"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1613 E., 2023/1726 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/427 E., 2023/180 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 31.05.2022 tarihli ve 2022/1195 Esas, 2022/1229 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı İdareye ait işyerinde alt işveren şirketlerin işçisi olarak çalışmakta iken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna atandığını ve ücretinin asgari ücretin belirli oranda fazlası olarak belirlendiğini ayrıca davacının ücretine her altı aylık dönemde %4 oranında ücret zammı yapılması gerektiğini, davacıya iş sözleşmesinde yer alan oran uygulanmadan sadece %4 oranında ücret zammı uygulandığını ve bu şekilde ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu alacak alacaklarının zamanaşımına uğradığını, alt işveren işçisi olarak çalışırken sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin ilgili mevzuat hükümleri ve sözleşme uyarınca belirlenerek eksiksiz ödendiğini, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılan işçilerin 696 sayılı KHK kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ve diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacak toplu iş sözleşmesinin "Ücret zammı" başlığı altında ücret zamlarının belirlendiğini, toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin maddesinde %4 oranında zam yapılacağının belirtildiğini, davacıya sözleşme ve mevzuat hükümleri kapsamında tüm ücretlerin ödendiğini, bakiye alacağın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında bilirkişiden ek rapor alındığı, bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda davacının, ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye alacağı bulunduğu yönünde görüş bildirilerek alacakların denetime elverişli şekilde hesaplandığı, davacının 696 sayılı KHK gereğince kadroya işçi statüsüyle geçirildiği ve bu sırada imzalanan iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde davacıya asgari ücretin belirli bir oranda fazlası üzerinden ödeme yapılacağının düzenlendiği, buna rağmen 01.01.2019 tarihinden sonra davacının ücreti hesaplanırken 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren asgari ücretin iş sözleşmesinde belirlenen oranda fazlasına göre temel ücret üzerine toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca zam yapılması gerekirken yanlış hesaplama yapılarak dava konusu alacakların davacıya eksik ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) "Toplu iş sözleşmesinin hükmü" kenar başlıklı 36 ncı maddesinde yer alan düzenleme ve Hukuk Genel Kurulunun konuya ilişkin emsal kararı gereğince bireysel iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmesi hükümlerinin bire bir, tek tek ya da bütün olarak değil konuların gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiğini, davacı işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını, aksi hâlde ücretin fahiş bir hâl alacağını ve işçiler arasında büyük bir dengesizlik ve eşitsizlik oluşacağını, davacının sendika üyesi olup olmadığı ya da dayanışma aidatı ödeyip ödemediği araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde her ay brüt asgari ücretin belirli oranda fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılacağının düzenlendiği, davacının ücretinin kadroya geçişin yapıldığı 02.04.2018 tarihinden itibaren sözleşmeye uygun tespit edildiği buna rağmen 01.01.2019 tarihinden itibaren sadece %4 oranında zam uygulanmak suretiyle ücret ödenmeye başlandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hesaplamalar yönünden mevzuata uygun ve denetime elverişli olduğu; ancak arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasındaki yapılan alacak hesabıyla ilgili Dairenin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına dair 31.05.2022 tarihli kararında açıkça ifade edilmesine rağmen usulden ret yerine esastan ret kararı verilmesinin yerinde olmadığı, ayrıca arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık durumuna göre taraflar arasında paylaştırılması gerektiği gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar etmiş ve inceleme sırasında resen gözetilecek nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep konusu fark alacaklara hak kazanıp kazanamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi ile 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.