"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2495 E., 2023/2582 K.
KARAR : Davalının istinaf başvurusunun kesinlikten reddi, davacının istinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 64. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/629 E., 2023/213 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 15.02.2022 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 01.12.2022 tarihli karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kesinlikten reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacının alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını; ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı sonrasında ücret bordroları, puantaj kayıtları, işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümleri ve mevzuat dikkate alınarak hazırlanan ek bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; yapılan işin niteliği dikkate alındığında 24 saat aralıksız çalışma olgusunun kabul edilmesi gerektiğini, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamaların hatalı yapıldığını, ücret farkı alacağından bağımsız olarak 11 saati ve gece 7,5 saati geçen çalışmaların ödenmediğini, pandemi nedeniyle yapılan aralıksız çalışmalar neticesinde hak kazanılan hafta tatili ücreti alacaklarının ödenmediğini, hükme esas alınan raporun ve dolayısıyla hükmün eksik incelemeye dayandığını, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplu iş sözleşmesindeki düzenlemelere uygun şekilde zamlı şekilde hesaplanması gerektiğini, hesaplamalarda ilgili aylara ilişkin fazla ödeme varsa bu ödemelerin sadece ilgili aydan mahsup edilmesi gerektiğini, davacıya yapılan toplam ödemelerin toplam hak kazanılan miktardan mahsubunun hatalı olduğunu, davacının kadroya geçiş öncesi asgari ücretin yüzde fazlası ücret üzerinden çalıştığı sabit iken kadroya geçiş sonrası ücretin eksik ödendiğini, ücretin işverence tek taraflı şekilde düşürülmesi hukuka aykırı olduğundan ücret fark alacaklarının da hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının zorlayıcı sebeple fazla çalışma yaptığını ve denkleştirme esasına göre çalışma yaptığı sabit olduğundan fazla çalışma ücretine hak kazanamadığını, ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerektiğini, davacının haftada 24 saat dinlendiği sabit olduğundan hafta tatili ücretine de hak kazanamadığını, alacaklardan uygun oranda indirim yapılması gerektiğini, ayrıca davacıların sendika üyelik tarihi araştırılmaksızın hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, kabul edilen tüm alacak kalemleri bakımından arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faiz işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının istinaf başvurusunun karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı kapsamında kaldığı, davacı istinafına yönelik olarak davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, ücret bordroları, puantaj kayıtları ile mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kesinlik sınırı kapsamında kaldığından reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, gece zammı ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32, 41, 42, 44, 46, 47, 63, 68 ve 69 uncu maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, davacı 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerden olup İlk Derece Mahkemesince, 31.10.2020 tarihine kadar Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre işçilik alacaklarının hesaplanmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. İşyerinde, davalı Bakanlığın üyesi bulunduğu Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası ile Öz Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası arasında 15.01.2021 tarihinde imzalanmış 01.11.2019-31.10.2021 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi de mevcut olup davacının 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi uyarınca diğer şartların da varlığı hâlinde en erken 01.11.2020 tarihi itibarıyla bu toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi mümkündür.
3. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının sendika üyesi olmadığı, dayanışma aidatı ödemek suretiyle ilgili toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçiler arasında da ismi bulunmadığı gerekçesiyle davacının söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı kabul edilmiştir. Dosya içerisinde yer alan işveren tarafından sunulan 2021 yılının kimi aylarına ilişkin dayanışma aidatı kesinti listelerinde davacının da adının yer aldığı görüldüğünden Dairemizce bu konudaki eksikliğin giderilmesi istenmiştir. Söz konusu cevabi yazıdan davacının 18.01.2021 tarihi itibarıyla dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanma talebinde bulunduğu tarihten itibaren 01.11.2019-31.10.2021 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiği kabulü ile talep konusu işçilik alacaklarının yeniden hesaplanması gerekmektedir. Yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Diğer yandan, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 02.04.2018 tarihinden arabuluculuk son tutanak tarihine kadar olan puantaj kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davacının çalıştığı anlaşılan ulusal bayram ve genel tatil günlerinin belirlendiği ve bordrolarda hak edilen ücretin ödendiği ifade edilmiş olup "davacının maaş bordroları ve puantaj kayıtlarının incelenmesinden çalıştığı UBGT günlerine denk gelen aylarda bir günlük yevmiye (aylık ücretin içinde) ve zamlı 2 günlük UBGT ödemesi (30.10.2020 den sonra 1 yevmiye) yapıldığı, yapılan ödeme ile ödenmesi gereken UBGT ücretinin bire bir uyumlu olduğu tespit edildiğinden hesaplanması mümkün olmamıştır." denmiştir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 02.04.2018 tarihinden itibaren arabuluculuk son tutanak tarihine kadar olan talep konusu dönem bakımından davacının hangi ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı belli olmadığı gibi davalı tarafça ödenen ücret miktarları da ayrıca ve açıkça yazılmamıştır. Bu anlamda ilgili alacak bakımından bilirkişi raporu denetime elverişli değildir. Yukarıdaki paragrafta belirtildiği şekilde, diğer alacakların yanı sıra ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının da 31.10.2020 tarihine kadar Yüksek Hakem tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, 18.01.2021 tarihinden itibaren de hesaplama konusu dönemin sonuna kadar 01.11.2019-31.10.2021 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 19 uncu maddesi hükmü gözetilerek hesaplanması gerektiği hususu göz önünde bulundurulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.