Logo

9. Hukuk Dairesi2023/21142 E. 2024/7535 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, davacının hizmet süresi ve ücreti, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması ile vekalet ücreti konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin Türk hukukuna göre hesaplama yaptığı ilk kararının davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesinin Rusya hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle ilk kararı bozması ve yeniden yargılama yapılmasına karar vermesi nedeniyle, davalının ilk kararı istinaf etmeyen davacı aleyhine usuli kazanılmış hak iddiasının yerinde olmadığı, fazla mesai ücretinin Rusya Federasyonu İş Kanunu'na göre hesaplanması gerektiği ancak miktar itibariyle davalı yararına usuli kazanılmış hakkın gözetilmesi gerektiği ve davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiği gözetilerek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2232 E., 2023/2549 K

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 31. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/350 E., 2023/102 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılması için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Rusya ve Cezayir’de bulunan inşaat şantiyelerinde 08.05.2006 tarihinden 21.03.2018 tarihine kadar kamp amiri olarak çalıştığını, son net ücretinin 2.100,00 USD olduğunu, davacının haftanın 7 günü 06.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, 30 dakika yemek molası olduğunu, tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını beyan ederek ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının işçileri olmadığını, yurt dışında kurulu bulunduğu iddia edilen bir şirket varsa ve davacı da burada çalışmışsa davanın o şirkete yöneltilerek yabancı mevzuatın uygulanması gerektiğini, husumet itirazlarının bulunduğunu, yurt dışında çalıştığı iddia edilen işçinin Türkiye’deki davalı Şirketle bağının bulunup bulunmadığının anlaşılması için Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından düzenlenen yurt dışı iş sözleşmesinin incelenmesi gerektiğini, benzer biçimde ikame edilen davada husumet yönünden verilen ret kararının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, yurt dışında çalışma sebebiyle ücretinin brüte çevrilmemesi gerektiğini, isteğe bağlı sigortalılık durumunun araştırılmasının gerektiğini, davacı tanıklarının derdest davalarının bulunması sebebiyle beyanlarına itibar edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu alacakların ait olduğu söz konusu çalışma dönemi yönünden çalışma yapılan ülke hukukunun uygulanması gerektiği kabulü ile bilirkişiden hesap raporu alındığı, davacının davalı işyerinin Rusya'daki şantiyesinde 21.08.2006-24.02.2016 tarihleri arasında aralıklı olarak çalıştığı, 29.12.2017-18.03.2018 tarihleri arasında ise Cezayir ülkesindeki şantiyede çalıştığı, en son aylık net 2.000,00 USD ücret aldığı, dosya kapsamında dinlenen ve davacı ile birlikte çalışma yapılan süre ile sınırlı olarak değer verilen tanık beyanları doğrultusunda davacının fazla çalışma yaptığı, dinî bayramların bir günü hariç diğer günleri ile millî bayram ve 15 günde bir hafta tatili gününde çalıştığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda yer alan düzenlemelere göre bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya itibar edilerek mazeretli ve raporlu olunan günler ile çalışılamayan günler nedeniyle %30 oranında indirim yapıldıktan sonra net 8.917,11 USD fazla çalışma alacağı, net 653,27 USD ulusal bayram ve genel tatil alacağı ile net 1.714,82 USD hafta tatil alacağı bulunduğu, Cezayir ülkesinde yapılan çalışma yönünden, tanıkların bu ülkede çalışmalarının olmadığı, talep konusu edilen alacakların davacı tarafından ispat edilemediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; dava konusu alacakların tespitinde Rusya ve Cezayir hukuku şeklinde iki farklı ülke hukuku uygulanmasının kabul edilemeyeceğini, yabancı hukukun uygulanmasının kamu düzenine aykırı olduğunu, İŞKUR tarafından hazırlanan matbu sözleşmelerin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 20 ve devamı maddeleri karşısında genel işlem koşulu olup geçersiz olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden Rusya hukukuna göre hesaplama yapıldığını, Cezayir ve Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 111, 152 ve 153 üncü maddelerine göre fazla çalışma alacağının 2 katı zamlı ücretle hesaplanması gerektiğini, davalı yönünden usuli kazanılmış hak nedeniyle 1,5 kat olarak hesaplanarak hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, hüküm altına alınan miktar ve hesaplama yapılan sürenin alacaklardan indirim yapmaya elverişli olmadığını, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; kararın usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere tanık beyanına göre yapılan alacak hesaplamasında %30 indirimin az olduğunu, davacının hizmet süresinin ve ücretinin hatalı tespit edildiğini, ücretin brüt ücrete çevrilmesinin hatalı olduğunu, huzurdaki davanın iş sözleşmesinin tarafı olmayan Şirkete karşı hatalı olarak ikame edildiğini, Rusya’da faaliyet göstermekte olan Türk vatandaşlarına iş yarım bırakılarak ulusal bayram ve genel tatilleri dikkate alınarak izin verilmesinin mümkün olmadığını, tanıkların beyanlarının çalışma dönemleri ile sınırlı olarak hesaplamaya esas alınması gerekirken tüm çalışma süresi açısından tanık beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücret talepleri açısından Mahkemece aldırılan 02.01.2023 tarihli bilirkişi raporunda Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda yer alan düzenlemeler esas alınarak ve davacı tanıklarının sadece Rusya ülkesinde gerçekleşen çalışma dönemine tanıklık ettikleri de gözetilerek hesaplamaların yapıldığı, ek bilirkişi raporunun mutad işyeri hukukuna uygun şekilde düzenlendiği, İlk Derece Mahkemesince ek bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalı tarafa husumet yöneltilip yöneltilmeyeceği, davacının hizmet süresi ve aylık ücret miktarı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispat ve hesaplanması ile vekâlet ücreti noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun ilgili hükümleri

5. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı kararında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:

"...

3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan ... ifade etmektedir.

4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda İlk Derece Mahkemece verilen 01.07.2020 tarihli ilk kararda; Türk hukukuna göre hesaplama yapılan 27.03.2020 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin sözü edilen kararı ortadan kaldırılarak dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda; Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 152 nci maddesi düzenlemesi uyarınca, günlük ilk 2 saatte ücretin 1,5 katı, sonrasında ise ücretin 2 katı fazla çalışma ücreti ödeneceğinin düzenlendiği belirtilmiş; ancak davacının ilk kararı istinaf etmemesi nedeniyle davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle fazla çalışma ücreti 1,5 kat üzerinden hesaplanmıştır.

Ne var ki İlk Derece Mahkemesince 01.07.2020 tarihli ilk karara esas alınan 27.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda; Türk hukuku hükümlerine göre hesaplama yapılmış olup bu hesaplamanın davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğunun kabul edilmesi mümkün değildir.

Yapılacak iş; Rusya Federasyonu İş Kanunu hükümlerine göre fazla çalışma alacağının hesaplanması, bu şekilde belirlenen miktar hüküm altına alınırken davacının 01.07.2020 tarihli ilk kararı istinaf etmemesi nazara alınarak miktar itibarıyla davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın gözetilmesidir.

3. Kabule göre ise, alacaklar belirlenirken yapılan indirim nedeniyle davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi Dairemizin yerleşik içtihadıdır. Bu husus dikkate alınmaksızın davalı lehine vekâlet ücreti belirlenmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.