"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/897 E., 2023/2231 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/566 E., 2022/1184 K.
Taraflar arasındaki alacak ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette yardımcı pilot (first officer) olarak 06.09.2017 tarihinde iş sözleşmesiyle çalışmaya başladığını, hava kargo taşımacılığı sektöründe davalı Firmanın Cidde/Suudi Arabistan ve İstanbul merkezlerindeki kargo operasyonlarında görev aldığını, müvekkili ile mutabakata varılıp onayı alınmadan iş sözleşmesinin tek taraflı ve haksız olarak değiştirilmesi ve verilen sürede bakiye alacağın ödenmemesi, ücret ve harcırahların zamanında ödenmemesi, sözleşmede yer almasına rağmen Türk Hava Yolları uçuş görevlendirmelerinde ulaşım ücretleri ile yurt dışı çıkış harç pulları masrafının ödenmemesi, sözleşme gereği düzenlenmesi gereken lisans kaybı sigortasının bir nüshasının tüm uyarılara rağmen hâlen müvekkiline iletilmemesi ve uçuş görev programlarının yayımlanmaması ve görev değişikliklerinde standart dışı uygulamalara gidilmesi nedenleriyle haklı nedenlerle feshederek tek taraflı cezai şart olarak iş sözleşmesi esnasında düzenlenen 50.000,00 USD bedelli senedin de iadesini talep ettiklerini, anılan teminat senedinin, iş sözleşmesinin haklı feshinden sonra doldurularak İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2020/9657 sayılı dosyası üzerinden icra takibine konulduğunu iddia ederek öncelikle icra takibinin durdurulmasına, neticeten teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, haksız tahsil edilen miktarın istirdadına, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 437 nci maddesi uyarınca tazminat ve yol giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 06.09.2017 tarihinden 16.11.2018 tarihine kadar ikinci pilot olarak çalıştığını, sözleşmenin imzalandığı tarihte yasal engel söz konusu olmadığı için davacının ücretinin USD üzerinden belirlendiğini, işe girdikten sonra alacağı tip eğitimi boyunca 5.000,00 USD, eğitimini tamamladığı tarih itibarıyla 6.000,00 USD olacak şekilde tarafların mutabakata vardığını, davacıya Boeing 747-400 tipi uçağın tip eğitimi verildiğini, masrafları müvekkili Şirket tarafından karşılanan ve davacıyı daha nitelikli bir pilot hâline getiren bu eğitime karşılık davacının 3 senelik çalışma taahhüdünde bulunduğunu, ancak çalışma taahhüdünü ihlal ederek iş sözleşmesini haksız yere feshettiğini, aldığı eğitim ile başka şirketlerde çalışma imkânı bulduğunu, davacının iş sözleşmesini haklı neden bildirmeksizin feshederek çalışma taahhüdünü ihlal etmiş olduğundan eğitim bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle ilgili senet için icra takibi başlatıldığını beyan ederek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; değişen ekonomik koşullara bağlı olarak meydana gelen yasal değişiklikler neticesinde bundan olumsuz etkilendiğini iddia eden işçinin iş sözleşmesini feshettiği, ülkelerin içerisinde bulunduğu ekonomik koşullar, parasal değişiklikler kapsamında bu gibi geçiş dönemlerinin olmasının doğal olduğu ancak işverenin bu değişiklikleri uygularken iş sözleşmelerinin bütününe sirayet edecek şekilde karşılıklı mutabakatı içeren değişiklikler yapması gerektiği, aksi halde tek bir yönü ile yapılan değişikliğin işçiyi bağlamayacağı, davacının iş sözleşmesini feshetmesinin haklı bir nedeni olduğu, bu kapsamda kendisinden alınan senet kapsamında borçlu olmadığı, davacı işçi bir kısım yol ücreti talep etmişse de kendisine harcırah ödemeleri yapıldığı, başkaca bir yol gideri alacağı bulunmadığı, işçi uğradığı maddi zararın bulunduğuna dair talepte bulunmuşsa da bu talebin somut olmadığı ve yapılan yargılama neticesinde sübuta ermediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; yargılama esnasında dinlenen tanıklar tarafından müvekkiline verilen eğitimin zorunlu bir eğitim olduğunun beyan edildiğini, bu hususun davalı tarafından da kabul edildiğini, dava aşamasında sundukları dilekçelerde yer verilen Yargıtay içtihatları ile doktrindeki hâkim görüş uyarınca zorunlu eğitime ilişkin ödenen bedelin işçiden istenemeyeceğini, İlk Derece Mahkemesinin kararında sözleşmenin müvekkili tarafından feshedilmesinin haklı olduğu yönündeki tespitin yerinde olduğunu, tarafları lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi hususunun hatalı olduğunu, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkiline ödenmeyen yol giderlerinin ödenmesini talep ettiğini, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporuyla müvekkilinin 2.141,08 TL alacağının olduğunun tespit edildiğini, İlk Derece Mahkemesinin bu talebi reddettiğini, bu nedenle de kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, iş sözleşmesinin haklı feshi nedeniyle 6098 sayılı Kanun'un 437 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, İlk Derece Mahkemesi tarafından feshin haklı olduğunun kabul edildiğini ve tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmediğini, çalışma taahhüdünü ihlal eden davacının eğitim bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, İlk Derece Mahkemesince feshin haklı nedenle fesih kapsamında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, davacının talepleri arasında menfi tespit ve istirdadın yer almadığını, hem menfi tespit hem de istirdat talebi kapsamında aynı miktar için karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya sunulu banka kayıtlarında düzenli harcırah ödemelerinin bulunduğu, ihtirazı kayıtsız alındığı, davacının yol gideri talebinin yerinde olmadığı, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği yönündeki Mahkeme gerekçesinin yerinde olduğu, davacının
eğitim bedeli olan 50.000,00 USD'yi faiziyle birlikte ödemeyi taahhüt ettiği ancak taraflar iş sözleşmesine göre işçinin haklı veya geçerli bir nedenle iş sözleşmesini feshettiği takdirde bu bedelin isteminin söz konusu olmayacağı, değişen ekonomik koşullara bağlı olarak meydana gelen yasal değişiklikler neticesinde işçinin sözleşmeyi fesih sonucunu doğurduğu, işverence ekonomik koşullar parasal değişiklikler kapsamında geçiş döneminde uygulanan ancak taraflar arasındaki iş sözleşmesinin bütününe sirayet edecek şekilde değişiklik yapmasının işçiyi bağlamaması sonucuna bağlı olarak gerçekleşen feshin işverenin kötüniyetle hareket ettiği sonucunu doğurmayacağı, bu nedenle tazminat talebinin yerinde olmadığı, istinaf dilekçesine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesine ilişkin kısmın kaldırılarak davalının takibe konu alacağın %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş ise de taraflar arasında ihtilaflı olan eğitim bedeli karşılığı düzenlenen senedin icraya konulmasında kötüniyet unsurunun bulunmadığı, bu nedenle kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçeleriyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve inceleme sırasında resen dikkate alınması gereken sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın tüm talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının teminat senedi nedeniyle borçlu olup olmadığı, borçlu olmadığının tespiti talebi ve icra yoluyla ödenen miktarın istirdatı talepleri yönünden arabuluculuk dava şartının yerine gelip gelmediği ile kötüniyet tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
3. 7036 sayılı İş Kanunu'nun 3 üncü maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.