Logo

9. Hukuk Dairesi2023/21137 E. 2024/5149 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş tarihini müteakip düzenlenen iş sözleşmesi ile 08.09.2021 tarihli toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret ve diğer alacaklarının tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, işçinin 01.11.2020 tarihinden sonraki ücretinin tespitinde uygulanacak zam oranı ile 2022 yılına ilişkin ücretin hesabı hatalı yapıldığı, ayrıca davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebinin aşırı hükümle sonuçlandığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2210 E., 2023/3345 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 53. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/52 E., 2023/81 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini; ayrıca müvekkilinin Öz Sağlık-İş Sendikası ile davalı işverenin üyesi olduğu Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi kapsamında bulunduğunu, buna rağmen toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmayarak ücretinin eksik belirlendiğini ve haklarının eksik ödendiğini veya hiç ödenmediğini ileri sürerek arabuluculuk başvuru tarihi olan 14.01.2022 tarihine kadar ödenmeyen ücret alacağı ile 31.12.2021 tarihine kadar ödenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, ücretin düşürülmediğini, hukuka aykırı uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplamanın yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; Öz Sağlık-İş Sendikası ile Sağlık Bakanlığının üyesi olduğu TÜHİS arasında 08.09.2021 tarihinde imzalanan ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden davacının yararlanamayacağını, arabuluculuk başvuru tarihinin toplu iş sözleşmesi ödeme tarihinden önce olup davacının arabulucuya başvurma tarihinde henüz imzalanan toplu iş sözleşmesi bulunmadığını, 2021 yılı bakımından arabuluculuk dava şartı oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 2021-2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 33 üncü maddesine göre işçi ücretlerinin 01.01.2021 tarihinden itibaren 153,07 TL’ye yükseltildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda geçmişe dönük ödemelerin dikkate alınmadan hesaplama yapıldığını, davacı işçinin ücretinin toplu iş sözleşmesi ve sair mevzuata uygun şekilde tespit edilip ödendiğini, fark ücret alacağının doğmadığını, hükmedilen faiz oranları ile faiz başlangıcına da itiraz ettiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 01.01.2019-31.10.2020 tarihleri arası bireysel iş sözleşmesi ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ve Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümleri uygulanarak tespit yapıldığı, davacının 31.10.2020 tarihinde almış olduğu ücret 31.12.2020 tarihine kadar herhangi bir değişiklik olmadan devam edeceğinden, 01.07.2020-31.12.2020 tarihleri arasında aynı ücret dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, 01.01.2021 tarihi ve sonrası bakımından; davacının sendikaya üye olduğu, arabuluculuk görüşmeleri bahse konu toplu iş sözleşmesi imza tarihinden sonra gerçekleştiği gibi davanın toplu iş sözleşmesi imza tarihinden sonra açıldığı, dava dilekçesi incelendiğinde bu toplu iş sözleşmesinin ücret, ilave tediye ve ikramiyeye ilişkin düzenlemelerinden yararlandırılmaya yönelik taleplerin bulunduğu, buna göre Mahkemece alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların bu dönem bakımından bordrolara göre usul ve yöntemince belirlendiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile hüküm altına alınan fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, hesaplama ve faiz hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 ve 53 üncü maddeleri ile 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (...) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir

..."

4. Dairemizin, 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi uyarınca ücret tespitine yönelik ilke ve esasların açıklandığı 05.10.2023 tarihli ve 2023/6531 Esas, 2023/13812 Karar sayılı ilâmının ilgili kısmı şu şekildedir:

"...

Yapılan bu açıklamalara göre 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesine göre 2021 yılı ücretinin belirlenmesi şu şekilde olmalıdır:

01.01.2021 tarihinde asgari ücrete iş sözleşmesindeki oran uygulandığında belirlenen ücret 136,67 TL’nin altında kalıyorsa davacının ücreti toplu iş sözleşmesinin 33 üncü maddesinin (1) inci bendinde taban ücreti olan 136,67 TL olarak kabul edilir. Bu miktara toplu iş sözleşmesinde öngörülen zamlar uygulanır. Böylelikle başka bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girmiş olsa dahi iş sözleşmesinde belirtilen asgari ücretin fazlası tutarındaki oran uygulanamaz. Bir başka ifade ile işçinin ücretinin, bireysel iş sözleşmesinde öngörülen asgari ücret fazlası tutarındaki oranla bağı kesilir. 01.01.2021 tarihinde asgari ücrete iş sözleşmesindeki oran uygulandığında bulunan ücret 136,67 TL’nin üzerinde ise yukarıda belirtilen şekilde bağın kesildiğinden söz edilemeyeceğinden, iş sözleşmesine göre belirlenen bu ücrete ayrıca toplu iş sözleşmesinde öngörülen zamlar uygulanır.

3. Taban ücreti uygulaması sebebiyle iş sözleşmesi ile belirlenen asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde öngörülen ücret ile bağlantı kesilmiş ise bu şekilde belirlenen ücrete 2022 yılı ve sonrasında yürürlüğe girecek toplu iş sözleşmelerinde öngörülen zamlar uygulanır.

4. Belirtilen şekilde bağlantı kesilmemişse; 2022 yılı birinci dönem ücreti tespit edilirken, 31.12.2021 tarihinde ödenmesi gereken ücrete 01.01.2022 tarihinde başlayan dönemdeki ilk altı ay için %5 oranında ücret zammı ile toplu iş sözleşmesinin 33 üncü maddesinin (2) nci bendinin (b) alt bendinin ikinci paragrafında belirtilen enflasyon farkı ve bu şekilde bulunan son ücrete 03.02.2022 tarihli 2021 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Anlaşma Protokolü’ne Ek Çerçeve Anlaşma Protokolü (III) uyarınca %2,5 oranında zam uygulandıktan sonra bulunacak ücret, iş sözleşmesinde belirlenen 01.01.2022 tarihindeki asgari ücretin belirli bir oran fazlası uygulanarak bulunan ücretten daha yüksek ise artık bireysel iş sözleşmesine göre belirlenecek ücret değil toplu iş sözleşmesine göre belirlenecek ücret uygulanır. Şayet 01.01.2022 tarihindeki asgari ücretin belirli bir oran fazlası tutarındaki ücret, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenen ücretten yüksek ise bu durumda da sadece iş sözleşmesi ile belirlenen ücret uygulanır.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, iş sözleşmesindeki orana göre belirlenen ücretin üzerine ayrıca toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zammının uygulanmaması gerektiğidir. Zira toplu iş sözleşmesi hükmü ile asgari ücrette 01.01.2022 tarihinde meydana gelen artıştan önceki (31.12.2021 tarihli) ücrete zam yapılması öngörülmüştür. Bu durumda yukarıda belirtildiği üzere işçi, toplu iş sözleşmesinde belirlenen ücret ile bireysel sözleşme uyarınca ödenmesi gereken ücretten hangisi yüksekse onu talep edebilir.

5. 2022 yılı ikinci dönem ücretinin tespitinde ise 01.07.2022 tarihinde asgari ücrete zam uygulandığından, şu şekilde karşılaştırma yapılır: İşçinin 01.07.2022 tarihindeki asgari ücretin belirli oranda fazlası tutarındaki ücreti ile 30.06.2022 tarihinde ödenmesi gereken ücretine toplu iş sözleşmesinde öngörülen 2. yıl 2. altı ay için %5 ücret zammının ve toplu iş sözleşmesinin 33 üncü maddesinin (2) nci bendinin (c) alt bendinin ikinci paragrafında belirtilen enflasyon farkının uygulanması suretiyle bulunan ücreti karşılaştırıldığında; bu şekilde belirlenen ücretlerden hangisi daha yüksek ise o uygulanır.

Yine burada da dikkat edilmesi gereken husus, iş sözleşmesindeki orana göre belirlenen ücretin üzerine ayrıca toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zamlarının (%5+enflasyon farkı) uygulanmaması gerektiğidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 375 sayılı KHK'nın ilgili hükmünün ve bu KHK gereğince 31.10.2020 tarihine kadar uygulanması öngörülen toplu iş sözleşmesinin amacı; gerek alt işverenin taraf olduğu ve 31.10.2020 tarihinden önce sona erecek olan toplu iş sözleşmesinden yararlanmakta olan, gerekse alt işverenin taraf olduğu herhangi bir toplu iş sözleşmesinden yararlanmayan işçileri belli bir süre için toplu iş sözleşmesi etkisinden mahrum bırakmamaktır. Bu nedenle 02.04.2018 tarihinde 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlanmaya başlayan yahut alt işveren nezdindeki toplu iş sözleşmesinin bitimini müteakip kanun gereği kendiliğinden yararlanmaya başlayan işçilerin, aynı dönem içinde bir başka toplu iş sözleşmesinden yararlanmayı talep etmeleri, 375 sayılı KHK gereği mümkün değildir. Bir toplu iş sözleşmesinin geriye etkili olarak yürürlüğe konulabilmesi kural olarak mümkün olsa da sonraki toplu iş sözleşmesi hükümlerinin geriye etkili olabileceği en erken süre önceki toplu iş sözleşmesinin bitim tarihidir. Sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler yönünden yapılacak değerlendirmede de bu ilkeden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Buna göre sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin kadroya geçirildikleri işyerinde yürürlükte bulunan bir toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri için en erken tarih her hâlükârda 01.11.2020 tarihi olmalıdır.

3. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının sendikaya üye olması sebebiyle 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasında 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı kabul edilmek suretiyle, toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin 33 üncü maddesi gereğince davacı ücretine %5,75 TL zam yapılarak Kasım 2020 ücreti tespit edilmiştir. Bahsi geçen toplu iş sözleşmesinin "İkinci Yıl İkinci Altı Ay Zammı" başlıklı ücret zamlarına ilişkin 33 üncü maddesinin (d) bendi "01.07.2020 tarihinde işyerinde çalışmakta olan sendika üyesi işçilerin 30.06.2020 tarihi itibarıyla almakta oldukları günlük brüt çıplak ücretlerine 01.07.2020 tarihinden geçerli olmak üzere %5,75 (yüzde beş yetmiş beş) oranında ücret zammı yapılacaktır (Bu zamma enflasyon farkı dahil edilmiştir.)." düzenlemesini içermektedir. İlgili düzenleme uyarınca davacıya 01.11.2020 ve sonrası itibarıyla uygulanması öngörülen ücret zammına ilişkin bir düzenleme söz konusu olmadığından; davacının 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin ücret zammı dışındaki diğer hükümlerinden yararlanabileceğini; ancak toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücrete ilişkin zam oranından yararlanamayacağını kabul etmek gerekir. Bu durumda, davacının ücretinin tespitinde 31.10.2020 tarihi itibarıyla hak edilen ücret aynen korunarak varsa 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki eksik ödenen ücretin ve hüküm altına alınan diğer alacakların yeniden hesaplanması gerektiği anlaşılmakla yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

4. Diğer taraftan 2022 yılına ilişkin ücret tespit edilirken, bireysel iş sözleşmesindeki asgari ücretin yüzde fazlasına göre belirlenen ... ücretin üzerine ayrıca toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zamlarının uygulandığı görülmektedir. Kararın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen Dairemiz kararı da dikkate alındığında bilirkişi raporundaki 2022 yılı ücret tespiti hatalıdır. Ayrıca davacı vekilince ıslah dilekçesinde 31.12.2021 tarihine kadar olan fark alacaklar ıslah edilmesine rağmen fark ücret alacağının 14.01.2022 tarihine kadar hüküm altına alınmış olması talebi aşar nitelikte olmuştur. Taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının ıslah dilekçesindeki talebi doğrultusunda sadece 31.12.2021 tarihine kadar olan fark alacakların hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.