"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2363 E., 2023/3531 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/46 E., 2023/27 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait yurt dışı şantiyelerinde üst montaj ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret ve davalı işverence karşılanacak olan ancak ödenmeyen yol, sağlık raporu vs. ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının belirli süreli iş sözleşmeleri ile aralıklı olarak çalıştığını, tüm ücretlerinin banka aracılığı ile ödendiğini, belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalıştığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, müvekkili Şirket tarafından işçilere her iş bitiminde hak etmedikleri hâlde ihbar tazminatı ödemelerinin yapıldığını, bu ödemelerin yapılacak hesaplamadan mahsup edilmesi gerektiğini, davanın haksız kazanç sağlamak adına kötüniyetle açılmış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yurda giriş çıkış kayıtları dikkate alınarak davacının 03.08.2004-17.12.2004, 26.08.2011-31.01.2012 ve 09.08.2012-22.03.2013 tarihleri arasında 1 yıl 5 ay 1 gün süreyle çalıştığı, iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği, her bir kesintili hizmet süresine ilişkin döneme dair ayrı ayrı süreler dikkate alınmak suretiyle ve her birinde yapılan ödemelerin ayrı ayrı mahsubu ile ihbar tazminatının hesaplandığı, davacının yıllık izninin kullandırılmadığı, dinî bayramların birinci günü hariç ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, yurt dışı giriş çıkış kayıtları göz önüne alınarak hesaplamanın yapıldığı, davacının yol, sağlık raporu vs. ücretine dair herhangi bir delil sunmadığından bu taleplerin ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; lehlerine hükmedilen vekâlet ücretinin eksik, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin ise fazla hesaplandığını, hizmet süresinin dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek tespit edilmesi gerektiğini, sadece yurt dışı giriş çıkış kayıtlarına ve hizmet döküm cetveline göre hizmet süresinin belirlenmesinin hatalı olduğunu, işe giriş tarihinin hatalı olarak belirlendiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatının eksik belirlendiğini, giydirilmiş ücrete eklenen barınma ve yemek yardımının çok düşük olduğunu, işverence açıklama yapılmadan Almanca düzenlenmiş kâğıtlar ile boş belgelere ve ödeme makbuzlarına imza alındığını, bu belgelerin müvekkili açısından geçerliliğinin bulunmadığını, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin eksik gün üzerinden hesaplandığını, yapılan %30 takdiri indirimin fahiş olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının tanık beyanları ile yol, sağlık vs. giderlerinin davalı Şirket tarafından ödenmediğinin ve müvekkili tarafından karşılandığının açıkça ispat edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacıya yapılan ödemelerin tamamının dikkate alınmadığını, sadece banka ödemelerinin dikkate alınmasının kabul edilemeyeceğini, ödemelerin bir kısmının makbuz yoluyla gerçekleştiğini, yapılan tüm ödemelerin güncel değerlerinin tespit edilerek ana para ve faiz toplamından mahsup edilmesi gerektiğini, her bir dönem için yapılan mahsup işleminin kabul edilemeyeceğini, ihbar tazminatının dönemler itibarıyla ayrı ayrı hesaplanmasının hatalı olduğunu, ücret tespiti hatalı yapıldığından çıkan fark ücreti kabul etmediklerini, davacının aylık 40 saat çalıştığının dosya kapsamında doğrulandığını, davacıya 40 saat aylık çalışma üzerinden ücretinin tam olarak ödendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanmasına dair bir itiraz bulunmadığından Türk hukukunun uygulanmasının yerinde olduğu, davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışmakta olup kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, Mahkemece kabul edilen ücretin ve hizmet süresinin dosya kapsamına uygun olduğu, yol, sağlık vs. giderlerine dair taleple ilgili yapılan masraf tutarlarının davacı tarafından karşılandığına dair dosya kapsamında veri bulunmamakta olup talebin reddinin isabetli olduğu, yıllık izin kullandırıldığının imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlanamadığı, yapılan hakkaniyet indiriminin yerleşik uygulamalara uygun olduğu, vekâlet ücretinin kabul ve ret oranlarına göre belirlendiği yine zamanaşımı hususundaki değerlendirmelerin de yerinde olduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardı.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve uyuşmazlığa uygulanacak hukuk noktasında da Bölge Adliye Mahkemesinin usule ve kanuna aykırı değerlendirmelerde bulunarak istinaf taleplerinin reddine karar verdiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; uygulanacak hukuk, davacının hizmet süresi, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamadığı, ücret seviyesi ile giydirilmiş ücretin tespiti, yol, sağlık vs. giderlerine ve vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17 ve 32 nci maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT).
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıda yer alan paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen toplam miktarın 12.324,08 euro olduğu, karar tarihine (31.01.2023) göre Merkez Bankası tarafından ilan edilen gösterge niteliğindeki (efektif satış) döviz kuru (20,4130 TL) uyarınca kabul edilen alacağın 251.571,44 TL'ye karşılık geldiği anlaşılmaktadır. Söz konusu tutar ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre davada davacı lehine 38.200,00 TL vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan "38.214,56 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp, davacı tarafa verilmesine," ibaresinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine, "38.220,00 TL vekâlet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.