"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2056 E., 2023/2329 K.
DAVA TARİHİ : 25.07.2022
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/255 E., 2023/228 K.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Çalışma Genel Müdürlüğünün 07.07.2022 tarihli ve 148916 sayılı yetki tespit yazısına usulden ve esastan itirazları olduğunu, davalı Bakanlığın işyeri ve işletme kavramlarını hatalı yorumladığı için vardığı çoğunluk tespiti işleminin de hatalı olduğunu, davacının yegane faaliyetinin anlaşmalı çiftçilerin ürettikleri patatesleri satın alıp, depolayıp, işleyip kızartmaya hazır hâle getirdikten sonra dondurup müşterilerine satmak olduğunu, müvekkilinin bu faaliyetini (1056081.003) sicil numaralı işyerinde yerine getirdiğini, (1078531.003), (1277005.042), (1277013.042), (1312733.034) işyeri sicil numaralı birimlerin (1056081.003) sicil numaralı işyerine bağlı yer niteliğinde olduğunu, müvekkiline ait iş birimlerinin farklı coğrafi yerlerde bulunsa dahi tek bir iş organizasyonu içinde aynı işkolunda faaliyet gösteren tek bir işyeri olduğunu, yetki başvuru tarihi itibarıyla bu işyerinde 199 işçi çalıştığını, davalı Sendikanın bu işyerinde yasal çoğunluğa sahip olmadığını, Bakanlık prosedür dosyası ile üye kayıt fişlerinin dosyaya sunulması sonrası sendika üyeliklerine ilişkin itirazlarını bildirileceğini beyan ederek Bakanlığın 07.07.2022 tarih ve 148916 sayılı olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; davanın yasal süre içinde açılıp açılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili Bakanlıkça yapılan yetki tespitinde, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarınca, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimleri ile e-Devlet üzerinden yapılan sendika üyelik işlemlerinin esas alındığını, Bakanlık kayıtlarına göre davacının 200 işçisinden 110'unun davalı Sendikaya üye olduğunu ve Sendikanın toplu iş sözleşmesi bağıtlayabileceğinin anlaşıldığını, müvekkili Bakanlıkça yapılan işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde yer alan bilgilerin hâlihazırda Bakanlığın yapmış olduğu çoğunluk tespiti ile birebir örtüştüğünü, davacının itirazın neye ilişkin olduğunun anlaşılamadığını, müvekkili Sendikanın daha önce davacı Şirkete ait işyerlerinde yetkili olduğuna dair 11.12.2020 tarihli ve 2806800 sayılı olumlu yetki tespitine davacı Şirketin itiraz ettiğini ve bu itirazın İstanbul 8. İş Mahkemesinin 2020/442 Esas sayılı dosyası üzerinden incelenerek Sendikanın işyeri bazında yarıdan fazla çoğunluğu sağlanması gerektiği yönünde haklı bulunduğunu, bunun üzerine müvekkili Sendikanın bu kesinleşmiş Mahkeme kararına uygun şekilde örgütlenme çalışmasını kısa sürede tamamlayarak işyerinde yarıdan fazla çoğunluğu sağladıktan sonra davalı Bakanlığa müracaatta bulunduğunu, davacının huzurdaki davayı açmadaki amacının toplu iş sözleşmesi müzakere süreçlerini uzatmak olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça 6 işgünlük kesin süre içeresinde itiraz dilekçesinin görevli makama kaydettirildiğini, davacı Şirketin İşkolları Yönetmeliği’nin 02 sıra numaralı gıda sanayi işkolunda Afyonkarahisar ve Konya’da ikişer ve İstanbul’da bir olmak üzere toplam 5 birimi bulunduğunu, İstanbul 8. İş Mahkemesinin 2020/442 Esas sayılı dosyasında verilen 24.05.2022 karar tarihli gerekçeli kararda; davacı Şirkete ait işyerlerinin patates alımı ile başlayan işleme ve satışı ile ilgili fiilî olarak gıda işinden oluşan bir yapılanma ile tek bir yönetimle idare edildiği, işyerlerinin gıda işi dışında farklı bir faaliyet alanı bulunmadığı, davacı Şirketin işletme niteliği taşır farklı işyerleri olmadığı, toplu iş sözleşmesinin işyeri düzeyinde yapılabileceği, başvuru tarihi itibarıyla söz konusu işyerinde 212 işçi çalıştığı, 94 işçinin davalı Sendikaya üye olduğu, Sendikanın gereken yarıdan fazla çoğunluğu sağlayamadığından bahisle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 11.12.2020 tarihli ve 2806800 sayılı yetki tespit kararının iptaline karar verildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine davalı Sendikanın yeniden Bakanlığa başvuru yaparak yetki belgesi talebinde bulunduğunu, Bakanlık tespitinde yetki tespit başvuru tarihi olan 06.07.2022 tarih itibarıyla davacıya ait toplam toplam 5 birimde 200 işçi çalıştığı belirtildiyse de SGK dönem bordrolarının incelenmesinde çalışan işçi sayısının 199 olduğunun tespit edildiği, farkın Y.K. isimli sendika üyesi olmayan işçiden kaynaklandığı, çalışanlardan 110 kişinin sendikalı olduğu, Bakanlık tespiti ile örtüştüğü, yetki tespitine konu birimlerin işletme niteliği taşır farklı işyerleri olmadığı ile Sendikanın yarıdan fazla ile çoğunluğu sağlanması gerektiği hususunun İstanbul 8. İş Mahkemesinin 2020/442 Esas sayılı dosyası ile kesinleştiği, SGK kayıtları ile Sendika tarafından verilen listeye göre yetki tespiti başvuru tarihinde yetki tespitine konu birimlerdeki toplam işçi sayısının 199, sendikalı işçi sayısının ise 110 olduğu, davalı Sendikanın işyerinde kanun tarafından öngörülen yarıdan fazla çoğunluğu sayısal olarak sağladığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sundukları delillerin değerlendirilmediğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, yapılan değerlendirmede işletme bazında değil, işyeri düzeyinde gerekli çoğunluğun sağlanması gerektiğinin tespit edildiğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, sendika üyesi işçilerin isim listesinin talep etmelerine rağmen getirtilmediğini, kısıtlı inceleme imkânı ile mükerrer üyelikler tespit edildiğini, yetki döküm listesinin 14, 85, 96, 109, 152, 155 numaralı satırları başta olmak üzere birçok satırda dava dışı Şeker-İş Sendikasına üye olan işçilerin, davalı Tekgıda-İş Sendikasına üyeymiş gibi esas alındıklarını ve davalı Sendikanın gerekli çoğunluğu sağlamadığını, özellikle çalışanların sendika üyeliklerinden istifa etmiş oldukları bazı tarihlerin dikkate alınmadığının tespit edildiğini, bilirkişi raporunda istifa tarihlerinin dikkate alınmadığını, yetki döküm belgesinin 22 ve 155 numaralı satırlarında yer alan sendika üyesi işçilerin sendika üyeliğinden istifa ettiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eldeki davada işyerinde çalışan işçi sayısı itibarıyla davalı Sendikanın yarıdan fazla çoğunluğun üyeliğini aldığı, işyeri düzeyinde yetki koşullarını sağladığının tespit edildiği, Bakanlığın yetki tespiti kararının iptali talebinin reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin bu yöndeki değerlendirmesinin yerinde olduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, dosya kapsamı, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçeler dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçe gösterilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe içermediğini, İlk Derece Mahkemesi hükmüne dayanak bilirkişi raporunun isabetsiz ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini, Sendika üye sayısının 110 olmadığını, dosyaya sendika üyesi işçilerin kimlik bilgileri gizlenerek bir yetki döküm listesi sunulmasının hukuka aykırı olduğunu, mükerrer sendika üyelikleri bulunduğunu, yetki döküm listesinin 14, 85, 96, 109, 152, 155 numaralı satırları başta olmak üzere birçok satırda dava dışı Şeker-İş Sendikasına üye olan işçilerin, davalı Tekgıda-İş Sendikasına üyeymiş gibi esas alındıklarını ve davalı Sendikanın gerekli çoğunluğu sağlamadığını, yetki döküm belgesinin 22 ve 155 numaralı satırlarında yer alan içilerin yetki başvuru tarihi öncesinde istifa ettikleri hâlde üye olarak değerlendirildiğini beyanla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasını
talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.