Logo

9. Hukuk Dairesi2023/18839 E. 2025/143 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlilerinin sendika kurup kuramayacağına ilişkin sendika kapatma davası.

Gerekçe ve Sonuç: 4688 sayılı Kanun'un 15/1-(k) bendinin Anayasa Mahkemesi'nde iptali için yapılan başvurunun, Anayasa'nın 152/3. maddesinde öngörülen sürede sonuçlanmaması üzerine, yürürlükteki kanun hükmü gözetilerek ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlilerinin sendika kuramayacağına ve davalı sendikanın kapatılmasına dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1257 E., 2023/1822 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/400 E., 2023/246 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.12.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı temsilcisi ... ile davacı vekili Avukat.... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan temsilci ve avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken Kanun hükmünün 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na (Anayasa) aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine müracaat edilmiş ise de Anayasa’nın 152/3 hükmü gereğince beş aylık süre içinde Anayasa Mahkemesince karar verilmediğinden dosya incelendi, gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; "Ceza İnfaz Kurumları ve Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinde Görevli Memurlar Sendikası" adı altında 11.08.2022 tarihinde kuruluş müracaatında bulunulduğunu, evrakın incelenmesinde, anılan Sendikanın kurucularının Adalet Bakanlığına bağlı İnfaz Kurumu Müdürlüklerinde çalışan kamu görevlileri olduklarının tespit edildiğini, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun (4688 sayılı Kanun) 15/1-(k) hükmü gereğince ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlilerinin sendika üyesi ve kurucusu olamayacaklarını, eksikliğin giderilmesi gerektiği Sendikaya bildirilmiş ise de eksikliğin giderilmediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalı Sendikanın faaliyetinin durdurulmasına ve yok hükmünde sayılarak kapatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı temsilcisi cevap dilekçesinde; Anayasa'nın 90. maddesi gereğince uygulanması gereken uluslararası sözleşme hükümleri doğrultusunda ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlilerinin sendika üyesi olabileceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4688 sayılı Kanun'un 15/1-(k) hükmü gereğince ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlilerinin sendika üyesi olamayacakları ve sendika kuramayacakları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; cezaevi personellerinin çalışma sistemleri, cezaevinde uygulanacak sıkı disiplin kuralları, personelin gerektiğinde silah kullanabileceği, sendikal faaliyetlerin işleyiş sistemi itibarıyla disiplin zafiyetine yol açabileceği ve bunun getireceği ağır sonuçlar ile cezaevinin tüm hizmetler yönünden bir bütün olarak düşünülerek işleyiş şekli, güvenlik açığının asla kabul edilemeyeceği, aksi durumun telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı dikkate alındığında 4688 sayılı Kanun'un 15/1-(k) hükmünün Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı temsilcisi; ceza infaz kurumlarında görevli kamu çalışanlarından hiç kimsenin silahlı kuvvetler ve polis mensubu olmadığını, Sendikanın 18 kurucu üyesinin tamamının genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfında olan ve ceza infaz kurumlarında infaz koruma başmemuru, infaz koruma memuru, sayman ve hizmetli ünvanlarında görev yapan kamu çalışanlarından oluştuğunu, ceza infaz kurumlarında görevli kamu çalışanlarından hiçbir ünvandaki memurun emniyet hizmetleri sınıfı, jandarma hizmetleri sınıfı veya sahil güvenlik hizmetleri sınıfında olmadığını, ceza infaz kurumlarında görevli başta infaz koruma başmemurları ve infaz koruma memurlarının kesinlikle gerektiğinde silah kullanabilen bir ünvan, görev ve yetkiye sahip olmadığını, ceza infaz kurumlarında görevli sivil ve üniformalı tüm memurlara getirilen yasaklamanın, Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet sivil memurlarına sendika serbestisi olduğu karşısında hukuka, eşitlik ilkesine, adalete ve kamu vicdanına aykırı olduğunu, yasaklamanın Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması gerektiğini ileri sümüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, kuruluş koşulları gerçekleşmediği iddiasıyla davalı Sendikanın kapatılması istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Anayasa'nın 152/3 hükmü şöyledir:

"Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır."

İnceleme konusu davada, Dairemizin 19.12.2023 tarihli kararı ile; "Somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 'Sendika üyesi olamayacaklar' kenar başlıklı 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan 'Ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlileri' ibareleri Anayasa’nın 13 üncü ve 51 inci maddelerine aykırı olduğundan iptali için Anayasa’nın 152 nci maddesi gereğince ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASINA" karar verilmiş ve başvuru Anayasa Mahkemesince 09.01.2024 tarihinde esas defterine kaydedilmiş ise de Anayasa'nın 152/3 hükmünde öngörülen beş aylık süre dolduktan sonra Dairemizce yaklaşık yedi aylık bir süre daha beklenilmesine karşın Anayasa Mahkemesince başvuru sonuçlandırılmamıştır.

Bu itibarla Anayasa'nın 152/3 hükmü gereğince davanın yürürlükteki Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılması gerektiğinden, 4688 sayılı Kanun'un 15/1-(k) hükmü gereğince Mahkeme kararı isabetlidir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.