"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2838 E., 2023/3086 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Burdur 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2022/325 E., 2023/285 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bünyesinde alt işveren şirketlere bağlı şekilde güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladığını, 2015 yılından itibaren güvenlik şefi olarak çalıştığını, 2018 yılında 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile sürekli işçi kadrosuna tüm özlük hakları ve asgari ücretin belirli oranda fazlası ile geçirildiğini, davacının kadroya geçirilmesinden sonra güvenlik müdürü tarafından birimlerde nöbet tutmaya gönderildiğini ve bu görevlendirmeler sebebiyle ücretinde herhangi bir değişiklik olmadığını ancak 2021 Mayıs ayında davacının görev yerinin değiştirildiğini ve yerine başka bir personelin getirildiğini, bu değişikliklerde davacının onayının alınmadığını ve davacının ücretinin herhangi bir neden gösterilmeksizin düşürüldüğünü, davacının görev değişikliğine gerekçe olarak 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'da (5188 sayılı Kanun) güvenlik şefinin üniversite mezunu olma şartının getirildiğinin belirtildiğini ancak bu Kanun çıktığında da davacının güvenlik şefi olarak çalışmaya devam ettiğini ve işverence tek taraflı olarak ücretin düşüremeyeceğini ileri sürerek ücretin tespiti ile Mayıs 2021 tarihinden itibaren eksik ödenen ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş yaptığı sırada 5188 sayılı Kanun’un ilgili maddesi uyarınca güvenlik sorumlusu olarak çalıştığını ve bu görevi nedeniyle ek ücret aldığını; ancak 5188 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle güvenlik sorumlusu olarak çalışacak kişilerin en az ön lisans mezunu olma şartının getirildiğini, davacının bu niteliği taşımaması nedeniyle güvenlik sorumlusu görevinden alınarak yerine üniversite mezunu başka bir kişinin güvenlik sorumlusu olarak atandığını ancak güvenlik sorumlusu olarak çalışmayan davacıya Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesine istinaden 31.10.2020 tarihine kadar ücretinin düşürülmeden ödendiğini ve bu toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihi olan 31.10.2020 tarihinden 24.04.2021 tarihine kadar yeni toplu iş sözleşmesi imzalanmadığı için davacıya sorumlu görevi verilmemesine rağmen ücretinde kesintiye gidilmediğini; ancak 28.04.2021 tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin 37 nci maddesinde ücretlendirmelerin kişilere göre değil belirtilen iş tanımlarına göre olduğundan ücretlerin bu toplu iş sözleşmesi uyarınca belirlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hizmet alım sözleşmeleri ile belirlenen ücretin davacının açık rızası olmadan düşürülmesinin mümkün olmadığı, 03.05.2023 tarihli ek raporun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş yaptıktan sonra 5188 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile güvenlik sorumlusu olarak görev yapan kişilerin en az ön lisans mezunu olma şartı getirildiğini, davacının bu niteliği taşımaması nedeniyle güvenlik sorumlusu görevinden alınarak yerine üniversite mezunu başka bir kişinin güvenlik sorumlusu olarak atandığını ancak güvenlik sorumlusu olarak çalışmayan davacıya Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesine istinaden 31.10.2020 tarihine kadar ücretinin düşürülmeden ödendiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverence kadroya geçiş sonrası 01.04.2018 ile Nisan 2021 dönemi yönünden davacıya asgari ücretin yüzde fazlası şeklinde işverence ödeme yapıldığı, 2021 Mayıs ayı itibarıyla güvenlik sorumluluğundan güvenlik görevlisi konumuna geçirilerek ücretinin düşürüldüğü, buna dayanak işlemin ise kadroya geçiş tarihi olan 01.04.2018 tarihinde de mevcut olduğu fakat işverence bu düzenlemenin o tarihte değerlendirme dışı tutulduğu, İlk Derece Mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıya dava konusu dönemde ödenmesi gereken ücretin tespiti ile dava konusu fark işçilik alacaklarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi" kenar başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. ..."
3. 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda davacının; 2021 yılı Mayıs ayı itibarıyla ücretinin geldiği seviyenin tek taraflı düşürülmesi mümkün olmadığından Mahkemece Nisan ayındaki ücret seviyesi korunarak 2021 yılı Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin fark alacaklarının hüküm altına alınması doğrudur. Ayrıca davacı güvenlik şefi olarak çalışma şartlarını taşımadığı gibi taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde de ücretin, asgari ücretin %25 fazlası olarak ödeneceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre işverenin asgari ücret artış dönemlerinde, asgari ücretin %25 fazlası oranında ücret artışı yapmakla yükümlü olduğu söylenemez.
3. Diğer yandan davacı vekili dava dilekçesinde; ücretin tespiti talebiyle birlikte bu sebeple doğan fark alacaklarını talep etmiş olup davacının bu tespit talebi ayrı bir dava değil, ön sorundur. Dolayısıyla ayrı bir dava gibi değerlendirilip ayrıca tespit hükmü kurulması hatalıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılması ve devam eden bentlerin buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.