekâlet ücretinde reddedilen miktarın hatalı alındığını, dava dilekçesi ile talep edilip reddedilen miktarların da dikkate alınması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın 24.10.2011 tarihinde açıldığı, 6100 sayılı Kanun'un 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği, davacının dava dilekçesinde dava türünü belirtmediği fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak alacaklarını ... ... sıralamak suretiyle davalıdan tahsilini talep ettiği, Yargıtay emsal içtihatları uyarınca dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak açılması hâlinde dava türünün ne olduğunun belirtilmesi gerektiği, bu nedenle davacının ıslah dilekçesinde tespit davasının ... sürmesi nedeniyle davasının belirsiz alacak davası olarak kabulünde hukuki yararı bulunduğu ya da davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı yönündeki iddiasına itibar edilmemesinde bir aykırılık görülmediği, dava ve ıslah dilekçelerine karşı yasal süresinde ileri sürülen zamanaşımı def'ilerinin dikkate alınmasının isabetli olduğu, davacının sendika üyeliğinin 20.01.2010 tarihinde kabul edildiği, bu tarihten önce sendika üyeliği bulunmadığı ve dayanışma aidatı da ödemediği, belirtilen nedenle davacının 20.01.2010 tarihinden itibaren davalı işyerinde yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden davalı işveren tarafından ücret bordroları ile yararlandırıldığının tespit edildiği, davacının ücret bordroları ile ödenen dışında toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan dava konusu yaptığı alacağı bulunduğunun bilirkişi raporu ile tespit edilmediğinden hüküm altına alınmamasında bir aykırılık bulunmadığı, davada davalı aleyhine hüküm kurulan miktar 1.000,00 TL olup davacının geri kalan talebinin zamanaşımına uğradığı ve sübut bulmadığı yönünde karar verildiği, bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine karar verildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmayacağı ve davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Bölge Adliye Mahkemesince verilen 22.12.2022 tarihli ek kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.