"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/42 E., 2022/330 K.
DAVA TARİHİ : 02.03.2016
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davası sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Vakıf yetkilisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 01.10.1996 tarihinde kamu işçisi statüsünde belirsiz süreli ... sözleşmesiyle ve işçi sıfatıyla davalı Vakıfta çalışmaya başladığını ve hiç ara vermeden çalışmaya devam ettiğini, müvekkilinin çalıştığı Vakfın bir kamu kurumu niteliğinde olduğunu, başkanının ise ilçe kaymakamı olduğunu, müvekkilinin 01.10.1996 tarihinden dava tarihine kadar 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 1 inci maddesi hükmüne rağmen kendisine ilave tediye alacağı ödenmediğini ileri sürerek ödenmeyen ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Havran Sosyal yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği ilave tediye alacağının tahsiline ilişkin olarak Fon Kurulunun 18.12.2015 tarih ve 7 sayılı kararı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Personelinin Norm Kadro Standartları, ... Tanımları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar'ın 11 nci maddesinde düzenleme yapılarak ikramiye ödenmesi konulu maddenin "... personele her yıl Ocak - Temmuz aylarında ödenen ikramiyeler ilave tediye niteliğinde olup personele ayrıca ilave tediye ödemesi yapılmaz." şeklinde değiştirildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan emsal kararların bağlayıcılığının olmadığını, davacı ile davalı Vakıf arasında 14.05.2012 tarihinde imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin 3 üncü maddesinde yer alan "... personele bu ikramiyeler dışında mütevelli heyetince teşvik amaçlı olarak her ne ad altında olursa olsun ayni ve nakdi ödeme yapılamaz." hükmü gereğince davacının talebinin Vakıf tarafından reddedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.05.2016 tarihli ve 2016/153 Esas, 2016/306 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar davacı vekilince zamanaşımı def'inin dikkate alınmaması talep edilmiş ise de dava konusu alacağın 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 147 nci maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğu ve süresi içerisinde cevap dilekçesi sunan davalının cevap dilekçesini ıslah etmek suretiyle zamanaşımı def'inde bulunduğunun anlaşıldığı, konuya ilişkin yerleşik içtihatlar uyarınca bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, davalının zamanaşımı def'inin kabulüne uygun olarak düzenlenmiş seçeneğe göre yapılan hesaplama yönünden bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilerek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Vakıf tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 26.....2019 tarihli ve 2019/4897 Esas, 2019/14296 Karar sayılı ilâmı ile; davacının tüm davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, il ve ilçelerde 3294 sayılı Kanun uyarınca kurulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının Devlete bağlı, 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan işyerlerinden olduğu ve 21.07.2017 tarihli ve 30130 sayılı Resmâ Gazete'de yayımlanan 09.....2017 tarihli ve 2016/3 Esas, 217/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın ilave tediye alacağına ilişkin olarak olumsuz bir etkisinin olmadığının anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının ilave tediye ücretinin hesaplandığının anlaşıldığı, oysaki davalı işverenlikçe Fon Kurulu tarafından 2015 yılından itibaren ilave tediye niteliğinde iki ücret tutarında ikramiye ödenmesine karar verildiğinin savunulduğu; yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda da toplu ... sözleşmesi ile kararlaştırılan ikramiye ödemeleri ile birlikte taraflar arasında yapılan ... sözleşmesinde her yıl ocak ve temmuz aylarında birer sözleşme ücreti tutarında ödenmesi kararlaştırılan ikramiyelerin de niteliği itibarıyla akdi ikramiye olarak kabul edildiğinden hesaplamaya esas alınmadığı, 6772 sayılı Kanun'un 1 inci ve ek 1 inci maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında bir aylık ücret tutarında olmak üzere yılda dört defa ikramiye ödemesi bulunması durumunda davacının ilave tediye alacağı olamayacağı, ikramiye ödemeleriyle ilave tediye ücretinin de ödendiğinin kabul edilmesinin gerektiği, bu durumda davacıya ikramiye ve ilave tediye alacağı adı altında yapılan tüm ödeme belgelerinin incelenmesi ile öncelikle yılda dört defa ikramiye ödemesi ile 2015 yılı Fon Kurulu kararına istinaden ilave tediye niteliğinde bir ikramiye ödemesinin yapılıp yapılmadığının saptanması; şayet bu şekilde bir ödeme yapıldığı saptanıyorsa ilgili yıllara ilişkin ilave tediye alacağının reddedilmesinin gerektiği, kararın bu yönüyle denetime elverişli olmadığı gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.05.2021 tarihli ve 2020/510 Esas, 2021/141 Karar sayılı kararıyla; davacının dava dilekçesi ile 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye alacaklarının tahsilini talep ettiği somut olayda 6772 sayılı Kanun ve 3294 sayılı Kanun kapsamındaki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının kamuya bağlı ve kamu yetkilerini kullanan bir kuruluş olduğu, özel hukuk hükümlerine tâbi olmasının ilave tediye ücreti ödenmesine engel teşkil etmeyeceği, bozma ilâmında belirtildiği üzere 6772 sayılı Kanun'un 1 inci ve ek 1 inci maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında bir aylık ücret tutarında olmak üzere yılda dört defa ikramiye ödemesi bulunması durumunda davacının ilave tediye alacağının olamayacağı, ilave tediye niteliğinde bir ikramiye ödemesi yapılıp yapılmadığının tespiti için bozma ilâmı doğrultusunda dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, alanında uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunun bilimsel, objektif ve denetimsel hüküm kurmaya elverişli olduğu, Havran Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfından celp edilen yazı ile davacıya ilave tediye altında herhangi bir ödeme yapılmadığının belirtildiği, dosyada mevcut ödemelerin tetkik edilmesi neticesinde davacıya yılda iki kez ikramiye ödemesi yapıldığı anlaşıldığından davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Vakıf yetkilisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.09.2021 tarihli ve 2021/8937 Esas, 202113107 Karar sayılı ilâmı ile; davacıya ocak ve temmuz aylarında ikramiye adı altında yapılan ödemenin, ilave tediye niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, her ne kadar bozma ilâmında söz konusu Esaslar'a değinilmemiş ise de bu olgunun maddi hata niteliğinde olduğu, bu durumda dava konusu uyuşmazlık dönemini kapsayan Esaslar'daki ilgili düzenleme dikkate alınarak ilave tediye alacağı hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
3. Davacı vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması ve Mahkemece talebin reddedilmesi üzerine Dairemizin 26.01.2021 tarihli ve 2021/8937 Esas, 2021/13107 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme mahiyetindeki talebin reddine dair karar tesisinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozularak ortadan kaldırılmasına, 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, ... mahkemelerince verilen kararları hakkında da uygulanacağı ve 6100 sayılı Kanun'da ise karar düzeltme kanun yolu düzenlemesine yer verilmediği gerekçesiyle karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı Vakfa bağlı olarak 01.10.1996 tarihinde vakıf müdürü olarak çalışmaya başladığı, davalı Vakfın niteliği itibarıyla kamu kurumu vasfı taşıdığı, dosyaya sunulan belgelerden ilave tediye adı altında bir ödeme yapılmadığı, davacıya çalıştığı süre boyunca bir aylık ücreti tutarında olmak üzere her yıl 2 defa ikramiye ödemesi yapıldığı, 6772 sayılı Kanun'un 1 inci ve ek 1 inci maddeleri gereğince bir aylık ücret tutarında olmak üzere yılda dört defa ikramiye ödemesi yapılmadığı gerekçesiyle bilirkişi raporu ile hesaplanan ilave tediye alacağı hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Vakıf temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Vakıf temyiz başvurusunda; Fon Kurulunun 18.12.2015 tarihli ve 7 sayılı kararı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Personelinin Norm Kadro Standartları, ... Tanımları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar'ın 11 inci maddesinde düzenleme yapılarak ikramiye ödemesi konulu maddenin "Personele her yıl Ocak-Temmuz aylarında ödenen ikramiyeler ilave tediye niteliğinde olup personele ayrıca ilave tediye ödemesi yapılmaz. ...” olarak değiştirildiğini, değişikliğin mevzuat hükümlerine uygun olarak yapıldığını, söz konusu düzenleme gereği davacının talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazlar dikkate alınmadan eksik incelemeye dayanan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, davacının davalı Vakıfla imzalamış olduğu belirsiz süreli ... sözleşmesinin 13 üncü maddesinde "Personele bu ikramiyeler dışında Mütevelli Heyetince teşvik amaçlı olarak her ne ad altında olursa olsun ayni ve nakdi ödeme yapılamaz." hükmünün yer aldığını ve bu sebeple davanın reddi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfında çalışan davacının ilave tediyeden yararlanıp yaralanamayacağı ve bozma ilâmına uyulmakla oluşan usule ilişkin kazanılmış haklara riayet edilip edilmediği konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6772 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi.
3. Dairemizin 29.....2022 tarihli ve 2022/7746 Esas, 2022/8494 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin yerleşik ilke şu şekilde vurgulanmıştır:
" ...
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) 'usuli kazanılmış hak' kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
..."
4. Dairemizin 30.09.2020 tarihli ve 2020/2392 Esas, 2020/9942 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemiz uygulamasına göre sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları özel hukuk tüzel kişisi olup 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan işyerlerinden değildir. Bu nedenle davalı Vakıf bünyesinde çalışan davacı işçinin 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye alacağına hak kazanması mümkün değil ise de Mahkemece Dairemizin 28.09.2021 tarihli ve 2021/8937 Esas, 202113107 Karar sayılı ilâmına uyularak hüküm kurulmuş olup bozmaya uyulmakla davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edilemeyeceği dikkate alınarak inceleme yapılması gerekmiştir.
3. Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 28.09.2021 tarihli ve 2021/8937 Esas, 202113107 Karar sayılı ilâmı ile; "... davacıya ocak ve temmuz aylarında ikramiye adı altında yapılan ödemenin, ilave tediye niteliğinde olduğunun kabul edilmelisi gerektiği ..." hususu bozmaya konu edilmiştir. Mahkemece, bozma ilâmına uyulmasına ve davacıya 2015 yılından itibaren davalı Vakfın Fon Kurulu kararıyla ödenen ikramiye alacaklarını ayrı bir alacak kalemi olarak değerlendirilip ikramiye alacağının ödendiği olgusunun sübut bulmasına rağmen, ayrıca ilave tediye alacağına hükmedilmesi isabetsizdir.
4. Dairemiz bozma ilâmında belirtilen hususlar dikkate alınarak düzenlenen 31.01.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacıya 2008 yılı Temmuz ayından itibaren ocak ve temmuz aylarında olmak üzere yılda iki defa ikramiye ödemesi yapıldığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu ödemeler dikkate alınmadan yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde alacağın hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5. Diğer taraftan, eldeki davaya konu uyuşmazlıkta davalı, ayrı hükmi şahsiyeti bulunan Havran Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı olup karar başlığında davalı unvanının genel bir ifadeyle ve hükmün infazında tereddüt yaratır mahiyette, "Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı" şeklinde yazılması da doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.