Logo

9. Hukuk Dairesi2023/20429 E. 2024/4666 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen davacının, kadroya geçişle düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve ücret nakil ilmuhaberindeki asgari ücretin belirli bir oranı fazlası ibaresine göre ücret farkı ve diğer işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ile asıl davada arabuluculuk şartının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sürekli işçi kadrosuna geçiş sözleşmesinde ücretin her ay asgari ücretin belirli bir oranı üzerinden ödeneceğine ilişkin bir düzenleme bulunmaması ve davacının kadroya geçiş ücretine toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulanmış olması, ayrıca asıl davada ücret farkı dışındaki diğer işçilik alacakları yönünden arabuluculuk şartının gerçekleşmemiş olması gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1306 E., 2023/1322 K.

KARAR : Ek karar kaldırılarak istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 55. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/559 E., 2023/206 K.

BİRLEŞEN DAVA

MAHKEMESİ : Bakırköy 40. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/272 E., 2022/444 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2023 tarihli ek kararı ile davalının istinaf başvurusunun miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, ek kararın kaldırılması ile asıl karara yönelik yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının yazmamasına rağmen davalı tarafından ücretin bu şekilde uygulanacağının taahhüt edildiğini, maaş nakil ilmuhaberinde de asgari ücretin %25 fazlası olarak ödeneğinin belirtildiğini ancak ücretinin eksik ödendiğini ileri sürerek ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti ile gece çalışması fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek asıl dava dilekçesinde yer alan ücret farkı talebi dışında kalan ikramiye farkı, ilave tediye farkı, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti ile gece çalışması fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra da ilgili düzenlemeler uyarınca eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin “Ücret esası ve ödeme şekli” başlıklı 7 nci maddesinde ilgili kısmın boş olduğu, davalı işverenlikçe düzenlenen ücret nakil ilmühaberinde ise davacıya asgari ücretin %25 fazlası ücret ödeneceğinin bildirildiği, davacıya asgari ücretin %25 fazlası ve bordrolarda yer alan ücret zamlarına göre ücret ödenmesi gerekirken eksik ödeme yapıldığı, ücret fark alacağı ile buna bağlı olarak ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının bulunduğu ancak diğer alacak talepleri yönünden davacının fark alacağı bulunmadığı gerekçesiyle yapılan hesaplama doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

2. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2023 tarihli ek kararı ile davalının istinaf başvurusunun miktardan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince miktar itibarıyla kesin olarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde, işçilerin kadroya geçirilmeden önceki bireysel iş sözleşmelerinin yanı sıra alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığını, İdare tarafından bu düzenlemelere uygun bir şekilde ücretin belirlendiğini ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını; ayrıca uygulanan faiz türü ve başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı İdarenin istinaf talebinin kesinlik nedeniyle reddedilemeyeceği, ve hükmün ileriye yönelik etkisi olduğundan kararın kesin olmadığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra asıl karara yönelik yapılan istinaf incelemesinde; davacı ile davalı İdare arasında imzalanmış iş sözleşmesinin "Ücret esası ve ödeme şekli" başlıklı 7 nci maddesinde ilgili kısmın boş olduğu ancak davalı İdare tarafından düzenlenen ücret nakil ilmühaberinde davacıya asgari ücretin %25 fazlası ücret ödeneceğinin bildirildiği, söz konusu düzenlemenin her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı bu nedenle davacının fark ücret alacağı, ilave tediye fark alacağı, ikramiye fark alacağına hükmedilmesinin isabetli olduğu ancak davalı İdare harçtan muaf olmasına rağmen sorumlu tutulmasının dosya kapsamına uygun olmadığı gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve asıl davada dava şartı arabulucuğun usulüne uygun gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri,

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (...) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

4. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

5. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin yirmi birinci fıkrasında; bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde 07.06.2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (6325 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

6. 6325 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasında “Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür.” hükmü mevcuttur.

7. 6325 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında “Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. ...” şeklinde; üçüncü fıkrasında da " Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar." şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.

8. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar." düzenlemesi bulunmaktadır.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki (5) ve (10) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı vekili müvekkilinin davalı Kuruma bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı KHK hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, kadroya geçtikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, 02.04.2018 tarihinden itibaren ücretinin her ay eksik ödendiğini, 02.04.2018 tarihinden itibaren asgari ücret farkının yansıtılmamasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

3. Davacının sürekli işçi kadrosuna geçerken davalı ile imzaladığı 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin "Ücret esası ve ödeme şekli" başlıklı 7 nci maddesi “... işbu sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin %.... fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılır.” düzenlemesini içermektedir.

4. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; taraflar arasında daimi kadroya geçiş sürecinde imzalanmış iş sözleşmesinde her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı hâllerde, önce uyuşmazlık konusu dönemdeki asgari ücret oranı dikkate alınarak işçinin alması gereken ücreti belirlenmekte, daha sonra bu ücrete uygulanması gereken zam oranları ilave edilerek sonuca gidilmektedir. 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesine göre sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler yönünden işçinin bireysel iş sözleşmesine göre alması gereken aylık ücret belirlendikten sonra, bu ücrete 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca esas alınacak toplu iş sözleşmesi hükümlerinde öngörülen %4 oranındaki ücret zamları uygulanarak işçiye ödenmesi gereken ücret miktarı belirlenmektedir.

5. Somut uyuşmazlıkta yukarıda açıklandığı şekilde davacının 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ücret ödeneceğinin kararlaştırılmadığı açıkça görülmektedir. Davacıya ait ücret bordroları ve davalı tarafından yapılan ücret ödemeleri incelendiğinde; davacının kadroya geçiş ücretine, Yüksek Hakem Kurulu kararı ile uygulanan toplu iş sözleşmesi uyarınca ücret zamlarının uygulandığı görülmüştür. Dolayısıyla davacının iddiasının aksine ücreti düşürülmemiş; 31.12.2018 tarihinde aldığı ücreti korunarak bu ücret üzerine toplu iş sözleşmesi hükmü uygulanarak devam eden aylarda ücreti belirlenmiştir. Açıklanan nedenle her ne kadar sözleşmede oran kısmı boş bırakılmış ve belirtilmemiş olsa da nakil ilmuhaberinde davacının ücretinin asgari ücretin yüzde farkı üzerinden belirlendiği şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulması hatalıdır.

6. Diğer taraftan dava şartı olarak arabuluculuk sürecinin başından sonuna kadar detaylı kurallara bağlanması, yaşanması muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından gereklidir. Şüphesiz arabulucuğun en önemli aşamalarından biri başvurunun yapılması, diğeri ise arabuluculuk tutanağı düzenlenmesidir. Anlaşmazlıklara ve tereddütlere meydan verilmemesi için arabuluculuk tutanağında tarafların anlaştıkları ya da anlaşamadıkları alacak kalemleri tek tek belirtilmelidir.

7. Dairemizce; dava şartı arabuluculuk uygulamalarında başlangıçta hem talepte bulunanlar ve hem de arabulucular tarafından yapılan hatalar tarafların mağduriyetlerine sebebiyet verdiği gibi arabuluculuk uygulamasının amaçlandığı gibi uygulanmasına engel olduğundan, 6325 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkartılan ve 02.06.2018 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmelik’in ve aksaklıkları gidermek amacı ile uygulamaya sokulan arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin başvuru formu uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar tek tek belirtilmeden “işçilik alacakları” veya “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise taraflar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiğinin kabul edilmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir. Başka bir deyişle başvuru formu uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihinden önceki dönem için taraflardan kaynaklanmayan bu tür uygulama hataları aşılarak arabuluculuk müessesesinin amaca uygun yürütülmesi sağlanmaya çalışılmıştır.

8. Başvuru formu uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda ise hangi alacak veya tazminat kalemleri konusunda anlaşma sağlandığı veya sağlanamadığını açıkça belirtmeyen son tutanağa göre dava şartının gerçekleştiği kabul edilemeyecektir.

9. Somut uyuşmazlıkta asıl dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 15.04.2021 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 17.11.2021 tarihinde dava açılmıştır. 15.04.2021 tarihli arabuluculuk son tutanağında yalnızca işçi-işveren ilişkisinden kaynaklı fark ücret alacağı belirtilmiş olup asıl dava dilekçesindeki ücret farkı talebi dışındaki taleplerin arabuluculuğa konu edildiğinden söz edilemez.

10. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesi tarafından asıl davada talep edilen ikramiye farkı, ilave tediye farkı, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti ile gece çalışması fark alacaklarının dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine ve ücret fark alacağının ise yukarıda (5) numaralı paragrafta belirtilen sebeple reddine; birleşen dava yönünden ise ayrı bir hüküm kurularak yine yukarıda (5) numaralı paragrafta belirtilen sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.