"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2694 E., 2023/3260 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/167 E., 2023/464 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 21.02.2019 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 27.09.2022 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.01.2023 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine ikinci kez gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... (ODTÜ) Rektörlüğü bünyesinde yurt görevlisi danışma personeli olarak çalıştığını, ancak alt işveren Şirket çalışanı olarak gösterildiğini, bu işlemin muvaazalı olduğunu, davacının muvazaa nedeniyle başından beri davalı ODTÜ çalışanı sayılması gerektiğini, bu nedenle ödenmeyen ve eksik ödenen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek ücret fark alacağı, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklar ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, davacının talep ettiği alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davalının ihale makamı olduğunu, müvekkili ile ihale alan Şirketler arasında muvazaa bulunmadığını, yapılan işin asıl iş olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlandırılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çalıştığı işte davalı işverenin kadrolu çalışanlarının bulunduğu, aynı işi yaptıkları, davalı Kurumun imkanlarından (servis, yemek v.s.) yararlandıkları, çalışma saatleri, çalışma koşulları, çalışma yerlerinin davalı Kurum tarafından belirlendiğinin tüm dosya kapsamı ve alınan tanık beyanları ile sabit olduğu, davacının muvazaalı şekilde çalıştırıldığı, uygun ve yeterli bulunan gerekçeli bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince gerekçe yazılmadığını, davalının cevap dilekçesi ve delillerini süresinde sunmadığını, reddedilen kısımlar bakımından kararın hukuka aykırı olduğunu, kabul edilen kısımlar bakımından da eksik karar verildiğini, ücret alacağı ve ilave tediye alacağının eksik hesaplandığını, davalı asıl işverenin kadrolu işçilerine ödenen ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenecek ücret ödenmesi gerekirken buna göre hesaplama yapılmadığını, faiz ve yargılama giderlerine ilişkin hükmün hatalı olduğunu belirterek davanın tamamen kabulü istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; müvekkili Kurumun dava konusu olayda ihale makamı olduğunu, işveren olmadığını, davacının çalıştığı döneme ilişkin alacaklarını dava dışı Şirketlerden talep etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hizmet alımının muvazaalı olmasının davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin tamamından faydalanması için tek başına yeterli olmadığı, davacının sendika üyeliğinin davalı işverene bildirilmemesi nedeniyle davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığı, işçinin sendikasız çalışan emsal işçi ücretine göre hesaplanan ve hüküm altına alınan ilave tediye ve ücret fark alacağına hak kazandığı, mahkemenin muvazaa tespiti ile alacakların kısmen kabulüne dair kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ve dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kabul edilmesi nedeniyle davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.