"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Somut uyuşmazlıkta 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin eksik ödendiği iddiasına bağlı fark alacak taleplerinin reddine karar verildiği, hüküm altına alınan alacakların ise davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacının alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli ... sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu; ayrıca davacının çocuk bakım personeli olması sebebiyle 24 saat çalışma, 48 saat dinlenme esasına dayalı olarak görev yaptığını, işverenin talimatı ile özellikle yaz aylarında çocuklarla birlikte şehir dışına giderek bir hafta on ... kadar şehir dışında kaldığını, ancak söz konusu çalışmalarının karşılığının da eksik ödendiğini ileri sürerek ücret farkı, ikramiye ve ilave tediye farkı alacakları ile fazla çalışma ücreti ve görev parası alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının çalıştığı işyerinin ev tipi sosyal hizmet birimi olması ve 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki istisnalar arasında yer almasından dolayı ... Mahkemesinin görevli olmadığını, davacıya 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücreti ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu ... Sözleşmesi Hükümleri doğrultusunda tüm alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ... Sağlık İşçileri Sendikasına 27.02.2015 tarihinde üye olduğu, 01.01.2015-31.03.2018 tarihleri arasında davalı nezdinde alt işveren işçisi olarak kesintisiz çalıştığı, 01.04.2018 tarihinde 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçtiği ve dava tarihi itibarıyla da çalışmaya devam ettiği, kadroya geçmeden evvel davacının istihdam edildiği ihale şartnamesinde bakım personeli olarak çalışan yüksekokul mezunlarına asgari ücretin %65 fazlası ücret ödeneceğinin düzenlendiği, bu ücretin ödendiği; ancak kadroya geçiş sonrası esas alınacak toplu ... sözleşmesi hükümleri gözetildiğinde davacının ödenmeyen ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğu; ayrıca 01.04.2018 tarihinden itibaren fazla çalışma ücretinin ilgili toplu ... sözleşmesindeki düzenleme uyarınca %60 zamlı ödenmesi gerekirken bu hususun göz önünde bulundurulmadığı ve davalı işverenin beyanı ile ... olduğu üzere 16-22 Temmuz 2018 tarihleri arasında yaz tatilinde şehir dışı görevlendirilmesine rağmen davacıya görev parası alacağının ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, davacının çalıştığı yerin ev tipi sosyal hizmet birimi olduğunu, bu sebeple davacının 4857 sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacıya 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücreti ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu ... Sözleşmesi Hükümleri doğrultusunda fark ücret alacağı, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının ödendiğini, davacı ile yapılan ... ... sözleşmesinde ve ilgili toplu ... sözleşmesinde davacıya yol parası ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmadığını, varsa bile kurumca yapılan ödemelerin süreklilik arz etmediğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, fazla çalışma ücreti alacağından uygun oranda indirim yapılmamasının da hatalı olduğunu, alacaklara işletilen faiz başlangıç tarihinin ve faiz oranının doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ile davacı arasında imzalanan bir ... ... sözleşmesi bulunmadığı, davacının ücretinin 2018 yılı asgari ücretinin hizmet alım sözleşmelerinde yer ... oranına göre belirlendiği, 2018 yılı birinci ve ikinci dönem ücret artışlarının toplu ... sözleşmesi gereği uygulandığı, 01.01.2019 tarihindeki %4 ücret artışının da 31.12.2018 tarihinde aldığı ücrete uygulanarak belirlendiği, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi 01.01.2019 tarihinde ücret asgari ücret seviyesine çekilerek daha sonra %4 oranında artışa gidilmediği, bu durumda davacının ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarına dair taleplerinin reddi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.01.2019 tarihi itibarıyla artan asgari ücretin belli bir oranı üzerinden ücret tespiti ile bu ücrete %4 artış uygulanmasının isabetli olmadığı; ayrıca hükmedilen alacağın Ocak 2015-Mayıs 2019 tarihleri arasına ilişkin olduğu, davacının kadroya geçişi öncesi döneme ilişkin de hüküm kurulduğu, davalı İdare temsilcisi ile davacı arasında düzenlenen sulh sözleşmesinde davacının "...375 sayılı KHK.nin geçici 23.-24. maddeleri ile tanınan haklar karşılığında; daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönemlere ilişkin olarak ... sözleşmelerinden dolayı herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğini kabul ve beyan ettiğini..." belirttiği, sürekli işçi kadrosuna geçişi sırasında davalı ile imzaladığı bu sulh sözleşmesinde daha önce alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönemlere ilişkin verdiği feragat beyanına davalı yönünden hukuki değer atfedilmesi gerektiği, bu nedenle davacının kadroya geçiş öncesi taleplerinden davalının sorumlu olamayacağı, fazla çalışma ücretinde toplu ... sözleşmesinde bir ödeme günü belirlenmediğinden arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihte davalının temerrüde düştüğü, bu nedenle 22.05.2019 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının imzalamış olduğu bir sulh sözleşmesi bulunmadığını, davacının 2015 yılı Ocak ve 2019 yılı Mayıs ayları arasındaki ücret farkı, ilave tediye farkı, ikramiye farkı alacakları yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasını kabul etmediklerini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve hüküm altına alınan alacakların hesap dönemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 22 ve 34 üncü maddeleri, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri ile 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.